Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Denizli’de düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gazetecilerin “Dünya genelinde milyonlarca Türk var. Burada Suriyelilere karşı yaptığımız ırkçı çıkışlar, dünyanın diğer ülkelerindeki Türklere ters tepmez mi? Daha anlamlı bir çıkış noktası yakalanamaz mı?” sorularını yanıtlayan İnce şöyle konuştu:
BU BİR BEKA SORUNUDUR
“Dünyanın çeşitli ülkelerinde çalışan Türklerle, Türkiye’de ki Suriyelileri kıyaslamak elma ile armutu kıyaslamak gibi bir şeydir. Böyle bir dünya yok. Yani kitlesel bir durum söz konusu değil. Bir diğeri, Almanya’da 3 buçuk milyon Türk çalışıyor. Almanya onlara bakmıyor. Biz Suriyelilere 50 milyar dolar harcamışız karşılıksız. Almanya’da ki Türkler lokantada çalışıyor, laboratuvarda çalışıyor, madende çalışıyor, iş yapıyor karşılığında ücret alıyor. Bununla devletten geçinen Suriyeliyi aynı düşünmek saflık olur. Bu faşistlik kavramı da çok moda oldu son yıllarda. Böyle ikide bir herkese de faşist demek çok sağlıklı bir durum değil. Beka sorunu görüyorum ben Türkiye’de. Kilis’te yaşayan Suriyelilerin sayısı Kilislilerden fazla olmuşsa bu beka sorunudur. Hatay Belediye Başkanı’na katılıyorum. 3’e 1 ise doğum oranı, Suriyeli sayısı Hataylı sayısını geçmişse orada bir beka sorunu var demektir. Bunu söylemek faşistlik değildir. Böyle kendimizi kandırmayalım.
BÖYLE BİR DÜNYA YOK
“Dünyanın hiçbir ülkesinde 5,5 milyon, mülteci sığınmacı olamaz. Böyle bir dünya yok. Misafirlik bir yere kadardır. Türkiye büyük devlettir, komşularında bir problem çıktığında Türkiye yardım etmelidir hiç itirazım yok. Fakat Afganistan’dan kabileler halinde ayaklarında spor ayakkabılar, 20 – 25 yaşında, Van’dan her gün sınırdan giriyorlar içeriye. Ya bu annesini orada bırakmış, karısını orada bırakmış, kız kardeşini orada bırakmış, 25 yaşında bir adam elinde bir çanta Türkiye’ye kaçıyor. Bunlardan ne hayır gelir memlekete? Kimse kusura bakmasın. Her şeyi bırakıp geliyor, savaşsana kardeşim. Bak Ukrayna’da kaçıyorlar ama savaşanlarda var. Doğru tespit edelim bunları.”
HERKESLE BARIŞIYORSUN DA ESAD’LA NİYE BARIŞMIYORSUN?
“Hükümet açısından bakarsak, Birleşik Arap Emirlikleri’ne terörist dedi mi, 15 Temmuz’u destekliyorsun dedi mi, dedi. Şimdi çark etti mi, etti. Mısır’a darbeci dedi mi, dedi. Çark etti mi, etti. Ey Putin dedi mi, dedi. Çark etti mi, etti. Ey Macron dedi, çark etti. Ya herkesle barışıyorsun da Esad’la niye barışmıyorsun? Barış Esad’la gönderelim. Ben cumhurbaşkanı seçilseydim hemen Şam’a büyükelçi atayacaktım. Konuşacaktım Esad ile. Yani sen bana güvence ver gönderelim bunları.”
ENSAR DEĞİL SİMSAR MANTIĞIDIR BU
“Türkiye Cumhuriyeti’ni Suriyelilerle beraber mi kurduk biz, Afganlarla beraber mi kurduk? Böyle bir dünya yok. Yardım ederim ben komşuma, bir yere kadar. Öyle ensar mensar palavralarına da karnım tok benim. Biz ensarmışız onlar muhacirmiş, yapma ya. Ensardık biz de Kapıkule’ye niye gönderdin Suriyelileri, Avrupa Birliğini tehdit etmek için. Niye sahip çıkmadın o zaman muhacirlere. Süleyman Soylu günlük rapor veriyordu. 86 bin 423 kişi geçti, 97 bin 246 kişi geçti. Günlük rapor veriyordu. Ucuz işgücü olarak bakıyorlar Suriyelilere. Ensar değil simsar mantığıdır bu.”
BUNUN IRKÇILIKLA DA FAŞİSTLİKLE DE HİÇBİR ALAKASI YOKTUR
“Yani şu faşist suçlamalarını bir kenara bırakalım. Aklımızı başımıza alalım. Hatay’da ki Suriyeli sayısı Hataylıdan fazlaysa, Kilis’te ki Suriyeli sayısı Kilisliden fazlaysa problem kapıda demektir. Ciddi bir problem gelecek demektir. Bunu devleti yönetmeye aday olan insanların yüksek sesle dillendirmesi lazım. Bunun ırkçılıkla da faşistlikle de hiçbir alakası yoktur.”
Hibya Haber Ajansı