GELDİK BUGÜNLERE

Ali Haydar Üzülmez

30-06-2025 11:01

Yıl: 1989
Ay, gün: 28 Ocak Cumartesi. 
Yer: İstanbul, Aksaray Kumkapı, Çakıl Gazinosu.
Olay: Siyasi haber ve yorum gazetesi Adımlar Gazetesi’nin çıkış şöleni.
Katılımcılar: Üç bine yakın yerli ve yabancı aydın, siyasetçi, seçkin insan ve medya mensubu.
Sunucular: TRT spikeri Jülide Gülizar ve Adımlar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Umur Coşkun.
Konuşmacılar ve konuları:
Yüksel Selek: Komünist Parti’ye ve siyasi tutuklulara özgürlük.
Rasim Öz: Örgütlenme özgürlüğü.
Özcan Keskeç: İşçi sınıfı, emek ve özgürlük.
Ali Haydar Üzülmez: Kürt meselesi. Soğuk bir kış günü; gazinonun içi ve dışı, tıklım tıklım seçkin insanlarla dolu.
Sunucular açılış konuşmalarını yapıyor, gelen mesajlar bir bir okunuyor.
Sırayla Yüksel Selek ve Rasim Öz konuşuyor. Konuşmalara katılımcılar yabancı değil; sürekli gündemde olan tartışılan, konuşulan konular.
Üçüncü olarak, konu ve benim ismim anons ediliyor. İstanbul’da tanınan, bilinen biri değilim. İnsanlar Kürt meselesine yabancı, Kemalist Türkçü ideolojinin etkisindeler; Kürt meselesi konusunda son derece tedirginler. Salonda belirgin bir sessizlik… Sahneye çıkıyorum, gözler üzerimde. Sesim mikrofonik, iyidir. Ve konuşmaya başlıyorum. Konuştukça coşuyorum. Salondan çıt çıkmıyor.
Konuşmam bitiyor, alkış kopuyor. Daha konuşmanın tadına varamadan genç arkadaşlar, polis beni gözaltına almasın diye, sahneden kaçırıyor.
İşte o tarihi konuşmanın, 12–25 Şubat tarihleri arasında Adımlar Gazetesi’nin 4. sayısında yayımlanan bir bölümü:
“Ali Haydar Üzülmez, Kürt sorununun Başbakan tarafından şiddetle değil, siyaseten çözülmesi gerektiğine dikkat çekerek, sorunun yetkili mercilerce kabul edildiğini belirtiyor.[O dönem Kürt meselesi yöneticiler ve devlet tarafından kabul edilmiyordu.]
Üzülmez, son günlerde Güneydoğu’da yaşanan olaylara da değinerek şöyle diyor:
“Ülkenin Başbakanı’na rağmen[O dönem Başbakan Turgut Özal’dır.] güvenlik güçleri devlet terörü uygulayamaz. Bu ülkede kendilerini parlamentonun ve hukuk devletinin üstünde görenler varsa (ki bize göre vardır), o zaman Başbakan’ın ve diğer devlet yöneticilerinin söyledikleri inandırıcı olmaz. Demokrasi herkes içindir. Türk halkı için demokrasi, Kürt halkı için devlet terörü olamaz. Sorun, Başbakan’ın siyaseten; bizim ise adil, demokratik, barışçıl olarak formüle ettiğimiz şekilde çözülmelidir.”
Aradan 35 yıl geçti. O dönem muhataplar Özal, Demirel, ordu ve yargıydı (CHP/SHP, Ordu ve yargıda etkindi). Bugün ise Erdoğan, Bahçeli, Öcalan ( Kısmen de olsa CHP); ABD ve Batı’dır.
Bildiğimiz dış ve iç koşullar nedeniyle devlet yeni bir dönem başlattı. Öcalan buna yanıt verdi ve örgüt önemli adımlar attı.
Öcalan:
“Yeni bir siyaset,
Yeni bir örgütlenme,
Yeni bir anlam” diyor.
Yani demokratik, yasal bir örgütlenme ve demokratik bir mücadele öneriyor. Artık “silahlı mücadele yok” diyor.
Yazının başlığı da bu tespite uygun: Geldik Bugünlere.
Abdullah Öcalan’ın ütopyasını (devletsiz komünal toplum ve devletsiz demokratik toplum sosyalizmi) bir kenara bırakırsak, bunlar olumlu adımlardır. Ancak devleti yönetenler, deyim yerinde ise top çeviriyor; zamana oynuyor, oyalama taktikleri uyguluyorlar. Zihniyet eski zihniyet; şimdiye kadar bildik konuşmaların dışında, devlet tarafından somut hiçbir ciddi adım atılmadı.
Sanırım Türk devleti, diplomasi ile konjonktürel şartları lehine çevirip, Kürtleri dört parçada teslim almaya çalışıyor.
Bölgede durum çok karışık; çok bilinmeyenli bir denklem gibi; çözüm kolay görünmüyor, bölgenin ve dünyanın tüm ilgili aktörleri devrede.
Peki Kürtler ne yapmalı?
Kürtler ulusal birliğini hedefleyerek dört parçada ortaklaşmalı, ortak hareket etmeli, birlik olmalı. Türk devleti ile görüşme yaparken, mutlaka kendi ulusal ve özgürlük taleplerini öne çıkarmalı. Hiçbir şekilde ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya’dan ayrı düşülmemeye çalışılmalı. Türk devletinin ve ulusalcı Kemalistlerin “emperyalizm” söylemlerini ciddiye almamalı. Hasılı çok ama çok dikkatli olunmalı! Konjonktür Kürtlerden yana. Bu olumlu durumu Kürt siyasetçileri ve aydınları çok iyi değerlendirmeli.

Adımlar Gazetesinin 4.sayısı. Konuşmacılar: Ali Haydar Üzülmez ve Özcan Keskeç.

DİĞER YAZILARI İSRAİL’IN İRAN’I ÇÖKERTME STRATEJİSİ VE İSLAM’IN SİYASAL BİR DİN OLARAK KURUMSALLAŞMASI 01-01-1970 03:00 ÖCALANIN ÇAĞRISI: KURBANSIZ KURBAN BAYRAMI 01-01-1970 03:00 Matematik ve Ezanın Evrensel Ölçüleri 01-01-1970 03:00 Bir İnsanlık Hali Üzerine Düşünceler 01-01-1970 03:00 SOSYALİZM ÖLDÜ MÜ? 01-01-1970 03:00 KÜRTLER GÜNEŞ Mİ, RÜZGÂR MI OLMALI? 01-01-1970 03:00 KARARI SİZLERE BIRAKIYORUM 01-01-1970 03:00 Anayasa Tartışmaları ve Kenan Paşa’nın Gizli Hayranları 01-01-1970 03:00 TENEKE VE ALTIN 01-01-1970 03:00 ARAYIŞ DEVAM EDİYOR; MARSA YOLCULUK  01-01-1970 03:00 DOMOKRATİK SİYASETE VE KARDEŞLİĞE ÇAĞRI 01-01-1970 03:00 ÇOCUKLARIMIZIN MATEMATİK KORKUSU 01-01-1970 03:00 GÖZLER ÖCALAN’DA 01-01-1970 03:00 TARİH YENİDEN KÜRTLERİN KAPISINI ÇALDI, KÜRTLER ÇOK DİKKATLİ OLMALI! 01-01-1970 03:00 KÜRTLER TARTIŞIYOR 01-01-1970 03:00 HAYBER KALESİ CENGİ VE BİTMEYEN DİN SAVAŞLARI 01-01-1970 03:00 DÜRÜST, GÜZEL NARİN! 01-01-1970 03:00 MUNDAR OLMAK 01-01-1970 03:00 Baskın Oran Hocama Açık Mektup 01-01-1970 03:00 EŞİTLİĞE DOĞRU 01-01-1970 03:00 İSLAMCILARIN KENDİ EKONOMİK MODELLERİ VAR MIDIR? 01-01-1970 03:00 DAYANAK NE? 01-01-1970 03:00 DİKTATÖR, SAVAŞ VE HAYAT 01-01-1970 03:00 BENİMDE BİR HAYALİM VAR 01-01-1970 03:00 ÇIKIŞ YOLU 01-01-1970 03:00 İKİ BÜYÜK YALAN 01-01-1970 03:00 GELEN İKİ TELEFON VE DÜŞÜNDÜKLERİ 01-01-1970 03:00 CARİYE VE HÜR KADININ ÇOCUKLARI 01-01-1970 03:00 DEM Parti ve Kürtler 01-01-1970 03:00 YÜREĞİMİN SESİ 01-01-1970 03:00 "Nietzsche: Kendisinden bir şeyler öğrendiğim tek psikolog Dostoyevski olmuştur 01-01-1970 03:00 MARKSİZM VE SOVYET PRATİĞİ 01-01-1970 03:00 AŞKIN YÜZÜ, ELAZIĞ VE ADNAN YÜCEL 01-01-1970 03:00 GÜLÜMSEME ZAMANI 01-01-1970 03:00 AŞKI YAŞAYAMAYANLARIN HAZİN DURUMU 01-01-1970 03:00 ÜÇ KURAL VE ZAHİR DEĞİL ÖZ 01-01-1970 03:00 ANA AKTÖR KÜRT BİRLİĞİ OLABİLİR 01-01-1970 03:00 İDEAL OLAN 01-01-1970 03:00 ÜÇ GÜZEL VARLIK 01-01-1970 03:00 Değişim iyidir, güzeldir, hayattır! 01-01-1970 03:00 MERAK EDİLEN YAKIŞIKLI 01-01-1970 03:00 Yakışıklının devamı. 01-01-1970 03:00 YAKIŞIKLI VE DİCLE’NİN YİĞİT ÇOCUKLARI 01-01-1970 03:00 ÖNCE SÖZ DEĞİL SES VARDI 01-01-1970 03:00 Alevileri Ne Kadar Anlayabiliyoruz? 01-01-1970 03:00 Önyargıları Kırıp Alevileri Tanımak ve Sevmek 01-01-1970 03:00 EĞİTİM Mİ, KÜLTÜR MÜ? 01-01-1970 03:00 Gönüllere Dokunma 01-01-1970 03:00 8 Mart ve Erkekler 01-01-1970 03:00 YENİ BİR PARADİGMA VE STRATEJİK DEĞİŞİKLİK NEDEN GEREKLİDİR 01-01-1970 03:00 Hangi sosyalizmi istiyoruz? 01-01-1970 03:00 YENİ DURUM VE ÜÇ YAZIM-1 01-01-1970 03:00 GÜLHANE PARKI, POSTACI VE BEN 01-01-1970 03:00 SEVGİLER GÜNÜ 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Çaresi: Demokrasi-2 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Çaresi: Demokrasi-1 01-01-1970 03:00 ÜÇ ROMAN İKİ DÜŞÜNÜR 01-01-1970 03:00 HAYAT/ YAŞAM 01-01-1970 03:00 KÜRTLER, "İSLAM KARDEŞLİĞİ"SARMALINDAN ÇIKABİLECEK Mİ? 01-01-1970 03:00 AĞLAYIP SIZLAMA ÇARE DEĞİL 01-01-1970 03:00 DİCLE KURURKEN! 01-01-1970 03:00 EĞİTİMİMİZİN l-İ PÜR MELALİ-2 01-01-1970 03:00 EĞİTİMİMİZİN HAL-İ PÜR MELALİ-1 01-01-1970 03:00 EĞİTİMİMİZİN HAL-İ PÜR MELALİ GİRİŞ 01-01-1970 03:00 "Keké 01-01-1970 03:00 Hayatının Sonbaharını Yaşayanlara Öneriler 01-01-1970 03:00 ŞEYHMUS KAPTANI VE AMEDSPOR 01-01-1970 03:00 DEVLET, ÇIKAR MI HİZMET Mİ ARACIDIR ? 01-01-1970 03:00 Bir Asırdır Demokrasiyi Kurumsallaştıramadık, Neden? 01-01-1970 03:00