Ortadoğu’da Suskunluk, Gazze’de Kan: Yemen’in Yalnız Ama Onurlu Direnişi Bir yanda bombalanan Gazze, enkaz altındaki çocuklar, annesiz kalan bebekler…

Diğer yanda saraylarda şatafat, lüks sofralarda kahkahalar…

Siyonist Genelkurmay Başkanı Zamir’in şu sözleri hâlâ kulaklarımızda:

“Ortadoğu’da istediğimiz her yere operasyon yapabiliriz, bizi durduracak hiçbir güç yok.”

Ne acıdır ki bu cümle sadece bir tehdit değil, günümüzün çıplak gerçeği.

İsrail istediğini vuruyor, sivilleri katlediyor, Gazze’yi kana buluyor. Ve ümmetin büyük kısmı seyrediyor!

Sessiz Komşular, Kapanan Kapılar

Gazze’nin yanı başında duran Mısır, sınır kapılarını kapalı tutuyor.

Gazze’ye ilaç gitmesin, un girmesin, nefes ulaşmasın diye kırk bahane üretiyor.

Suudi Arabistan, milyar dolarlık silah anlaşmalarının peşinde koşarken, Filistin için tek bir adım atmıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail’le el sıkışıp petrol paralarını Tel Aviv’e aktarıyor.

Katar, ekranlarda Filistin’in hamisi gibi görünüyor ama Washington’un çizdiği sınırların dışına çıkamıyor.

Gazze bombalanırken, Arap başkentlerinde eğlence devam ediyor.

Gazze ağlarken, onlar altın tahtlarda oturuyor.

Bu suskunluk sadece acizlik değil, düpedüz ihanettir!

Yemen’in Onurlu Direnişi Ve bu utanç tablosunun ortasında tek bir istisna var: Yemen.

Yıllardır açlıkla, yoksullukla, bombardımanla boğuşan Yemen…

Ama yine de onurunu satmayan, direnişten vazgeçmeyen Yemen!

Geçtiğimiz günlerde Kızıldeniz’de İsrail bağlantılı “Scarlett Ray” tankerini balistik füze ile vuran Yemenliler dünyaya şu mesajı haykırdı:

“Filistin yalnız değil. Biz buradayız. Biz direniriz. Biz onurumuzu satmayız!”

Yemen’in attığı o füze sadece bir gemiyi vurmadı; ümmetin yüreğine çöken korkuyu da delip geçti.

Yemen aç olabilir ama haysiyetli.

Yemen yoksul olabilir ama cesur.

Yemen yalnız olabilir ama ümmetin namusunu ayakta tutuyor.

ABD’nin Kuklaları

Bütün bu tabloyu anlamak için İsrail’in arkasındaki güce bakmak gerekiyor: ABD.

Washington’un desteği olmasa İsrail bu kadar rahat hareket edemezdi.

Ama asıl mesele şu: ABD’nin gölgesinde yaşayan Arap rejimleri!

Kendi halklarının öfkesinden korktukları için Washington’a teslim olmuş, İsrail’e göz kırpan bu rejimler ümmetin sırtındaki en büyük kamburdur.

Onlar “istikrar” diyerek Filistin’in kanını pazarlık masalarında satıyor.

Onlar “normalleşme” diyerek Gazze’nin yetim çocuklarını sırtından hançerliyor.

Onlar ümmetin liderleri değil, ümmetin utancıdır!

Tarihin Defteri

Tarih defalarca gösterdi: Zulüm baki kalmaz.

Bir avuç direnen insan koca imparatorlukları dize getirebilir.

Bugün Gazze’nin yanında duran Yemen, yarının tarihine onurla yazılacak.

Ama o tarih aynı zamanda susanların, ihanet edenlerin, koltuk ve saray uğruna Gazze’yi unutanların da kara defteri olacak.

Ve o defterde Mısır da olacak, Suudi de, BAE de, Katar da…

Son Söz

Gazze’nin kanı yerde kalmayacak.

Bir gün hesap sorulacak.

Ve o gün geldiğinde, yalnızca İsrail değil; ABD’nin köleleri, saraylarda şatafat süren işbirlikçiler de yargılanacak.

Gazze’nin yetim çocukları unutmayacak.

Kim sattı, kim sustu, kim direndi…

Ve o gün, Yemen’in adı onurla, ihanet edenlerin adı lanetle anılacak!