Reuters’a göre Lübnan Devlet Güvenlik Genel Müdürlüğü’nün patlamaya neden olan olayla ilgili raporunda, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Başbakan Hassan Diyab’a 20 Temmuz tarihinde bir mektup gönderildiği bilgisi yer aldı.

Reuters’a isminin gizli kalması koşuluyla konuşan üst düzey bir güvenlik yetkilisi, söz konusu mektubun geçtiğimiz Ocak ayında başlayan ve kimyasalların derhal güvenli hale getirilmesi gerektiği sonucuna varan adli bir soruşturmaya ait sonuçların bir özeti olduğunu bildirdi.

Güvenlik yetkilisi, bu maddenin çalınması halinde bir terör saldırısında kullanılma tehlikesi olduğuna vurgu yaparak, “Soruşturmanın sonunda Başsavcı General Gassan Uveydat bir sonuç raporu hazırladı ve yetkililere gönderdi” dedi.


Mektupta imzası bulunan isimlerden biri olduğunun altını çizen yetkili, “Bu maddenin patlaması durumunda Beyrut’u yok edebileceği konusunda onları uyardım” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Başsavcı, söz konusu mektup hakkında herhangi bir yorum yapmadı.

Avn, geçtiğimiz hafta gazetecilere verdiği demeçte, daha önce kimyasal maddelerden haberdar olduğunu doğrulayarak, Yüksek Savunma Konseyi’ne gerekli önlemleri alma talimatı verdiğini söyledi.

Patlamanın ardından istfa eden bakanlar arasında yer alan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Michel Najar, patlamadan 24 saat önce konu hakkında Yüksek Savunma Konseyi’nden bilgi aldığını belirtti.

Lübnan’daki patlamaya karşı protestolar devam ederken, Başbakan Hassan Diyab, yeni bir hükümet kurulana kadar görevlerini yerine getirmeye devam edecek olmasına rağmen, hükümetinin istifasını duyurdu.

Tehlikeli madde

Geçtiğimiz hafta trajediye giden yol, 2 bin 750 ton amonyum nitrat taşıyan Moldova bandıralı Rhosus adlı geminin yedi yıl önce Beyrut Limanı’na yanaşmasıyla başladı.

Resmi kayıtlara göre gemi Gürcistan’dan Mozambik’e amonyak nitrat sevkiyatı yapıyordu.

Devlet Güvenlik Genel Müdürlüğü’nün raporuna göre liman yetkilileri, Beyrut’ta yargıya başvuran iki alacaklı şirkete olan borcu nedeniyle gemiyi Aralık 2013'te alıkoydu.

Yetkililer, Mayıs 2014’te geminin denize açılmaya elverişli olmadığa karar verdi ve taşıdığı amonyum nitrat Ekim 2014’te boşaltılarak, 12 nolu depoya konuldu.

Güvenlik raporu, geminin 18 Şubat 2018’de limandaki dalgakıranın yakınında battığını gösterdi.

Rapora göre, Şubat 2015’te sevkiyatın denetlemesi için bir uzman atandı. Bilirkişinin depolanan malzemelerin tehlikeli olduğu sonucuna vardığı ve liman yetkilileri aracılığıyla bunların orduya devredilmesini talep ettiği raporda yer aldı.

Lübnan Ordu Komutanlığı’nın bu talebi reddettiği ve kimyasal maddelerin özel bir şirket olan Lübnan Patlayıcılar Şirketi'ne devredilmesi veya satılmasını önerdiği belirtildi.

Reuters’a göre Lübnan Patlayıcılar Şirketi’nin yönetimi, el konulan malzemeleri satın almakla ilgilenmediğini ve şirketin kendi malzemeleri ve ithalat lisansları olduğunu bildirdi.

Haberde, gümrük ve güvenlik görevlilerinin kimyasal maddelerin transferini talep etmek için yaklaşık altı ayda bir hakimlere yazmaya devam ettiği vurgulandı.

Patlamayla ilgili soruşturma kapsamında çok sayıda gümrük ve liman yetkilisi gözaltına alındı.


Yanlış depolama ve yanlış hesaplama

Ocak 2020’de bir hakim, 12 nolu deponun iyi korunmadığını, güney duvarında bir boşluk olduğunu ve kapılarından birinin yerinden çıktığını öğrendikten sonra resmi soruşturma yapılmasını emretti.

Devlet Güvenlik Genel Müdürlüğü, liman yetkililerine, 12 nolu deponun güvenliğini sağlama, bunun için bir yönetici atama, tüm kapıları koruma ve güney duvarındaki açıklığı kapatma talimatı verdi.

Reuters’a konuşan güvenlik yetkilisi, “Bakım başladı ve liman yetkilileri oraya Suriyeli işçilerden oluşan bir ekip gönderdi, ancak boşlukları düzeltmek için içeri girdiklerinde onları denetleyecek kimse yoktu” diyerek, onarım sırasında kaynak çalışmalarından kıvılcımlar çıktığını ve bunun yangın çıkardığını dile getirdi.

Bir başka güvenlik yetkilisi ise, “Havai fişeklerin bizzat burada depolanması nedeniyle, bir saat sonra havai fişeklerin neden olduğu büyük bir yangın çıktı ve sıcaklık 210 dereceyi aştığında patlayan maddeye kadar uzadı” şeklinde konuştu.

Yetkili, liman yetkililerini, onarım ekibini denetlememek ve patlayıcıları büyük miktardaki patlayıcı madde ile birlikte depolamaktan sorumlu tutarak, “Depo denize baktığı için patlamanın etkisi hafifti. Aksi takdirde, tüm Beyrut yıkılırdı. Bütün mesele ihmal, sorumluluk duygusunun olmaması, yanlış depolama ve yanlış hesaplamadır” yorumunda bulundu.

 

Beyrut/Şarku’l Avsat

 

Advert