Hafızanın bilgisayar gibi olmadığını belirten uzmanlar, belleği ve hafızayı g??lendirerek kaydı arttırmak i?in, ?ncelikle insanın unuttuğu ger?eğini kabul etmek gerektiğini s?yl?yor. N?roloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, i?inde bulunulan koşulların, ge?mişte anıyı yaşadıktan sonra ?zerine eklenen yeni duygular, bilgiler ya da ?ıkarım y?ntemlerinin zihinsel ge?mişteki anıyı değiştirdiğini ifade ederek, anıları yeniden kurgulayarak geri getirdiğimize dikkat ?ekti.

Unutkanlığın ?n?ne ge?mek i?in bilgilerin tekrar edilmesi ve beynin v?cut gibi beslenmesi gerektiğine vurgu yapan Tarlacı, beyin sağlığını bozan yapay yağların t?ketilmemesi konusunda da uyardı.

“Hafızayı oluşturan esas şey motivasyondur”

Tarlacı, herkesin aynı şekilde yaratılmadığını belirterek, ?“Biyolojik olarak nasıl elimiz, y?z?m?z, kolumuz farklıysa beynimizin de belirli alanlarında farklılıklar var. Hafıza ya da bellek dediğimiz şey de kişiden kişiye değişebiliyor. Ancak hafızayı oluşturan esas şey motivasyon ve ilgi alanıdır. ?nce ilgilenilen konu hakkında motive olmak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“Unutmazsak bir?ok acı aynı canlılığını korurdu”

Zorunlu olarak ?ğrenilen bilgilerin kalıcı olmadığın vurgulayan Tarlacı, “Merak olması gerekiyor. Merak, motivasyonu tetikleyen bir şey. Merak varsa insan her t?rl? şeyi ?ğrenmeye ?alışıyor ve b?t?n derinliğini ?ğreniyor. O zaman unutması da zor oluyor.” dedi.

Tarlacı, unutmayı da k???msememek gerektiğine değinen, şunları kaydetti:

“Eski bir s?z var, ‘Tanrıya ş?k?r, unutmak iyi ki var ve zorunlu.’ diyor. ??nk? unutmazsak bir?ok acı aynı canlılığını korurdu. Bir?ok sıkıntı aynı canlılığıyla tekrar tekrar hafızamıza gelirdi. İnsan doğası gereği unutuyor. Hatta ?ok unutuyoruz. Bireysel olarak da toplumsal olarak da unutuyoruz. Toplumsal bir hafıza da var. Yazılıysa buna tarih deniyor. ?te yandan tarihin ne kadar tartışmalı olduğunu hepimiz biliyoruz. Herkesin yazdığı tarih farklı. Hafızanın ne kadar u?ucu olduğunu, yeniden inşa ederken ne kadar yanıldığımızı g?steriyor.”

“Anılar yeniden kurgulanarak hatırlanıyor. Bu nedenle g?rg? tanıklıklarının kameralara g?re g?venilmez olduğunu g?steren ?alışmalar var”

Hafızanın bilgisayar gibi olmadığını ve anıların dosyalar şeklinde geri gelmediğini dile getiren Tarlacı, “O an i?inde bulunduğunuz koşullar, ge?mişte anıyı yaşadıktan sonra ?zerine eklenen yeni duygular, bilgiler ya da ?ıkarım y?ntemleri zihinsel ge?mişteki anınızı değiştiriyor. Yani onu yeniden kurgulayarak geri getiriyorsunuz. Anılarda yeniden kurgulama yapabildiğimize g?re bu durum insanın iyileşmesine de yardımcı oluyor olabilir. Bilişsel terapiler vardır. Kişinin d?ş?nce zincirini değiştirmeyi i?erir. Bazen yanlış anılar ekleriz.” dedi ve s?zlerine ş?yle devam etti:

“Bu sebeple g?rg? tanıklıklarının kameralara g?re g?venilmez olduğunu g?steren ?alışmalar var. Kamera olayı birebir kaydediyor. Ama biz kurguluyoruz. ??nk? beyin esnek, yumuşak, akışkan. Zaman i?erisinde değişiyor ve bu değişim anıları geri ?ağırırken boşluklara neden oluyor. O boşluklar bizi rahatsız ediyor. ‘Orada bir şey olması gerekiyor’ deyip onu başka bir şeyle dolduruyoruz. B?ylece anınız değişiyor.”

“Şiddetli travmalar, normal anılardan farklı kaydediliyor”

Tarlacı, beyindeki badem b?y?kl?ğ?nde iki sinir h?cresi k?melenmesi olduğunu ve buna amigdala ?ekirdeği denildiğini ifade ederek, bu yapının hipokampus denilen ve hafızayı oluşturan beyin b?lgesi ile ?ok sıkı bağlantısı olduğuna, bu durumun da olumsuz bir yanı olduğuna dikkat ?ekti.

Şiddetli travmaların da aynı yol ?zerinden hafızaya kaydedildiğini s?yleyen Tarlacı, “Travmalar ?yle bir kazınır ki hafızaya, posttravmatik stres bozukluğu dediğimiz durum ortaya ?ıkar. Aradan bir, beş sene ge?se de aynı anıları tekrar canlı canlı yaşarsınız. R?yanızda, g?nl?k yaşamınızda s?rekli b?t?n olarak aklınıza gelir. Yani normal yaşamda kaydedemeyeceğiniz şekilde duygusal anı ile amigdala uyarılınca hafızaya zımba gibi yerleştirir. ?zellikle posttravmatik stres bozukluğunda bu olumsuz anılardan kurtulmak ?ok zor olur.” a?ıklamasını yaptı.

“Unutkanlığın ?n?ne ge?menin birinci yolu tekrar etmektir”

Tarlacı, belleği ve hafızayı g??lendirerek kaydı arttırmak i?in, ?ncelikle insanın unuttuğu ger?eğini kabul etmek gerektiğini vurgu yaparak, “Bu haber yazısını okuyanlar 8-10 saat sonra bu yazının neredeyse ??te birini hatırlayacaklar. Yedi g?n sonra yaklaşık bunun y?zde 20-25’i kalacak. Bir ay sonra da y?zde 20’si kalacak. İnsan hızlı unutuyor. Unutkanlığın ?n?ne ge?menin birinci yolu tekrar etmektir. İlk g?n, bir hafta ve bir ay sonra ilgilendiğiniz konuyu ya tekrar izleyeceksiniz ya tekrar okuyacaksınız. Tekrar olduğu zaman bilgiler beyinde pekişir. Bilgi ilk girdiği zaman izi kalmıyor, m?h?r gibi. O m?h?r ilk seferde maalesef etkili olmuyor. İkinci tekrarda m?hr?n izi biraz daha belirgin oluyor. ???nc? tekrarda m?h?r iyice yerleşiyor ve izi kalıyor beyinde. Yani beynin yapısını değiştiriyor. Dolayısıyla hafızada tutmak i?in tekrar etmek gerekiyor.” diye konuştu.

“Beyne esneklik veren yağlar a?ısından en zengin besinler balıklar”

Beynin bir organ olduğunu da hatırlatan Tarlacı, “Beynin, akışkanlığı, esnekliği, değişkenliği, uyarana yanıt olarak kendini değiştirmesi ve yeni bir şekil almasını sağlamak i?in uygun şekilde beden gibi beslenmesi lazım. Onun i?in de antioksidanlar, Omega 3’ler ve Akdeniz Diyeti i?eriğine uygun beslenmek gerekiyor. Bug?n biliyoruz ki doymamış yağlar yani beyne esneklik veren yağlar a?ısından en zengin besinler balıklardır. Somon balığında, kefalde ve uskumruda bulunuyor. Tohumlardan da keten tohumu, incir tohumu ve cevizde bulunuyor.” şeklinde konuştu.

“Yapay yağlar unutkanlık ve depresyon riskini arttırıyor”

Tarlacı, Omega 3 denilen yağlarda DHA ve EPA denilen akışkan ve doymamış yağlar olduğunu da dile getirerek, “Bunları ne kadar ?ok alırsak kalp ve damar sistemimiz o kadar iyi ?alışır. Kalp krizi ge?irme riskiniz azalır. Kan akışkanlığınız artar. Beyniniz daha esnek ve yumuşak olur. Beynin 4’te 1’i fosfolipit dediğimiz akışkan yağdan oluşuyor. Dolayısıyla, ne kadar akışkan yağlarla beslenirsek beynimiz o kadar esnek olur.” dedi.

Margarinler gibi yapay yağların kalp-damar sağlığıyla birlikte beyin sağlığımızı da bozduğunun altını ?izen Tarlacı, “G?n?m?zde modern insan 20 birim katı yağ, 1 birim akışkan yağ alıyor. Bu beyin sağlığı a?ısından ?ok olumsuz bir şey. Onun i?in kalp-damar hastalıkları, kanserler, romatizma, unutkanlık ve depresyon gibi hastalıklarda artış olduğu iddia ediliyor ve kanıtlar var. Dolayısıyla bizim Omega 3 ve deniz ?r?nleri t?ketimini artırmamız lazım. ?? tarafı denizlerle kaplı bir ?lkede balığı ya da deniz ?r?nlerini m?mk?nse haftada bir ya da ayda iki kere yememiz gerekiyor.” uyarısında bulundu.

“Antioksidanlar v?cudu temizlediği i?in ?nemli”

Tarlacı, T?rk mutfağının Ege-Akdeniz mutfağı olduğunu ve d?nyada kalp ve beyin sağlığına en faydalı mutfağın da yine Ege-Akdeniz mutfağı olduğunu belirten Tarlacı, s?zlerini ş?yle tamamladı:

“‘Şundan uzak durun, bunu yemeyin’ gibi uyarılar bizim mutfağımız i?in ?ok ge?erli değil. Toplumumuzu motive etmemiz gereken şey, zaten i?inde olduğumuz mutfağı t?ketmeleridir. Sağlık a?ısından hem unutkanlığa iyi geldiği g?zlemlenmiş, hem depresyona, hem de bunama gibi durumlara gayet iyi geldiği g?sterilmiş. Bunun dışında antioksidanlar ?nemli. V?cudumuz ?alışıyor ve atıklar, paslanmalar, eskimeler, k?fler ortaya ?ıkıyor. Bunları ortadan kaldıran antioksidan dediğimiz temizleyici maddeler var. Antioksidan da en ?ok meyvelerin kırmızıdan kahverengi ve mora ge?tiği s?re?te artar. Mesela erik yeşildir. Ama kızarıp mora d?nd?ğ? zaman en ?ok antioksidanı i?erir. Kuru ya da taze olması fark etmeksizin bunların t?ketilmesine ağırlık vermek lazım.”

Hibya Haber Ajansı

Advert