Küresel piyasalar 2022 yılına bir yandan rekor kıran enflasyon ve parasal sıkılaştırma endişeleriyle başlarken diğer taraftan büyümelerin de ivme kaybediyor olmasını dikkate aldığımızda özellikle pay piyasaları açısından 2002 yılının 2021’de olduğu gibi sürekli rekorları konuştuğumuz bir yıl olma olasılığı düşük görünüyor.

Uzunca süre geçici olduğu dile getirilen enflasyondaki yükselişin beklenenden daha uzun süre etkili olacağı söylemini sonunda kabullenen başta FED olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankaları, söylemlerini şahinleştirirken bu yönde adımlar da gelmeye başladı. FED ilk adımı varlık alım hızını düşürmekle atarken sonrasında faiz artırım beklentilerini de 2022’nin ikinci yarısından Mart ayına çekti. Belli ölçüde fiyatlara girmiş olan bu hamlelerin dışında sürpriz olarak algılanabilecek nokta ise, FED’in artık bilanço küçültme konusunda da beklenenden daha hızlı davranabileceği yönünde algının yükselmiş olması. Yüksek enflasyon ortamının bizi getirmiş olduğu bu nokta piyasaların önündeki en büyük risk olarak duruyor. Uzunca zamandır küresel likidite bolluğunun keyfini süren varlık fiyatlarında bu likiditenin kısılmaya başlanacak olması bizi farklı bir fiyatlama döngüsüne itebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkelere sermaye akışının daha kısıtlı ve daha seçici olmasını beklediğimiz bu süreçte kendi hikayesini oluşturabilen ülke ve şirketlerin 2022 yılı boyunca bir adım önde olacağı kanısındayız.

Piyasaların bu anlamda tutunmaya devam edeceği nokta ise 2021 yılından devralınan güçlü büyüme ve şirket karlılıklarının borsalara zor dönemlerinde sağlayacağı destek olacak. Volatilitenin geçtiğimiz yıla göre daha yüksek olacağını beklerken uzun soluklu yükselişlerin yerini daha kısa soluklu dalgalı seyirlerin alacağını düşünüyoruz. Bu paralelde mevcut konjonktürü daha iyi yansıtabilecek şekilde model portföyümüzde köklü bir değişiklik yapmayı bu aşamada kaçınılmaz görüyoruz.

21 Nisan 2021 tarihinde oluşturduğumuz "Model Portföy Önerilerimiz" 21 Nisan 2021 - 8 şubat 2022 tarihleri arasında nominal bazda %66 getiri sağlarken, BİST-100 endeksinin %12 üzerinde performans göstermeyi başardı. Bununla birlikte, hem değişen küresel konjonktür hem de içeride yüksek enflasyon, zayıf TL ve bir yandan yavaşlayan büyüme döngüsünü dikkate alarak, genişleyen hisse coverage kapsamımızın da desteğiyle, 2022 yılı boyunca bu döngüden faydalanabilecek sektör ve şirketler ile model portföyümüzü yeniden şekillendirdik.

Bankacılık sektörü karlılıktaki ivmeyi koruyor

TL’de yaşanan değer kaybı sonrası artan enflasyon ve oynaklık bankacılık sektörü üzerinde baskı yaratsa da marjlar ve karlılıkta yaşanan iyileşme ve yakalanan momentum devam ediyor. 2021 yılının son aylarında gelen faiz indirimleri kredi/mevduat spreadini bankalar lehine genişletirken, yüksek enflasyon oranları da TÜFEX (Tüfeye endeksli ) tahvil getirilerindeki muazzam artış kanalıyla hem net faiz marjlarına hem de karlılığa önemli bir katkı sağladı. Dövizde yaşanan volatiliteyi de 2021 son çeyrekte ticari kar olarak bilançolarına yansıtan özel bankaların karlılığı, bu anlamda bu oynaklıktan ticari anlamda zarar eden kamu bankalarına nazaran daha güçlü gerçekleşti.

Sonuç olarak faiz indirimleriyle birlikte enflasyondaki artışı da gelirlerine yansıtabilmeyi başaran ve dövizdeki oynaklıktan hem ticari gelir hem de hedge pozisyonları ile korunan bankalar hem geçen yılın son çeyreğinin hem de 2022 yılının ilk yarısı için marj ve karlılık anlamında borsanın önde gelen sektörlerinden olmaya aday görünüyor. Bu süreçte yüksek ticari işlem karlarının yanında TÜFE’ye endeksli tahvil gelirleriyle net faiz marjında önemli bir gelişme gösterecek olan AKBNK’ın öne çıkacak bankalar arasında olacağını düşünüyoruz. Kamu bankalarının karlarında bir önceki çeyreğe göre (zayıf baz etkisi) önemli bir yükseliş gözlenecek olmakla birlikte, özkaynak karlılıkları sektör ortalamasının hala çok altında kalmaya devam ediyor.

 

Bankacılık dışı hisselerde ihracatçı ve döviz geliri olan şirketler ön planda kalmaya devam edecek

Banka dışı hisselerde yüksek enerji ve emtia fiyatları ile zayıf TL maliyet baskısını hissettirmeye başlarken güncellediğimiz model portföyümüzde ana temayı yüksek enflasyon ve zayıf TL ortamından fayda sağlayabilecek sektör ve şirketler üzerine oluşturduk. Bu paralelde özellikle ihracat oranı yüksek (TOASO, AKSA) döviz geliri ya da döviz pozisyon fazlası olan (INDEKS, KCHOL, KOZAA, KRDMD, TRGYO), maliyetlerdeki ve enflasyondaki artışı ürün fiyatlarına hızlıca yansıtabilme gücüne sahip şirketleri (BIMAS) ön planda tutmaya çalıştık. Yine zorlu ekonomik konjonktüre rağmen yatırımlarını ve büyümesini devam ettiren şirketler (SASA) ile pandemi sonrası normal büyüme temposuna dönmesini beklediğimiz şirketler (THYAO) portföyümüzü tamamladı.

Kaynak Işık Menkul
Hibya Haber Ajansı

Advert