Liselere Geçiş Sistemi (LGS), milyonlarca öğrencinin geleceğini şekillendiren merkezi bir sınav olma özelliğini sürdürüyor. Ancak Özgür Eğitim-Sen Şanlıurfa İl Temsilcisi Vehbi Uzundağ, bu kadar kritik bir sınavın neyi, nasıl ve neden ölçtüğü üzerine yeterince düşünülmediğini belirtiyor. Uzundağ, mevcut sistemin öğrencinin ilgi ve yeteneklerinden çok ezber bilgiyi öne çıkardığını savunuyor.Şanlıurfa travel guide

“Yirmi Soruyla Ne Kadar Ölçülebilir?”

Matematik, fen bilimleri ve Türkçe derslerinden her biri için 20’şer soru sorulduğunu hatırlatan Uzundağ, bu sayının öğrencinin düşünme becerilerini değerlendirmek için yetersiz olduğunu vurguladı. Fen bilimlerinde deneysel düşünme ve nedensellik kurma gibi derin becerilerin, sadece test usulüyle ölçülmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Türkçe' de ise metin okuma ve yorumlama becerilerinin gerçek anlamda yazılı anlatım ve eleştirel düşünme ile desteklenmeden ölçülemeyeceğini dile getirdi. Kısıtlı sınav süresi nedeniyle hızlı işlem yapmanın teşvik edildiğini, bunun da derin öğrenmenin önüne geçtiğini söyledi.

“Yabancı Dil ve Din Kültürü Sıralamayı Belirliyor”

LGS’ de yer alan yabancı dil ve din kültürü derslerinden sorulan onar sorunun da sıralamaya ciddi etkisi olduğunu belirten Uzundağ, bu derslerin sınavdaki ağırlığının sorgulanması gerektiğini söyledi. Fen liseleri gibi bilimsel gelişime odaklı kurumlara öğrenci seçerken bu alanlardaki puanların belirleyici olmasının çelişkili olduğunu savundu. “Eğer yabancı dil bu kadar önemliyse, neden fen liselerinde hazırlık sınıfı yok?” diye soran Uzundağ, aynı tutarsızlığın din kültürü dersi için de geçerli olduğunu belirtti. LGS’de 10, YKS’de ise yalnızca 5 soru sorulmasının dikkat çekici olduğunu ifade etti.

“Fen Liselerinde Hazırlık Sınıfı Eksikliği”

Fen liselerinin bilimsel üretime katkı sağlayacak bireyler yetiştirmesi gerektiğini vurgulayan Uzundağ, bu okullarda yabancı dil hazırlık sınıfı bulunmamasının büyük bir eksiklik olduğunu dile getirdi. Bilim dilinin büyük oranda İngilizce olduğunu hatırlatan Uzundağ, öğrencilerin bu alanda sistemli bir şekilde desteklenmemesinin sınav sisteminin gerçek ihtiyaçlara değil, sadece formal yapıya odaklandığını gösterdiğini söyledi.

“Yeni Bir Ölçme Anlayışı Şart”

Sınav sistemlerine yönelik eleştirilerin genellikle soru sayıları, katsayılar ve sınav formatı gibi teknik düzeyde kaldığını ifade eden Uzundağ, köklü bir felsefi dönüşüm gerektiğini savundu. “Öğrencinin ilgi, yetenek, düşünme ve sorgulama gücünü çok boyutlu şekilde değerlendiren adaletli bir sistem kurulmadıkça; sadece sorular değişir, sorunlar baki kalır,” dedi.