30 Temmuz 2025 akşamı Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde görevli bir doktor ve bir güvenlik görevlisi, hastaneye elini kolunu sallayarak giren bir kişi tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Ağır yaralanan iki sağlık çalışanı, geçirdikleri ameliyatların ardından hastanede tedavi altına alındı.

Olayın ardından Şanlıurfa Tabip Odası’ndan sert bir açıklama geldi. Açıklamada, “Bu saldırı münferit değil, sistematik sorunların sonucudur” denilerek sağlıkta şiddete karşı yıllardır dile getirilen taleplerin karşılıksız bırakıldığı vurgulandı.

“Sadece Bıçağı Tutan El Değil, Sistemin Kendi Sorumlu”

Şanlıurfa Tabip Odası, saldırıya uğrayan meslektaşları için “ geçmiş olsun” demenin artık yeterli olmadığını vurgularken, olayın sadece bireysel bir saldırı olmadığını belirtti. Açıklamada, “Bu şiddetin faili yalnızca bıçağı tutan kişi değildir. Sağlık çalışanlarını hedef haline getiren politikalar, tüketimi teşvik eden sistem ve sağlıkta popülizm, şiddetin asıl nedenidir” denildi.

“122 Bin Şiddet Bildirimi Var”

Açıklamada, Sağlık Bakanlığı'nın kurduğu Beyaz Kod sistemine bugüne kadar 122 binden fazla şiddet vakası bildirildiği belirtildi. Sağlık çalışanlarının görev yaptıkları yerlerde barikat kurarak ya da kendilerini odaya kilitleyerek korunmak zorunda kaldıkları ifade edildi.

“Sağlıkta Şiddet Yasası Derhal Çıkarılmalı”

Tabip Odası’nın talepleri arasında, Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından hazırlanan “Sağlıkta Şiddet Yasası”nın derhal yasalaştırılması da yer alıyor. Açıklamada şu talepler ön plana çıktı:

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet suçlarında cezalar artırılmalı, cezasızlık son bulmalıdır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve denetimli serbestlik uygulamaları kaldırılmalıdır.

Türk Ceza Kanunu’nda “sağlık çalışanlarına yönelik şiddet” başlığıyla yeni bir suç tanımı yapılmalıdır.

“Biz Kurban Değil, Bu Ülkenin Sağlığını Ayakta Tutan İnsanlarız”

Tabip Odası açıklamasını şu net mesajla sonlandırdı:
“Biz sağlık emekçileri kurban değiliz. Kolluk kuvveti değiliz, müşteri temsilcisi hiç değiliz. Yaşam hakkımızı, mesleğimizi, emeğimizi savunuyoruz. Bu çöküşü izlemekle değil, sorumluluk almakla durdurabilirsiniz. Sağlıkta şiddet sona erene kadar susmayacağız!”