Eski Baro Başkanı ve Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hikmet Delebe, Resmi Gazete'de yayımlanan ve yürürlüğe giren kamuoyunda yeni af paketi olarak bilinen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’u yorumladı.

TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen infaz düzenlemesine ilişkin kanunun Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından hükümlülerin tahliyeleri başladı. Avukat Hikmet Delebe, yasadan sadece belirli suçlardan ceza alanların yararlanabileceğini ifade etti.

“TAHLİYESİ HEDEFLENEN MAHKUM SAYISI 91 BİN CİVARINDADIR”

Şanlıurfa Eski Baro Başkanı ve Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hikmet Delebe, İnfaz Yasası ile 91 bin mahkûmun tahliyesinin hedeflendiğini ifade ederek, “Herkesin yakından takip ettiği ve merakla beklediği infaz yasasındaki değişiklikler dün itibarıyla mecliste kabul edilerek Bugün de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiş oldu. İfade ettiğimiz gibi kamuoyunun yakından takip ettiği infaz değişikliğine ilişkin yasa paketi dün itibariyle mecliste kabul edildi. Bugün de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Daha önce 1 ve 2. El paketlerinde de cezaevinde bulunan bir kısım mahkûmun tahliye hedeflenmiştir. Bunda da yine tahliyesi hedeflenen mahkûm sayısı 91 civarındadır. Burada tabi bu yasa paketini iki ana başlık altında incelemekte fayda var. Bir başlık bu yasadan kimler faydalanabilecek ve faydalanamayacak 2 başlık olarak daha gelen bu düzenleme mahkûmlar için nasıl bir avantaj sağlayacak. Onların cezasını ne şekilde etkileyecek. Öncelikle parlamento bu yasa kapsamına girmeyen suçları tek tek saymış. Bunun dışında kalan bütün suçlar suçlardan ceza yiyen kişilerin bu yasadan faydalanması kabul edilmiş Dolayısıyla bugün itibariyle Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren bu yasanın 48 maddesine 8 tane suç tipi bu yasa kapsamına girmiyor. Yani biraz sonra ifade edeceğim ve sayacağım. 8 tane suç tipinin dışındaki bütün suçlardan mahkûm olanlar bu yasadan faydalanmış olacak. Bu yasağının kapsamına girmeyen bu yasadan faydalanmayan mahkûmlar hangileri, kasten adam öldürmeye yani cinayet mahkûmları ağırlaştırılmış yaralama suçunun failleri bu yasadan faydalanamıyor. Uyuşturucu madde ticareti yapan kişiler bu yasadan faydalanamıyor. Casusluk yapıp devlet sırlarını ifşa eden ve bundan mahkûm olan kişiler bu yasadan faydalanamıyor yine özel hayatın gizliliğini ifşa eden kişiler bu yasadan faydalanamıyor. Cinsel suçlardan mahkûm olanlar bu yasadan faydalanamayacak ve yine işkence yapan kişilerde işkence yapıp yargılandıkları dosyada ceza alan kişilerde keza bu yasadan faydalanamayacaklar. Yani 60 maddeden ibaret bu ceza infaz yasasındaki değişiklikler öngören yasa da 48 maddede sayılan suç tipleri bunlar. Bunlar söz konusu düzenlemeden ve avantajlardan faydalanamayacak” dedi.

 

“SİYASİ MAHKÛMLARIN HİÇBİRİSİ MAALESEF BU YASAL DÜZENLEMEDEN FAYDALANAMAYACAK”

Avukat Hikmet Delebe, paketten siyasi suçlardan hüküm giyenlerin yararlanamayacağını belirterek, “Peki, kimler faydalanabilecek? Bunun dışında kalan bütün suçlardan ceza almış kişiler bu yasadan faydalı faydalanabilecekler. Yasanın faydalandırma kapasitesi ve çerçevesi nedir diye bir soru akla gelebilir. Burada öncelikle her şeyden önce cezalarım 1 bölü 2'si 2'si infaz aşaması 1/2 si yarısı gittikten sonra kalan cezanın da 3 yılı denetimli serbestlikten düşecek. Ama 0-6 yaş grubunda çocuğu bulunan anneler ile 70 yaşını aşkın mahkûmların denetimli serbestlikte geçirecekleri süre 4 yıl olacak. Dolayısıyla örneğin bir kişi hırsızlık suçundan 6 yıl ceza alırsa bunun sadece 3 yılı zaten 1/2 oranında düşecek geri kalan 3 yılda denetimli serbestlikten düşeceğine göre 6 yıl hırsızlık suçundan mahkûm olan bir kişi cezaevine girmeyecek. Tabi bununla ilgili esasında çok ciddi eleştiriler de geldi. Çünkü her şeyden önce devletin affetme yetkisini kullanıp kullanmayacağı noktasında kim eleştiriler geldi haklı eleştiriler geldi. Burada bir kere görüşü alınmadan mağdurların zararı giderilmeden devletin kendisini mağdur aile yerine koyarak suçluları mahkum olan kişilere affetmesi bir defa hukuk felsefesi ile bağdaşan bir şey değildir. Çünkü her şeyden önce devlet ancak siyasi suçlarda yani kendisine karşı işlenen suçlarda bir iyileştirme programı işletebilir. Her şeyden önce toplumun beklentisi şuydu. Son dönemlerde çok sıkı olarak uygulanan yargı mekanizması siyasi mahkûmların sayısını  her geçen arttırdı. Kişiler ifadelerinden dolayı açıkladıkları düşüncelerden dolayı ya da sosyal medya hesaplarında ki paylaşımlarından dolayı dahi ceza yargılamasına karşı karşıya geldiler ve pek çok kişi açıklamış olduğu düşüncelerinden dolayı da cezaevine girdi ve halen de içeride olanlar var. Esasında devlet mekanizması parlamento düzenlemesini mahkûmlar için yapması gerekiyordu. Fakat siyasi mahkumların hiçbirisi maalesef bu yasal düzenlemeden faydalanamayacak. Sık sık görüldüğü gibi sık sık gibi rüşvet suçundan ceza alanlar hırsızlıktan ceza alanlar gasptan ceza alanlar başkasını dolandıranlar kendisini hakim savcı yerine koyarak telefon açıp kişilere mağdur edenler mal varlığına el koyanlar bu yasadan faydalanıyor ama düşüncesini ifade eden gazeteciler sanatçılar bilim insanları belediye başkanları milletvekilleri maalesef mi suçlu? Bu bakımdan bu yasa öncelikle sorumlu olarak doğmuştur, pek çok insanın da vicdanını kanamasına yol açmıştır” diye konuştu.

 

“YETKİ TAMAMEN ADALET BAKANLIĞI’NDA OLACAK”

Hikmet Delebe, izinlerle ilgili sürelerde yetkinin Adalet Bakanlığı'nda olduğunu vurgu yaparak şöyle devam etti:

“Şimdi burada yine bu yasa çerçevesinde 69 maddeden oluşan bu yasa paketinde 31 Mayıs 2020 tarihine kadar izinli olacak olan kişiler de var şu anda halen denetimli serbestlik tedbiri devam edenler ve açık cezaevlerinde bulunan mahkumlarda 31 Mayıs 2020’ye kadar izinli olarak dışarı çıkacaklar. Adalet Bakanlığı sağlık bakanlığını da görüşünü alarak 3'er defa olmak üzere her seferinde de ikişer 7 geçe şekilde 3 defa uzatıp toplamda 6 aya kadar bu idari izinleri uzatabilecek. Bu bakımdan yetki tamamen Adalet Bakanlığı’nda olacak. Burada şimdi çok önemli bir nokta daha var. O da şu, 30 Mart 2020 tarihine kadar işlenmiş olan suçlar için bu hafta geçerli Mart 2020 tarihinden sonra işlenecek olan suçlarda bu yasa bu yasa paketi uygulanmayacak. Dolayısıyla buradaki hedef özellikle koronavirüs cezaevlerindeki sıkışıklığı gidermek salgının bir anlamda cezaevine sıçramasına engel olmak ve biraz da toplumu bu yönde rahatlatmak. Bu yasa esasında çoktandır konuşuluyor tartışılıyor. Fakat son şeklini geçtiğimiz hafta aldı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet komisyonunda kabul edildi. Parlamentoya geldikten sonra ufak tefek bazı değişiklikler yapıldıktan sonra da 69 madde olarak yasalaştı. Bugün de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe ve zannedersem tahliyelerde Türkiye'nin her tarafında başlamış oldu. Parlamentonun mahkûmların bir kısmını bu yasa kapsamına alıp bir kısmı yasağı kapsamı dışında bırakması anayasanın 10. maddesine aykırı. Toplumlarda eşitlik ilkesi her koşulda uygulanması gerekiyor. Cezaevinde bahsettiğim gibi toplumda önemli ölçüde infial uyandıran suçlardan dolayı ceza alanlar bu yasa kapsamında mesela siyasi suçluların siyasi mahkûmların bu yasadan faydalanmaması bütünüyle anayasanın eşitlik ilkesine aykırı. Yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesin’de pek çok kararında buna benzer vurgu yapılmıştır. Bu bakımdan ileriki aşamalarda bu yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi'ne gideceğini öngörüyoruz ve oradan da Anayasa Mahkemesi'nin de bunu özellikle iptal edeceğini bekliyoruz. Dolayısıyla toplumda da bu ciddi bir anlamda tartışma konusu olarak önümüzde duruyor. Bahsettiğim gibi kendisi hakim savcı polis olarak tanıtıp kişileri telefona arayan bütün birikimlerini el koyan bütün paralarını altınlarını alan kişilerde bu yasadan faydalanıyorken düşüncesini açıklayan bir gazeteci örneğin halen cezaevinde. Yaptığı siyasi konuşmadan dolayı mahkum olan kişiler halen cezaevinde. Dolayısıyla bunun sadece bir kesimi rahatlattı tatmin ettiği söylenebilir ama önemli bir kesimde bu insanların bu araya çıkmasından muzdariptir, ciddi anlamda rahatsızlık hissetmektedir.”