13. yüzyılda ortaya çıkmaya başlayan kapitalist üretim ilişkileri feodal sistemi toplumsal sistemden ite ite 18. yüzyıla kadar önüne katıp, sonunda dışarı attı. Alt yapıyı ele geçiren kapitalist sınıf, Fransız İhtilali ile üst yapıyı yani siyasal yapıyı da etkisi altına aldı. 
   Kapitalist sınıfın çıkarlarını koruyan devlet, köleci ve feodal devletten  yapısal olarak farklı bir biçim aldı. Diğer devletler doğrudan bir sınıfın siyasal örgütü olarak işlev görürken, kapitalist devlet Marks'ın da belirttiği gibi soyutlamış bir devlet biçimi aldı. Yani kapitalizmin çıkarlarını sağlayan ama doğrudan kapitalist sınıfın yönetmediği bir devlet ortaya çıktı. 
   Bu bilgileri,  güncel gelişmeleri değerlendirmek için bir giriş olarak başa aldım. En güncel olan küresel gelişme tabi ki Trump ve ekibinin Amerika'daki hareketleridir. Bütün politik çevrelerin gözleri önünde yaşanan bu süreci izleyerek, değerlendirmek istiyorum.
   Kapitalist sınıfın ortaya çıkışı, alt yapıya hakim oluşu ve sonradan siyasal iktidarı da istemesi süreci günümüzde de yaşanmaktadır. 
   Sanayi devrimi ile başlayan ve insanı üretim dışına atan teknolojik süreç, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yani 1950'li yıllarda ilk bilgisayarların ortaya çıkmasıyla dijital bir aşamaya ulaştı. Bu yeni teknoloji 2000'li yıllarda ekonomik, kültürel, ideolojik her alana adım adım yerleşti. 2020 yılında ortaya çıkan pandemi teknoloji şirketlerinin kesin zaferini ilan etti. Yani sanayi, finans, ticaret ve askeri sermayeyi kendine bağımlı hale getirdi.  Bugün artık bütün bu sermayelerin teknoloji şirketlerinin sunduğu olanaklar olmadan kendi başına faaliyet göstermeleri olanaksız hale geldi. Teknoloji şirketlerine egemenlik getiren bu zaferi büyük boyutlarda teknoloji sermayesi ve teknoloji zengini yarattı. Bu zengin oligarşik grup her alana yön veriyor. Yani alt yapı ve ideolojik, kültürel, sosyal, bilim, bilgi, medya gibi bütün üst yapı kurumlarının kontrolünü de ele geçirdi. 
   Peki kapitalizmin gelişme sürecini izlerken sıra neye geldi? Elbette ki Fransız İhtilali benzeri bir dönüşüme sıra geldi.
   Bugün  Amerika'da Trump  ve teknokapitalist oligarşik grup işte artık siyasal iktidarı da istiyor. Teknokapitalist siyasal iktidar için tabi ki en uygun koşullar ABD'de. Yani devletin soyutlanmasından doğrudan iktidara gelerek somutlanmasını sağlamaya çalışıyorlar. İşlerini kolaylaştırmak için de Avrupa'daki neofaşist hareketleri kışkırtarak, Avrupa'yı kendisiyle uğraştırmaya çalışıyorlar. Bunun bir amacı da ABD 'yi yalnızlaştırıp, teknokapitalist grup İşlerini daha da kolaylaştırma peşinde koşuyorlar. Hatta bu amaç uğruna Rusya ile bile ilişkileri AB  ile ilişkilerin önüne koyuyorlar. 
   Teknokapitalist grup iktidarı almaya hazır olabilir ama dünya henüz, sadece  şimdilik buna hazır değil. Başta ABD  halkı olmak üzere bu sürece büyük tepkiler ortaya çıkacaktır. Ancak bu tepkiler belki de ancak iktidarı ele geçirmenin bu yöntemine karşıdır. Sanırım teknokapitalist oligarşik grup iktidarı almaktan vaz geçmeyecektir. Bu konudaki politikasını değiştirerek iktidarı mutlaka ele geçirecektir. Çünkü teknokapitalist sistem alt yapıyı tamamen ele geçirmişse tabi ki üst yapıyı da "hakkı" olarak ele geçirecektir. Bu, önümüzde kaçınılmaz bir süreç olarak dünyayı beklemektedir. 
   Yaşanan süreç, teknokapitalist oligarşik grubun siyasal iktidarına giden yolun doğum sancılarıdır.