Keskin:Bir kavga olursa gidecek olan Tayyip Erdoğan’ dır

Şanlıurfa Barosu tarafından düzenlenen “insan hakları ihlali konulu konferansta konuşan Av Eren Keskin, “Tayyip Erdoğan ve AK Parti özel harp yapısıyla uzlaştı.Ama bir gün, ki ben bunun olacağına da inanıyorum bir kavga olursa, o kavgada gidecek olan Tayyip Erdoğan’ dır. Devlet yine yerinde kalacak.Bu yüzden yapacağımız her tartışmayı bu bilinç çerçevesinde yapmak gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

993 kez okundu.
Keskin:Bir kavga olursa gidecek olan Tayyip Erdoğan’ dır

Şanlıurfa Barosu İnsan Hakları Komisyonu tarafından  “Olaganüstü Hal uygulamaları ve insan hakları ihlali” konulu konferans düzenlendi.Konferansta Av Eren Keskin ve Ömer Faruk Gergerlioğlu konuşmacı olarak katılırken, konferans’a ilgi yoğun oldu.

YALANLARLA YAŞAYAN BİR COĞRAFYADA YAŞIYORUZ

Av Eren Keskin, burada yaptığı konuşmada,gerçekten zor bir süreçten geçtiklerini belirterek,“Ben bir insan hakları savunucusu olarak yıllardır bu mücadelenin içindeyim.Ancak şimdiye kadar kendimi öngörüsüz ve  bu kadar çaresiz hissettiğim bir süreç yaşamadım. Ben herkesin düşüncesini ifade etmesinden yanayım.İşkenceciye bile işkence yapılmasına karşıyım.İdam cinayettir diyorum.Biz insan hakları savunucuları olarak dünyaya ve ilişkilere bu şekilde bakıyoruz.Aslında biz yalanlarla yaşayan bir coğrafyada yaşıyoruz.Tamamen yalan bir tarih ögretilmiş bize.Bu yalan tarihin esir aldığı kişiler olarak bu coğrafyada yaşamaya devam ediyoruz.Burada çok büyük bir suçun üzerine kurulu bir cumhuriyetten söz ediyoruz” dedi.

BİR KAVGA OLURSA GİDECEK OLAN TAYYİP ERDOĞAN’ DIR

Av Eren Keskin, “Biz her şeyi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan üzerinden tartışıyoruz.Ama bu coğrafyada gerçek ve çekirdek devlet yapısını hiç unutmayalım.Bu devlet herkesi kullanır, kullandıktan sonra bir tarafa atar,ama her zaman ayakta o kalır.Bunu hiç unutmayalım.Bugün Tayyip Erdoğan ve AK Parti özel harp yapısıyla uzlaştı.Ama bir gün ki ben bunun olacağına da inanıyorum bir kavga olursa, o kavgada gidecek olan Tayyip Erdoğan’ dır. devlet yine yerinde kalacak.Bu yüzden yapacağımız her tartışmayı bu bilinç çerçevesinde yapmak gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

HİÇ BİR ZAMAN DEĞİŞMEDİK

Keskin şöyle konuştu: Tayyip Erdoğan bir şiir okuyup yargılandığında insan hakları savunucuları olarak bunun ifade özgürlüğüne saldırı olduğunu ifade ederek karşı çıktık.Biz hala durduğumuz yerdeyiz.Hiç bir zaman değişmedik.Ama bizim karşımızdakiler maalesef değişiyorlar ve biz geçmişte haklarını koruduğumuz insanların bugün kurbanları durumuna geliyoruz.Ama sonuçta yine derin devletin istedikleri oluyor.”

Yasa, yürütme ve yargı kollarının Cumhuriyetten bu yana hep militarizme bağlı olduğunu düşündüğünü ifade eden Keskin, “Militarizmin  önümüzdeki en büyük engel olduğunu biliyoruz. Bu coğrafyada sahte bir kavgaya hepimiz inandırıldık. Kendini islamcı olarak tanımlayanlarla, ulusalcı olarak tanımlayanların kavgası yaşandı. Bu kavgada sadece yönetmek kavgasıydı. Kim yönetecek kavgası. Şimdi düşünce ve ifade özgürlüğü kavgası yaşanıyor. Düşünce ve ifade özgürlüğünde de hangi düşünce yasak, ona bakmak lazım. Ermeni soykırımı üzerine düşünmek, Kürt sorunu üstüne düşünmek, Kıbrıs sorunu üzerine düşünmek ve anti demokratik laiklik meselesinde devletten farklı düşünmek yasak. Muhalefet yok edilmeye çalışılıyor. Bunlar kimin işine yarıyor derin devletin. Gerçek devletin işine yarıyor bunlar” dedi.

‘AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ ASKIYA ALINDI’

Keskin 15 Temmuz tarihinden sonra ülkede hukuk ile açıklanamayacak bir sürecin yaşandığını ifade ederek, “Olağanüstü Hal ile birlikte Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni askıya aldılar. Ama Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin askıya alınmayacağı hükümleri var. İşkence, öldürme gibi son derece önemli şeyler, ama bütün bunlar da askıya alınmış durumda” dedi.

Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak adına gazetenin genel yayın hanesine adının yazıldığını ifade eden Keskin, “Bu  gazete geçmişte defalarca bombalandı, kapatıldı, çalışanları başta Musa amca olmak üzere katledildi. Böyle bir gazete yine Özgür Gündem adıyla yayımlanmaya başlayacaktı. Tabi barış süreciydi. Barış sürecinde hiç dava açılmadı hakkımızda ancak barış sürecinin bitmesinin ardından bir bombardıman gibi davalar yağmaya başladı” ifadesini kullandı.

‘BÖYLE BİR COĞRAFYADA KİMSENİN ÖZGÜRLÜĞÜNDEN SÖZ EDİLEMEZ’

Son süreçte yaşanan hak ihlallerine dikkat çeken Keskin, “Urfa’da da bir çok avukat arkadaşımız tutuklu. Böyle bir coğrafyada kimsenin özgürlüğünden söz edemezsiniz. Gözaltı süresi 30 gün, avukat yasakları ve işkence var. Çıplak arama, cinsel işkence var. Bunları her gittiğimiz yerde başvurularını alıyoruz. İşkencenin bu denli meşrulaştığı bir süreci ben hatırlamıyorum. Tutuklamanın bu kadar futursuzca yapıldığı, işkencenin bu kadar meşrulaştığı ifade özgürlüğünü bu kadar yok edildiği bir süreci hatırlamıyorum. OHAL gerekçesi her türlü olayın üstünü örtüyor. Hasta tutsaklar var yine. Kanser olan hastalar hastaneye götürülmüyor. O kadar hak ihlali var ki ancak her şeyden önce düşünce ve ifade özgürlüğü olmalı.  Konuşmanın olmadığı yerde şiddet konuşuyor. Bu şiddetin bitmesi için konuşmamız lazım. Hepimizi kendisini en çaresiz hissettiği bir süreci yaşıyoruz. Temennim bu süreçten kısa sürede kurtulmaktır” dedi.

İNSANLARA ÖL DİYORSUNUZ

OHAL ve KHK’lara ilişkin  konuşan Eski Mazlum Der Genel Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu ise,  konuşmasına başlamadan önce tutuklanan avukat Emin Baran, Gülay Koca ve Cemo Tüysüz’ün tutuklanmalarının hukuksuz ve kabul edilemez olduğunu söyledi.

OHAL’in ilan edilmesiyle geleceğe dair kaygılarını dile getirdiklerini ve bu kaygılarının ne kadar yerinde olduğunu kısa zamanda gördüklerini söyleyen Gergerlioğlu, ” Demokrasiyi içselleştirmemiş bir ülkede OHAL’in son derece sıkıntılı olabileceğini , çözüm sürecinin bitmesinden sonra yaşadığımız ortamda, ki bir savaş konsepti idi, artık barış bitmişti, artık barış diyene terörist deniliyordu. Böylesi bir ortamda OHAL’in yaşanmasının çok ağır insan hakları ihlallerine neden olabileceğini daha ilk günlerden söylüyorduk. Baktığımızda kaygılarımız gerçekleşiyor.  OHAL’i gerektirecek bir ortam var mıydı? KHK’lar gerekli miydi? Bunlar tartışmalı konular. KHK’larla hayatlar karartılıyor. Sizin yapılan haksızlığı ispatlamanız yani iç hukuk yollarının tükenmesi ve konuyu Avrupa mahkemelerine taşımanız bile yıllarınızı alıyor. Bir insan suçlu ise cezasını çeker ancak siz onlara öl diyiyorsunuz” ifadesini kullandı.

 

Uzun yıllar haksızlığa karşı mücadele ettikleri konular arasında başörtüsü özgürlüğü de olduğunu belirten Gergerlioğlu, ” Dün hep beraber bu haksızlıklara birlikte karşı durduk, ancak o arkadaşlar şimdi yoklar. Oysa 28 Şubat’tan daha berbat bir süreci yaşıyoruz. O günlerde birlikte olduğumuz arkadaşlardan çıt çıkmıyor şimdi. Onların sessizliğini anlamıyoruz. Bakın halkı dinle uyutup, maskelerini dinle kapatmaya çalışıyorlar. Ellerinde Kuran, dillerinde islami söylemler, bir yerlere varmaya çalışıyorlar. Din ile Türkçülüğü bir araya getirmeye çalıştılar. Allah’ın dinini bir ırka tahsis etmek haksızlık ve din dışıdır. KHK’larda ciddi hak ihlalleri haksızlıklar yaşandı. Hukuksal açıdan da belirsizlik var. Son KHK’larda kış lastiği zorunluluğu getirildi. Bunun süreçle ne ilgisi var. Yani bu kararları Anayasa Mahkemeleri denetlemeyecek te kim denetleyecek” dedi.

Seminer soru cevap kısmı ile devam etti.

ŞANLIURFA (RUHA AJANS)

 

 

Keskin:Bir kavga olursa gidecek olan Tayyip Erdoğan’ dır
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Romanya Cumhurbaşkanı Iohannis ile telefonla görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Romanya Cumhurbaşkanı Iohannis ile telefonla görüştü
Bakan Tekin öğrencilerle birlikte Beşiktaş-MKE Ankaragücü maçını izledi
Bakan Tekin öğrencilerle birlikte Beşiktaş-MKE Ankaragücü maçını izledi