Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası

Müslüm Üzülmez

10-12-2021 12:56

İnsanın bir tanıdığının, bir dostunun sevdiği bir şair hakkında kitap yazması kadar duygulandırıcı güzel bir şey olamaz.

Yılmaz Varol Cemal Süreya ve Arkadaşları(*) kitabıyla bana bu güzel duyguyu yaşattı. Kadir kıymet bilip “Dostlukla, sevgiyle, içtenlikle” yazıp imzalayarak göndermesiyle de, sevincimi ikiye katladı.

Cemal Süreya’nın kitaplarıyla ilk kez Ankara’da 1970’li yıllarda öğrenciyken, Zafer Pasajı’nda Toplum Kitabevi’nde karşılaşmış ve kitaplarından bir iki tanesini alıp şiirlerini okumuştum. O kitaplardan aklımda sadece Üvercinka şiir kitabı kalmış. Şiirlerini okuduğumda; açık söylemem gerekirse pek bir şey anlamamıştım ve aklıma da yatmamıştı. O dönem; hem Cemal Süreya’nın hayat hikâyesini bilmiyordum, hem yeterli birikime sahip değildim, hem de serde militan devrimcilik vardı. Nazım Hikmet, Ahmed Arif ve Hasan Hüseyin Korkmazgil bana daha çok hitap ediyorlardı. 1984’te cezaevinden çıktıktan sonra yeniden şiirlerini okumaya başladım. Bu okumalarımda; şiirlerindeki güzelliği, sözcüklere yüklediği anlam ve ikili çağrışımları fark ettim. Bunu fark edişimde, elbette Cemal Süreya’nın az da olsa hayat hikâyesini bilmemin payı vardı.

Cemal Süreya (d.1931–ö.1990.), Türkçe şiirin en çok sevilen şairlerinden biridir. Zekidir, sözcüklerle çok iyi oynar ve ikili anlamlar yükler. Açık ve net yazmaz, gerçekler şiirlerinde sis içinde gezinir. Sebep; kök ve kökenlerinden koparılmış, Dersim sürgünü bir Kürt oluşudur. Acılı ve yaralıdır. Ama yüreğindeki yarasını herkesin önünde açmaz, “özel tarih”i ve geçmişi konusunda fazla konuşmaz, sürekli bunun üstünü örtmeye ihtiyaç duyar.

Yılmaz Varol Cemal Süreya ve Arkadaşları kitabında; Cemal Süreya’nın şiir ve yazılarını kuyumcu titizliğiyle inceleyerek, kendine has okuma ve yorumlamalarıyla Cemal Süreya’nın ruh halini anlamaya ve anlatmaya, “özel tarih”ini birazcık aralayarak onu daha iyi tanımamıza yardımcı olmaya çalışmış. Çoğu şiirinde anlatılan şeylerin şifresinin de “özel tarih”inde saklı olduğu işaretini vermiştir.

Kitap; “Sürgün, Dahil Olamama ve Silinip Gitme Üstüne Üç Deneme” alt başlığını taşıyor ve üç bölümden oluşuyor: 1. Cemal Süreya, Dersim ve Sürgün Acısıyla Başa Çıkma Teknikleri, 2. Çift Cepli Gömlek: Cemal ve Turgut ya da Geç Kalmış Bir Turgut Uyar Portresi, 3. Ozanların Karşılaşması: Yaşar Kemal, Destan Anlatıcıları ve Osmanlı’nın Dersim’i. Yazılarda Cemal Süreya “ve Arkadaşları” Ece Ayhan, Turgut Uyar anlatılmaktadır.

Bu üç denemeyi okuduğumuzda; Cemal Süreya’nın yüreğindeki yaranın çok derinlerde olduğunu, bir türlü sağalmadığını, durmadan kanadığını, sürekli acı çektiğini, mutsuz ve huzursuz olduğunu görüyoruz. Varlığını bedeninde ikinci bir yürek gibi taşıdığı “Halkının tarihi ve kimliği durmadan kendini hatırlatmakta, parçası olduğu şey onu sürekli çağırmakta, içinde, derinlerde bir yerde sönmemiş bir acı dışarı çıkmak için bir yol, bir çare aramaktadır.”(s.31)

Acısını biraz dindirmek için, fısıldaşmalara neden olsa da Ahmed Arif ve kendisi gibi Dersim sürgünü olan Vecihi Timuroğlu’yla dostluğunu ilerletir; 70’li yılların sonlarına doğru, Kürt hareketleriyle bir şekilde ilişki kurar. “Kürtlerin ulusal tarihlerini öğrendikleri temel kaynaklardan birini, Bazil Nikitin’in Kürtler adlı eserinin bir kısmını, kendi ismini saklayarak” Türkçeye çevirir. (“Kitabın Özgürlük Yolu Yayınları tarafından yayımlanan ilk baskısında Cemal Süreya’nın adı sadece ‘C.S.’ olarak geçmiş, kitabın iki çevirmenden biri olduğu ancak onun ölümünden sonra Deng Yayınları tarafından yapılan yeni baskıda açığa çıkmıştır.”/30 Nolu dip not)

Tarih cesurları sever ama öfkenin sessizliği ve korku zihnini esir almıştır. Bizler şiirlerini okurken, “Cemal Süreya’nın hikâyesine sokulurken ondan hep daha cesur olmasını, kendi kaderine isyan etmesini, hikâyesine sahip çıkmasını bekleriz ama imkânsızdır bu. Köle sürgünlüğünün yol açtığı derin bir korkunun kaynağından çıkmıştır onun hikâyesi. (…) İşin en kötüsü hikâyesinin hakimi tarafından denetlendiği için hiçbir zaman özgürleşme imkânı bulamayacaktır.”(s.34-35)

Yıllar sonra Türkçeyle ilişkisini anlattığı bir yazısında, “tam da bu dile ait olmadığını, şiirin zorla iskânı olduğunu”(s.40) anlatır: “Küçük çocuk bakıcıya veriliyor, daha doğrusu, o çocuk kendini bakıcının elinde buluyor; seviyor bakıcısını; onu ana biliyor. Türkçeyle ilişkim böyle. Bir noktada gurbetin aşka dönüşmesi. (…) Bir İran atasözünden söz etmiştim bir gün: Türkçe bilenin işi rast gider.” (C. Süreya, Güvercin Curnatası, YKY, s.123)

“Cemal Süreya’nın tümüyle haksız olduğunu söyleyemeyiz. Bir ölçüde haklıydı: Türkçe bilenin işi rast gidiyordu. Bakıcının elinde öğrenilen dil son derece güçlü ve vaatkârdı: Ona bir dünya ve bu dünyanın içinde yükselebileceği sonsuz olanak sunuyordu. Yine de bir şeyler yolunda gitmiyordu. Türkçeyle en fazla uzlaşanlardan biri olan Cemal Süreya’nın şiirlerinde kendi hayatının darmadağın edilmişliğinin, sürgünlüğünün ve çoğunluğa dair algısında asla tam dahil olamamanın keskin izlerini bulmak daima çok kolaydı. Sahnede bağlam dışında konuşmaktan her zaman kaçınsa da, asıl yuvasına, şiirine döndüğünde –ne kadar bastırmaya çalışırsa çalışsın- orada kendi acısıyla, kendi halkının gerçekleriyle savaşmaktan yorgun düşmüş birinin acı çığlıkları, halkının hikâyesi ve trajedisi şiirlerine sızıyordu. İlhak her şeyi başarmış ama ruhlarının ait olduğu toprakla, o kültürle olan derin ilişkisini bitirmeyi başaramamış; ortaya kendini evinde hissetmeyen, yersiz-yurtsuz, huzursuz, ele avuca sığmaz, tedirgin bir edebiyat çıkmıştı. Bütün söylediklerinin içinde kendisini bakıcının elinde bulup onu sevip anne bellemesi anekdotu kadar gerçek, bu kadar acı ve üzerinde düşünülecek bir şey bulmak zordur. Aynı duyguyu Ankara’dan bahsederken de dışa vuracaktır:

Ankara Ankara

Ey iyi kalpli üvey ana!” (s.41-42)

Böyle gelgitler, çelişkiler yaşayan Cemal Süreya hakkında yazdığı birinci denemesini Yılmaz Varol; “Artık Cemal Süreya’yı yeniden okuyabiliriz” sözleriyle bitiriyor.

Denemeleri okurken tavsiyesine uyup, Cemal Süreya’nın yanımda bulunan Sevda Sözleri şiir kitabını eşzamanlı yeniden okudum. Bu okuyuşumda; şiirlerindeki gerçek Cemal Süreya’yı daha net gördüm, daha iyi tanıdım ve daha çok sevdim.

Cemal Süreya ve Arkadaşları kitabıyla Yılmaz Varol harika bir iş çıkarmış. Kutluyorum.

(*) Yılmaz Varol, Cemal Süreya ve Arkadaşları, zoomkitap [not defteri], Kasım 2021, İstanbul, 120 Sayfa.

 

 

 

Müslüm Üzülmez

 

DİĞER YAZILARI Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Gül, Gulan, Anam 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül? 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır 01-01-1970 03:00 Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00