Göbeklitepe: Tüm Dünyanın Gözbebeği

Listenin başında, dünyanın bilinen en eski anıtsal tapınak kompleksi olan Göbeklitepe yer alıyor. MÖ 9600 yıllarına tarihlenen bu kült merkezi, T biçimli dikilitaşları, dairesel tapınma alanları ve sembolik kabartmalarıyla yalnızca bir arkeolojik alan değil, aynı zamanda insanlık tarihine dair ezberleri bozan bir merkez olarak kabul ediliyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe, halen kazı ve araştırmaların sürdüğü bir tarih hazinesi.

Yeni Keşiflerle Derinleşen Gizem: Karahantepe ve Diğerleri

Göbeklitepe’yi takip eden Karahantepe, yüzeyinin altından çıkan insan figürleri, kabartmalar ve yılan başlı heykellerle dikkatleri üzerine çekiyor. Arkeologlar, buradaki ritüel yapıların Göbeklitepe ile benzer özellikler taşıdığını ancak farklı mimari detaylar sunduğunu belirtiyor.

Taş Tepeler Projesi kapsamındaki diğer önemli yerleşimler ise şöyle:

Taşlıtepe (Taştepe): Ritüel ve günlük yaşama dair buluntularıyla öne çıkıyor.

Sayburç: Topluluk yapıları ve günlük yaşam izlerinin bulunduğu bir yerleşim.

Sefertepe: Dönemin dikilitaş mimarisini yansıtan yeni merkezlerden biri.

Harbetsuvan Tepesi: Çanak çömleksiz Neolitik döneme ait önemli buluntular barındırıyor.

Nevali Çori: T biçimli taşların ilk keşfedildiği ve Göbeklitepe’yi anlamamıza öncülük eden yer.

Çakmaktepe: Dönemin konut mimarisine ve ilk terrazzo tabanlara ait örnekler içeriyor.


12 Bin Yıllık Sır Perdesi Aralanıyor

Şanlıurfa’daki bu yerleşimlerin ortak noktası; insanlığın avcı-toplayıcı yaşamdan yerleşik hayata geçişi, tarımın başlangıcı ve inanç sistemlerinin doğuşu gibi temel dönüşümlere dair somut kanıtlar sunması.

Arkeologlar ve tarihçiler, bu bölgelerin yalnızca geçmişi aydınlatmakla kalmayıp, insanlık tarihine dair paradigmal değişimlere neden olduğunu vurguluyor.