Avusturya Dışişleri Bakanı Schallenberg: “7 ay geçmiş olmasına rağmen Avusturyalı bir vatandaşımızı orada esir bulunmakta. Türk tarafı da burada en iyi çabasını gösterecektir diye görüşüyoruz. Katar ile de görüşüyoruz. Her şeyi deniyoruz. Her bir çabamız da destekleyici olabilir. Şimdiden destekleri için Türk dostlarımıza çok teşekkür etmek isteriz.”

Bakan Fidan: “İkinci Dünya Savaşı’nda gerçekleşen talihsiz hadiselerden ötürü olan olaylar ve bunun neticesinde bugün Almanya’nın, Avusturya’nın ve bazı Avrupa ülkelerinin takındığı tavrı anlıyoruz. Fakat altını çizmek istediğimiz nokta şu: Dün yapılan ne kadar yanlıştıysa bugün yapılan da o kadar yanlış. Dün masum Yahudileri, toplama kamplarında öldürmesi ne kadar yanlıştıysa, bugün masum Filistinli çocukların, annelerin gece yataklarında uyurlarken büyük bombalarla öldürülmeleri o derece yanlış. Dolayısıyla Avrupa arkadaşlarıma hep şunu söylüyorum: Prensipten hareket edelim. Kimin yaptığına değil ne yapıldığına bakalım.

Kınamamız gereken şey, sivilleri öldürmenin bizatihi kendisidir. Yanında olmamız gereken ise ezilendir, öldürülendir. Buradan hareket edelim. Yoksa tarihteki zulme uğrayan, bugün zulüm eden olmuşsa tarihteki zulme uğramışlığından dolayı bugün yaptığı zulmü mazur görmemiz bizi yanlış yola iletir. Dolayısıyla aktörden ziyade faaliyetin kendisine bakmak lazım.”

Schallenberg: “Avusturya siyasetinin bir esası var. Her zaman insani milletler arası hukuk geçerlidir. Çifte standart kesinlik söz konusu değil. Dolayısıyla bu kuralları da ölçmek zorundayız. Ekimde Hamas, inanılmaz bir kaba bir şekilde insanları katletti. Kadınları ve çocukları öldürdü. Biz bir süreç istiyoruz. Yeniden diplomatik ilişkiler istiyoruz. Burada bir sorun var. Bölgedeki sorunlar hepimizi ilgilendiriyor. Her şeyden önce yeniden kabul edilebilir bir siyasi ilişki yumağının kurulmasını istiyoruz. Stratejik olarak da bir ilişkimiz var. İnsani yönden bütün bu konuları ele almamız gerekir diye düşünüyoruz.”

Bakan Fidan: “İsrail, işgalci bir güçtür. Buradaki savaş durup dururken ortaya çıkan bir savaş değildir. Bir işgal var. Bu işgal hiçbir zaman için durmuyor. Her geçen gün değişik formlarda, adına yerleşimci denilen hırsızlarla Filistinlilerin topraklarını çalarak devam etti. Uluslararası toplum, bunu durdurmada, baskı koymada hiçbir şey yapamadı. Herkes biliyordu ki bir patlama olacak ve bu patlama 7 Ekim’de oldu. 7 Ekim’de sivillerin öldürülmesini Türkiye olarak kınadık. Bu bizim prensibimiz ama aynı şekilde İsrail’in daha sonra binlerce masum Filistinliye 7 aydır sistematik bir şekilde öldürmesi, milyonlarca insanı yerlerinden etmesi ve koca bir yerleşim yerini yaşanamaz hale getirmesi bu bir insanlık suçudur, bu bir soykırım teşebbüsüdür, soykırım fiilidir.

İşgale karşı savaşan, kendi toprağını koruyan, mücadele eden bir direniş hareketini, terör örgütü olarak nitelendirmek mümkün değildir. Hamas, bir direniş hareketidir, bir terör hareketi değildir.”

Hibya Haber Ajansı