Geçmişte Şanlıurfa'nın topraklarında yaşanan bir olay, bu kentte hala izleri silinmemiş bir sessizliği simgeler. Hz. İbrahim Peygamber'in Nemrut tarafından ateşe atıldığı zaman, İbrahimiler sessiz kalmış ve olaya tepki göstermemişlerdir. Bu sessizlik, bugün Şanlıurfa'nın ilerleyişini adeta bir arpa boyu kadar engellemektedir.

Geçmişte yaşanan bu olay, Şanlıurfa'da hâlâ etki gösteriyor ve ilerlemeyi engelleyen bir faktör haline gelmiş. Nemrut'un zulmüne sessiz kalan İbrahimilerin o dönemde sergilediği sessizlik, maalesef bugün hala devam ediyor. Şehirde bir arpa boyu ilerleme yaşanmıyor ve gelişim adımları bir türlü atılamıyor.


Bir şehir tarihle yoğrulmuş, geçmişiyle örülmüş bir hazine gibidir. Şanlıurfa da bu tarifin en canlı örneklerinden biridir. Ancak, bazen tarih bir yük haline dönüşebilir ve ilerlemenin önünde bir engel oluşturabilir.

 

İbrahim Peygamber'in ateşe atıldığı efsanevi olayın yaşandığı tarihi kent Şanlıurfa, birçok tarihi ve kültürel değeriyle ön plana çıkarken, hala arzu ettiği ilerlemeyi tam anlamıyla sağlayamamış durumda. Şehrin bu durumundaki en dikkat çeken faktörlerden biri, Nemrudilere inat İbrahimilerin sessizliğinin sürmesidir. Peki, bu sessizlik neden sürüyor?

Şanlıurfa için bu tarihsel suskunluğun sona ermesi içinse cesur adımlar atılması gerektiğini düşünenlerdenim.

Şanlıurfa'da Nemrudilere inat İbrahimilerin sessiz olması nedeniyle Şanlıurfa bir arpa boyu ilerleyemiyor, Şehrin bu tarihsel suskunluğunun sona ermesi için girişken bir çaba sarf edilmeli ve tarihle çağdaşlığın buluştuğu bir Şanlıurfa hayata geçirilmelidir. Ancak bu şekilde şehir, gerçek potansiyelini ortaya koyarak gelişimini sağlayabilir.

Bu özel şehir, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Fakat bu büyülü şehirde bir arpa boyu ilerleme kaydedilememesinin temel sebeplerinden biri, Nemrudilerin gölgesindeki İbrahimilerin sessizliğindendir.


Tarihi kayıtlara göre, Hazreti İbrahim Peygamber'in Nemrut tarafından ateşe atıldığı o kara günde, Nemrudilere karşı İbrahimilerin olan suskunluğu,şehre yansımış ve adeta bir lanet gibi şehri sarmıştır. Sanki bu suskunluk, şehre özgü atılımların önünde bir engel gibi durmaktadır.


Evet, Şanlıurfa tarihiyle gurur duyan bir şehir olduğunu inkar etmek mümkün değil. Ancak, bu gurur bazen ilerleme ile çelişebilir. Tarihin ağırlığı altında ezilen bir şehir, yenilikçi projelere ve modern gelişimiyle direnç gösterebilir.

Bir şehir yeni fikirlerle büyüyebilir, dönüşebilir ve ilerleyebilir. Ancak Şanlıurfa'nın büyümesi, hep nemrudilerin gölgesi altında ufalmış gibi görünüyor. Şehirdeki sessizlik, ilerlemenin önünde büyük bir engel oluşturuyor.

Bu durumu değiştirmek için neler yapılabilir? Öncelikle,
Şanlıurfa'nın Nemrudilerin gölgesinden çıkıp arpa boyu ilerlemesi için atılması gereken adımlar vardır. Şehrin potansiyeli büyük ve geleceği parlak. Ancak, bu potansiyelin hayata geçirilmesi, sessizlikle cehaletle,şehrin çıkarlarından ziyade kendi çıkarlarını düşünenlerle mücadele etmekten geçiyor.

Tarihi sessizlikten kurtulmak için, Şanlıurfa halkının ve yöneticilerin işbirliği yapması gerekmektedir. Potansiyelini harekete geçirmek için sessiz kalan İbrahimilerin yerine, şehir halkının sorumluluk alması ve güçlü bir ses çıkarması gerekmektedir.

Sonuç olarak, Şanlıurfa'nın ilerlemesini engelleyen sessizlik, tarihin derinliklerinden gelmektedir. Ancak, bu sessizlik ancak halkın ve yöneticilerin etkin bir şekilde harekete geçmesiyle son bulabilir. Şanlıurfa'nın tarihini sadece geçmişinde yaşamayıp, gelecekte de büyük bir destan yazması için bu sessizliğin sona ermesi gerekmektedir.