Ortadoğu yine ateş çemberinde. İsrail'in İran'a başlattığı yeni saldırı dalgası, bölgede tansiyonu yeniden zirveye taşıdı. İran’ın misilleme uyarıları, ABD, İngiltere ve Fransa’nın üslerini hedef alabileceğini ilan etmesi, işin artık sadece iki ülke arasındaki çatışma olmadığını açıkça gösteriyor.
İsrail’in savaş makinesi durmaksızın çalışıyor. Gazze’de çocukları, kadınları, sivilleri katleden bu rejim, şimdi de İran'ı hedef alıyor. Siyonistlerin yalanlarla, propagandalarla bölgeyi dizayn etme çabası yeni değil. Fakat bu kez karşılarında korkmayan bir irade var. Yaklaşık yarım asır sonra ilk kez İsrail, bu kadar köşeye sıkışmış, bu kadar tedirgin ve bu kadar savunmada.
Peki, bu çatışmaların ortasında kalan diğer Ortadoğu ülkeleri nerede?
Bölge halkları derin bir acı içinde ama saraylarda hüküm süren bazı yöneticiler hala sessiz. Hatta bazısı ikiyüzlü bir tavırla Siyonist rejimle çıkar ortaklığı yapıyor. Lübnan, Suriye, Irak, Yemen, Filistin... Her biri parçalanmış, iç çatışmalarla zayıflatılmış ve nihayetinde diz çökmeye zorlanmış durumda. İsrail’in bu oyununu gören, buna karşı duran devlet sayısı ise yok denecek kadar az.
Asıl gerçek şu ki, Ortadoğu’da hiçbir ülke yalnızca kendi güvenliğiyle ilgilenerek ayakta kalamaz. Çünkü Siyonist rejimin planı, sadece Gazze'yi değil, sadece İran’ı değil; bütün Ortadoğu’yu kontrol altına almaktır. Bugün İran’a yapılan saldırılar, yarın başka bir ülkeye yönelecek. Bu kaçınılmaz bir sırayla işlemeye devam edecek. Ve eğer ülkeler saflarını netleştirmezse, o sıra geldiğinde çok geç olacak.
Türkiye için de aynı şey geçerli. Bu coğrafyada ya adaletin, direnişin, mazlumun yanında yer alacağız ya da güçlünün, zalimin safında susarak var olmaya çalışacağız. Üçüncü bir yol yok. Çünkü Siyonist rejimin gözünde herkes potansiyel bir tehdit. Güçsüz olanı ezer, karşısında duranı itibarsızlaştırır. Ama unutulmamalıdır ki, birleşen bir halkı, ayağa kalkan bir ümmeti hiçbir silah durduramaz.
Bugün artık mezhepleri, etnik farklılıkları, siyasi ayrılıkları bir kenara bırakıp ortak bir direniş hattı kurmanın zamanıdır. Bu hattın adı: onur, adalet ve bağımsızlık hattıdır. Ortadoğu ya bu hattı kuracak ya da parça parça yok olacaktır.
Sözün özü: Direnmeyenler sıradadır. Bugün İran’a yapılan saldırı, yarın başka bir ülkeye yapılacaktır. Bu oyunu bozmanın tek yolu birliktir, dayanışmadır, mazlumdan yana saf tutmaktır.