DÖRT BİLGE
Mustafa MIZRAK

DÖRT BİLGE

Bu içerik 634 kez okundu.

Düşüncelerimizi konuştuğumuzda, ağızdan çıkan kelimeler kimi zaman başkalarına ya da ortama sadece zarar verir. Bu da zaman kaybıdır.
Kimi zaman da dinleyenlere yararlı, bilgi ve umut veren mesajlar içerir.
Konuşan insan gösterişe kaçmadan, ego zıplamaları yaşamadan, konuşmanın şehvetine kapılmadan yararlı bilgiler ve haberler, manevi güç ve haz yaşatan gerçekler söylediği sürece dinleyenlerine artı değerler sunmuş olur. Böyle biri de, her daim aranan bir konuşmacı konumundadır.
 
 Dört bilge dost buluşmuşlar ve "Susmanın erdemi" üzerine derin bir sohbete dalmışlar. İçlerinden biri, "Konuşmadığıma değil, konuştuğuma pişman olurum. Kimi zaman düşünmeden konuşurum, pişman olduğumda ise dilim beni üzer," demiş. Bir diğeri, "Söylemediğim sözün efendisi, söylediğim sözün esiriyim," diyerek karşılık vermiş. Üçüncüsü, "Konuşanlara şaşarım ki, söylediklerinin çoğu aleyhine tanık olur. Ağızlarından çıkan sözler, sahibini yaralar," sözleriyle farklı bir yorum getirmiş konuya. Sonuncusu ise, "konuşmayı kabul etmemek, söylediğimi reddetmekten daha kolaydır," diyerek katılmış diğer üçüne.
Gerçekten, yerinde ve zamanında susmasını bilmek, kişiyi konuşmanın tuzaklarına düşmekten kurtarır. Sessizlikte sevgi ve esenlik vardır. Susan aklını başına alır, daha derin ve dingin düşünür. Kendini daha iyi denetleyebilir. İnsan ilişkilerini, yaşam sorunlarını, planlarını olumlu ve doğru çözmek, gerçekleştirmek yolunda kararlarını daha gerçekçi alabilir. Doğru kararlar alma olasılığı her zamankinden fazladır.
 
 Dilin kendisi küçüktür ama işlevi kendinden büyük sonuçlara neden olabilir.
Dil, her kapıya anahtar olur. Kontrolümüzden çabucak uzaklaşabilir.
Dilini frenleyemeyenler, dilini düzeltmeyenler pek çok olumsuz sonuca da katlanırlar. Farkına varmadan dedikodu yaparlar, başkalarını yargılarlar, insanların arasını açabilirler, gönül kırarlar.
Boş konuşmakla başlar. Bu da hem dinleyen hem de konuşan için sadece zaman kaybıdır. Boş konuşmak bilgi alış verişi yapmak, sevgi sözcükleri kullanmak, dertlere ve sorunlara çare olmak, aklın sözcüklere yansıması gibi anlamlı dil kullanımına engeldir.
Gereksiz ve fazladan konuşmak da dilin yanlış kullanımıdır. Sır tutmada, dil çoğunlukla kendini frenleyemez. Bu da ona sır verene ihanettir. Alay etmek, ayıplamak, leke sürmek, gönül kırmak, hakaret etmek dilin sevgi ile terbiye edilmeyişindendir.

​Sevgiyle kalın. Ve her şeyden önce birbirinizi candan sevin. Çünkü sevgi birçok kötülüğü   örter.  
 
​Mustafa Mızrak
Gazeteci / Yazar otele gelen escort

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Erkmen Belediyesi'nin iftar yemeğine 3 bin kişi katıldı
Erkmen Belediyesi'nin iftar yemeğine 3 bin kişi katıldı
Türk: Bir nesil genç, Güney Afrika'nın eşitlik mücadelesiyle dayanışma içinde büyüdü
Türk: Bir nesil genç, Güney Afrika'nın eşitlik mücadelesiyle dayanışma içinde büyüdü