Edessa Enstitüsü’nün yayımladığı yeni bir rapor, kentin gençlerinin iklim değişikliğine dair yüksek farkındalığa sahip olduğunu ancak bu farkındalığın toplumsal katılım ve somut eylemlere dönüşmediğini ortaya koydu.

Haliliye, Karaköprü ve Eyyübiye ilçelerinde yaşayan 18-30 yaş arasındaki 404 gençle yapılan araştırma; gençlerin küresel iklim krizini “ciddi bir tehdit” olarak gördüğünü, ancak belediye politikaları ve sivil toplum faaliyetlerinden büyük ölçüde habersiz olduğunu gösteriyor.

Gençler Tehditi Görüyor, Ama Katılım Zayıf
Rapora göre gençlerin yüzde 64’ü üniversite mezunu ya da öğrencisi. Bu durum, iklim krizine dair kavramsal farkındalığı güçlendiriyor. Gençler özellikle kuraklık, sağlık sorunları ve ekosistem kaybı gibi etkileri doğru biçimde tanımlayabiliyor. Ancak sahaya yansıyan tablo farklı:
• Gençlerin yalnızca %7,7’si belediye etkinliklerine davet edilmiş.
• Yalnızca %9,1’i bir STK projesine katılmış.
• “İklim adaleti” kavramına ise sadece %21,2’si hâkim.
Bu rakamlar, gençlerin çevresel sorunları ciddiye aldığını ancak yerel yönetim ve sivil toplumla bağ kuramadığını ortaya koyuyor.

Belediyeler ve STK’lar Görünmez
Katılımcıların %42’si belediyelerin iklim politikası uygulamadığını düşünürken, yalnızca %2,7’si belediyelerin bu konuda kesin adım attığına inanıyor. Benzer şekilde, STK’ların iklim değişikliği alanındaki çalışmaları gençlerin gözünde neredeyse yok hükmünde: %4,4’lük bir kesim “STK’lar aktif” diyor.

Eğitimde Eksiklik Dikkat Çekiyor
Anketi yanıtlayan gençlerin yalnızca %21,7’si eğitim hayatı boyunca doğrudan iklim değişikliği dersi aldığını belirtmiş. Rapora göre bu durum, Türkiye’de iklim okuryazarlığının hâlâ sistematik biçimde müfredata yerleştirilmediğini ortaya koyuyor.

Günlük Yaşamda Tasarruf, Doğada Çekingenlik
Gençler çevreye yönelik bireysel davranışlarda daha çok su ve enerji tasarrufu gibi günlük pratiklere yöneliyor. Ancak ağaç dikme gibi doğrudan doğa temelli eylemlerde katılım çok düşük. Katılımcıların %24’ü hayatında hiç ağaç dikmediğini söylüyor.

“Gençler Çözümün Parçası Olmak İstiyor”
Edessa Enstitüsü Başkanı Ahmet Doğan, raporun gençlerin bilgiye değil, fırsata erişimlerinin sınırlı olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı:
“Gençler iklim krizine duyarlı, ama yalnız bırakılmış hissediyor. Onların bilgisini eyleme dönüştürecek somut alanlar açılmalı. Yerel yönetimler, gençleri sürecin dışında değil merkezinde görmeli.”

Yol Haritası: Gençlik Meclisleri ve Katılımcı Politikalar
Rapor, çözüm için bir dizi öneri de sunuyor:
• Yerelde gençlik çevre meclisleri ve iklim çalıştayları kurulmalı.
• Belediyeler politikalarını daha şeffaf ve genç odaklı duyurmalı.
• Eğitim müfredatına iklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve iklim adaleti konuları uygulamalı derslerle eklenmeli.
• STK’lar gençlere liderlik rolleri verecek gönüllülük programları geliştirmeli.

Şanlıurfa’daki gençler iklim krizinin farkında, ama eylem alanları sınırlı.