Yerel yönetimler, hukuki düzen içinde oluşturulmuş anayasal kuruluşlardır.

Yerel yönetimlerin 21. yüzyılın dünyasında yetki alanları oldukça genişlemiş; yetki alanları eğitim,sosyal hizmetler, kültürel hizmetler, ulaşım, kamu sağlığı, yerel kalkınma, konut ihtiyacının karşılanmasıve şehir planlama gibi çağdaş kamusal hizmetlerin tümüne yayılmıştır.

Özellikle Covid-19 pandemi sürecinde yerleşim yerlerinin esas alınarak hizmet sunumunun yerinegetirilmesinin önemi daha anlaşılır hale gelmiştir.

Ülkemizde 2019 yılında gerçekleştirilen Mahalli İdareler seçimi sonucunda birçok büyükşehirbelediyesinde başkanlık ile belediye meclisleri farklı partilerden olmuştur. Bu farklılık, iş birliğive dayanışma getirmek yerine çatışma ileneticelenmiştir. Belediye meclisinde çoğunluğu elindebulunduranların aldıklarıkararlar ile belediye başkanlarının hizmetlerini engelledikleri şeklinde kuvvetli

bir görüntü ortaya çıkmıştır.

Seçimlerden sonra belediye başkanlarının kendi kadrolarını kurmaları engellenmiş, belediyeye aitşirketlerin yönetim kurullarından önceki dönemin yöneticileri istifa etme konusunda direnç göstermiş,daha önce belediye başkanlarınca yapılanyönetim kurulu üyeleri atama yetkisi de zorlama ile belediyemeclisine devredilmiş, belediyelerin borçlanma bütçelerinde kısıtlamaya gidilmiş, kamubankalarıbelediyelere finansman sağlamakta zorluklar çıkarmış, Covid-19 pandemi sürecinde belediyelerin bağışkampanyaları engellenmiş ve son olarak belediyelerin yatırım ödenekleri Cumhurbaşkanlığı kararınabağlanmıştır.

Belediyeler pandemi sürecinde giderlerinin artması ve gelirlerin azalmasına bağlı olarak bütçelerinidenkleştirmede zor bir sürece girmişlerdir. Bu dönemde belediye meclisinde çoğunluğu elindebulundurmanın verdiği güçle borçlanma yetkisinin düşürülmesi, belediyeleri zor duruma düşürmeyi veetkisiz hale getirmeyiamaçlamaktadır.

Yerel yönetimleri etkisizleştirmede son adım ise belediyelerin yatırım ödeneklerinin Cumhurbaşkanıncakarara bağlanması olmuştur.

Hükûmetin atmış olduğu bu adımlar bir yandan katı bir merkezileşme doğurmakta iken, diğer yandan,muhalif belediyelerin çalışmasını engelleme çabası olarak değerlendirilmektedir. Belediyelerin dahafazla gelir kaynaklarına ihtiyaç duyduğu salgın döneminde böyle bir düzenlemenin yapılmasının doğalsonucu belediyeleri hizmetlerinin kilitlenmesi olacaktır.

Bu durum, Türkiye’de hükümetin her olan biteni kontrol etme düzeyinin ne ölçüde yükseldiğini,yetki, görev ve sorumlulukların alt birimler arasında paylaşılmasından giderek uzaklaşıldığına birörnek oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanının aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olması sebebiyleyatırım projelerine kaynak aktarımı konusunda vereceği kararlar her zaman tartışılacaktır. Bu durumdiğer partiler tarafından bir ayrıcalık tanındığı yönünde görülmeye müsait olduğu gibimağduriyetlerinoluşmasına da imkân tanımaktadır.

Evrensel demokratik ilke ve prensiplere göre gerçekleştirilmiş bir anayasaldüzenleme ihtiyacı dışında,somut durumda, belediyelerin yatırım kaynakları ile ilgili son karar Cumhurbaşkanlığı yerine, İllerBankası (İLBANK) tarafından verilmelidir. İLBANK 6107 sayılı Kanun’u uyarınca zaten Belediyelere pay/hibe/kredi/borç vermektedir ve bunlar uygulamada bazı aksaklıklar olmakla birlikte objektif kriterlerebağlanmıştır. Bu durum somut kriterlere dayalı inceleme ve değerlendirme imkanı vermektedir.

Hükümet tarafından tüm yerel yönetim birimleri politik ayrım yapılmaksızın kaynak aktarımı yapılmalı;bütçelerde oluşan giderlerin finansmanı sağlanmalıdır.

Sonuç olarak, vatandaşa en yakın hizmet sunan birimler olan belediyeler, siyasi çatışmaların yaşandığıbirimlerden ziyade Covid-19 pandemi sürecinin ortayaçıkardığı etkileri de göz önünde bulundurarakvatandaşların sorunlarının çözümü için etkili bir yönetim birimi olarak değerlendirilmelidir. Çatışmanınyerini, uzlaşı ve iş birliğinin aldığı bir sistemle vatandaşların sosyal ve ekonomik sorunlarınıçözmeyeodaklanmalıdır. Belediyeler, Türkiye’nin siyasi ikliminden kaynaklanan kısır çatışmaların merkeziolmaktan öte vatandaşların sorunlarına iş birliği,dayanışma, katılım, şeffaflık ve verimlilik prensipleriyleçözüm üreten yönetim birimleri olmalıdır.

 

 

Advert