5 Temmuz 1993 tarihinde, bir akşam vakti, ezan okunurken teröristlerin Başbağlar Köyü’nü basmasıyla başlayan katliam, Türkiye’nin hafızasında silinmez bir acı olarak yerini aldı.
Ezan vakti camiye giren teröristler, cemaati zorla dışarı çıkardı. Camiden çıkarılan ve evlerinden seçilerek köy meydanına getirilen vatandaşlar, topluca kurşuna dizildi. Katliam sonrasında köy ateşe verilerek evler, okul, cami ve köy odasından oluşan toplam 214 bina yakıldı.
Katliamın hedef olarak Başbağlar Köyü’nün seçilmesi, Türkiye’ye kurulmuş kanlı ve kirli bir tuzağın açık göstergesidir. Bu kanlı tezgâhla, milletin kardeşlik hukukunu bozmak ve barışı imkânsız kılacak bir çatışma ortamı yaratılmak istenmiştir. Ancak milletimiz, feraseti, basireti ve tarih boyunca kazandığı tecrübeyle bu tuzağa düşmemiştir.
Toplumu dışlayan, ötekileştiren dil ve tutum sahipleri, bu topraklara ait olmayan karanlık odakların amaçlarına hizmet etmiş ve etmeye devam etmektedir. Şu veya bu kesime mal edilerek gerçekleştirilen katliamların amacı; kardeşliği zedelemek, millet bütünlüğünü parçalamak ve toplumda nefret tohumları ekmektir.
Başbağlar’da kaybedilen tüm canlar hepimizindir. Bu acı, 32 yıl geçmesine rağmen yüreğimizde hâlâ derin bir sızı olarak yerini korumaktadır.
Bizleri bir arada tutan ortak iradeyi, inancı ve kardeşlik bağını yıkmak isteyenler için teröre kurban gidenlerin kimliği hiçbir zaman önemli olmamıştır. Bu sebeple, terörsüz bir Türkiye idealini yaşama geçirmeyi; birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek, ülkemizin refah ve kalkınmasına katkı sağlayacak en kıymetli hedef olarak görüyoruz.
Başbağlar Katliamı’nın faillerini ve bu katliama sebep olan ideolojik yaklaşımları bir kez daha lanetliyoruz.
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen İl Başkanı İbrahim Coşkun, yaptığı açıklamada, "Teröre kurban verdiğimiz tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, Başbağlar başta olmak üzere tüm katliamları ve terör eylemlerini nefretle kınıyoruz." ifadelerini kullandı.