Coşkun, “Bu topraklar peygamberler diyarı, kadim bir medeniyetin mirasçısıdır. Urfa’nın bereketli toprağında cadılar değil, değerler yeşermelidir” dedi.
Şanlıurfa’nın tarihî ve kültürel kimliğine uymayan bu tür etkinliklerin toplumda yozlaşmaya yol açtığını belirten Coşkun, gençleri yabancı kültürlerin etkisine kapılmamaları konusunda uyardı.
Kendi değerlerinden, köklerinden koparak başka kültürlerin parıltılı yüzeyine hayranlıkla bakanlar, aslında kimliğini yitiriyor. Bu bir zenginlik değil, özünden fakirleşmedir,” diyen Coşkun, toplumun kendi kültürünü yaşatmasının önemine dikkat çekti.
Açıklamasında “Her toplum, kökleriyle güçlüdür” vurgusu yapan Coşkun şöyle devam etti:
“Bir ağacın dalları ne kadar yükseğe uzanırsa uzansın, o ağacın ayakta kalması köklerinin sağlamlığına bağlıdır. Kökler kurursa, dallar da kurur. En büyük zenginlik, kendine has olmaktır.”
Coşkun, Urfa halkını kendi örf, adet ve inançlarına sahip çıkmaya çağırarak, “Kültürünü unutan toplum, rüzgârda savrulan yaprak gibi kaybolur. Bu büyük mirası hiçe saymak, hem geçmişe hem geleceğe ihanettir,” ifadelerini kullandı.