Günümüz siyasi arenasında, hak edenlerin değil, belirli çıkar gruplarının desteklediği kişilerin önemli mevkilere getirilmesi, yaygın bir sorundur. Bu durum, kamu kaynaklarının verimsiz kullanılmasına ve halkın beklentilerinin karşılanamamasına yol açmaktadır.
Özellikle yerel yönetimlerde ve bürokraside, yetersiz bilgi ve deneyime sahip kişilerin kritik mevkilere atanması, kurumların verimliliğini düşürmekle kalmaz, çalışanların motivasyonunu da olumsuz etkiler. Bu durum, mertebenin doğru zamanda ve doğru şekilde yükseltilmesinin ne kadar önemli olduğunu gösterir.
Nasreddin Hoca'nın eşeğini dama çıkarma hikayesi, bu konuya ışık tutar. Anadolu'nun bilge kişiliklerinden biri olan Nasreddin Hoca'nın bu hikayesi, mertebenin doğru zamanda ve doğru şekilde yükseltilmesinin önemini çarpıcı bir şekilde ortaya koyar.
Nasreddin Hoca, bir gün eşeğini dama çıkarır. İlk başta her şey yolunda gibidir, ancak zaman geçtikçe eşeği aşağı indirmenin zorluğunu fark eder. Hoca, büyük bir çaba sarf ederek eşeği aşağı indirmeye çalışırken, sonunda eşek damdan düşer ve ölür. Hoca'nın şu sözü durumu çarpıcı bir şekilde özetler: "Demek ki, eşeğin mertebesini yükseltirsen, hem bulunduğu yere zarar veriyor hem de kendisine!"
Bu hikaye, insan hayatına dair önemli bir ders içerir. Bir kişinin mertebesini yükseltmek, onun yeteneklerine ve zamanına uygun bir şekilde yapılmalıdır. Aksi takdirde, hem kişi hem de çevresi zarar görür. Mertebenin yükseltilmesi, güzel ahlak ve hakkaniyetle olmalıdır. Bu şekilde yükselen bir mertebe, hem bireye hem de topluma fayda sağlar.
Günümüzde de bu hikayenin anlamını unutmamak gerekiyor. Yerel yönetimlerde, siyasette ve sosyal yaşamda, insanlar hak ettikleri mertebelere ulaşmalıdır. Bir bireyin liyakatine bakılmaksızın yapılan terfiler, hem o kişiye hem de bulunduğu kuruma zarar verir.
Bir makam veya mevki sahibi olunca, hak edilmeden yükselenlerin etrafındakilere zarar verdiği sıkça gözlemlenir. Kişinin bilgi, deneyim ve ahlaki değerlerle donanmış olmadan bir konuma yükselmesi, kendisi ve çevresi için olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Hikayedeki eşek, aslında bir semboldür. Burada eşeği yükseltmek, kişiyi hazırlıksız bir şekilde bir makama getirmekle eşdeğerdir. Nasreddin Hoca'nın bu hikayesi, aslında toplumda sıkça rastlanan bir durumu hicveder ve bir uyarı niteliğindedir: Mertebenin yükseltilmesi, doğru zamanda ve doğru şartlarda olmalıdır.
Büyük koltuklar, büyük sorumluluklar gerektirir. Ancak bazen bu koltuklara oturtulan kişiler, bulundukları makamın ağırlığını taşıyacak donanıma sahip değiller. Büyük koltuklara oturtulan küçük adamlar, genellikle bulundukları konumun gerektirdiği bilgi ve tecrübeye sahip değildirler. Bu durum, kurumların verimliliğini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda çalışanların motivasyonunu da olumsuz etkiler. Yetenekli ve çalışkan insanlar, hak ettikleri pozisyonlara gelemediklerini gördükçe, kurumlarına olan bağlılıkları azalır.