Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç

Müslüm Üzülmez

18-03-2022 11:45

“Siyasetin sınavı, bir olayın nasıl başladığı değil, nasıl bittiğidir.” -Henry Kissinger

“Berlin Duvarı” yıkılıp “Soğuk Savaş” sonlanınca, ABD ve onun temsil ettiği liberal kapitalist sistem ve düşünce dünyaya egemen oldu. Bu egemenlikle aynı dönemde teknolojinin çok yönlü ve hızlı gelişmesi, enformasyonun yaygınlaşması, zamanın ve mesafenin ortadan kalkması sonucu küreselleşmenin önü olabildiğince açıldı.

“Küreselleşmenin ardındaki yön verici düşünce, serbest piyasa kapitalizmidir –idareyi piyasa kuvvetlerine bıraktığınız, ekonominizi serbest ticarete ve rekabete açtığınız ölçüde, ekonominiz serpilecek ve etkin bir yapıya kavuşacaktır. Küreselleşme serbest piyasa kapitalizminin hemen her ülkeye yayılması demektir. Küreselleşmenin de kendine özgü ekonomik kuralları vardır –dışa açılma, devlet denetimini azaltma ve özelleştirme unsurları etrafında dönen kurallar” gibi. (Thomas Friedman, Küreselleşmenin Geleceği, Çev: Elif Özsayar, Boyner Holding Yayınları, Ocak 2000, s.31)

Küreselleşmenin hızlı gelişmiyle küçülen küresel dünyamızın valisi/şerifi doğal olarak ABD başkanı oldu. Ve “Her şey Amerika için” şiarıyla dünya yeniden dizayn edilmeye başlandı. “Küreselleşme sisteminde ABD artık tek ve başat konumunda; diğer devletlerin tümü şu ya da bu ölçüde ona bağlı”dır. (Thomas Friedman, s.35)

Bu gelişim sürecinde Amerikalılar niyetlerini hiç gizlemedi, çok açık ve net bir şekilde ve de övünerek istediklerini tek tek gerçekleştirdiler. Kanıtı: “Biz Amerikalılar Hızlı Dünya’nın havarileri, geleneğin düşmanları, serbest piyasanın peygamberleri ve ileri teknolojinin duayenleriyiz. Hem değerlerimizin hem Pizza Hut’larımızın ‘yayılmasını’ isteriz. Dünyanın bizim yolumuzdan yürümesini ve demokratikleşmesini, kapitalistleşmesini isteriz, her köşede bir web sitesi, her dudakta bir Pepsi, her bilgisayarda Microsoft Windows olsun…” isteriz, dediler. (Thomas Friedman, s.386)

Tarihçi Ronald Steel ise aynı şeyi farklı bir şekilde ama daha kapsayıcı ifade ediyor: “Asıl devrimci güç hiçbir zaman Sovyetler Birliği değil, hep Amerika Birleşik devletleri oldu. Biz kendi kurumlarımızın dışımızdaki herkesi tarihin çöplüğüne atması gerektiğine inanıyoruz. Ortaya çıkan bütün diğer üretim ve dağıtım biçimlerini yeryüzünden silmiş bir ekonomik sistem yürütüyoruz –arkasında büyük zenginlikler, bazen de büyük yıkımlar bırakarak. Hollywood ve McDonald’s aracılığıyla yaydığımız kültürel mesajlar dünyanın her yanına ulaşarak başka toplumları ele geçiriyor ve aynı zamanda zayıflatıyor. Daha geleneksel fatihlerin tersine, biz başkalarına boyun eğdirmekle yetinmiyoruz: İlle de bizim gibi olsunlar istiyoruz.” (Aktaran: Thomas Friedman, s.385)

Kısacası bütün kuş türlerinin papağana dönüştürülmesi isteniyor. Papağan olmak istemeyenler, küreselleşmenin önünde engel oluşturan veya engelmiş gibi görünen devletler, kurum ve kuruluşlar kara listeye alınıyor, zamanı geldiğinde de her yönden kuşatılarak etkisiz bir hale getiriliyor ya da saha dışına atılması hedefleniyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in, Ukrayna ile ilgili Çinli mevkidaşı Vang Yi ile yaptığı bir telefon görüşmesinde; “Pekin’in adımlarını izliyoruz” uyarısı buna iyi bir örnektir. (6 Mart 2022)

Bunlar kolay olacak şeyler değil. “Böyle bir politikanın sürdürülmesi için, Amerika enternasyonalizmine değer verenlerin onu destekleyecek bir koalisyon oluşturmaları gerektiği çok açıktır. (….) Amerikan yönetimi, hangi parti iktidarda olursa olsun, Amerika enternasyonalizmini ayakta tutacak yeni bir 21. yüzyıl koalisyonu oluşturmak üzere dünyanın yeni küreselcilerini bir araya getirmeye başlamak zorundadır.” (Thomas Friedman, s.461)

Bu bağlamda Ukrayna-Rusya savaşını değerlendirdiğimde, savaşın Ukrayna-Rusya savaşı değil, ABD-Rusya savaşı olduğunu çok net söyleyebilirim. Ama ABD savaşmadan savaşıyor. Çinli efsanevi bilge Lao Tzu’nun çok güzel bir deyişi vardır: “Yapmadan yapmak.” Bu deyişi “savaşmadan savaşmak” olarak okuyabiliriz. ABD bu “savaşmadan savaşmak” politikasını ustaca uyguluyor. Savaşa asker göndermiyor, sıcak bir silahlı çatışmaya girmiyor. Bunun nedeni; politik, askeri ve ekonomik olarak böylesi bir savaşın daha fazla çıkarına geliyor olmasıdır. Ayrıca Rusya’nın elinde bulunan çok gelişmiş nükleer silahları dikkate almak zorunda. Oysa Batılı müttefikleriyle birlikte siyasi, ekonomik, teknolojik abluka veya ambargoyla çok yönlü yaptırımlar ve bunlar sanki yetmezmiş gibi, borsa spekülatörleriyle, ileri uzay teknolojileriyle, gönderilen silah ve paralı askerlerle, geniş bir enformasyon ağı sayesinde yaptığı propaganda ile Rusya’yı zayıflatmak ve dünya politikasından izole etmek çok daha kolay ve üstelik maliyeti daha az. Burada asıl mesele, zorla ya da güzellikle, askeri ya da ekonomik, her zaman mevcut olan ama görünmeyen “Amerikan Enternasyonalizmi”ne geniş katılımı sağlamak ve bunu dünya genelinde iyice tahkim kılmaktır.

Dahası var: ABD bu savaş sayesinde Avrupa ülkelerini Rusya’dan uzaklaştırıp kendisine daha çok itaat eder duruma getirdi ve zayıflayan NATO’yu da istediği doğrultuda daha da güçlendirdi. Avrupa’yı “güvenlik” gerekçesiyle silah deposuna dönüştürdü. ABD savunma ve silah sanayisinin iştahını kabartacak şekilde bütün devletler silahlanmaya büyük bütçeler ayırmaya başladı. Ve yine Amerikan dış politikasının ana hedeflerinden birinin Rusya ve Avrupa Birliği arasındaki ekonomik ilişkinin en aza indirilmesi diplomatik çevrelerce söylenmekteydi, bu hedefinde de başarılı oldu diyebilirim.

Eskiden Katolik inancına ters bir tutum içinde olanları ya da böyle olduğu düşünenleri Engizisyon Mahkemesi aforozla cezalandırırdı. Günümüzde bu işi ABD/Batı yapmaktadır. ABD ve Batı karşıtı olan ya da küreselleşmeye engel çıkartan devletler, ABD’nin düğmeye basmasıyla NATO, AB, Dünya Bankası, IMF, Dünya Ticaret Örgütü ve dünya çapında faaliyet gösteren sayısız çokuluslu şirket ve kuruluşlarca kuşatılıp etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor. Küreselleşme savunucularından Thomas Friedman; “Amerika dünya tarihinin son iyicil egemeni ve gönülsüz kolluk gücü” olduğu şeklindeki propaganda kokan ama bir o kadar da gerçeği dile getiren sözleri boşuna söylemiyor herhalde. (s.462)

Ben, Ukrayna-Rusya savaşına yukarıda anlattığım anlatı ve olguların ışığında bakıyorum. ABD, Ukrayna-Rusya savaşını bahane ederek, Rusya’yı siyasetten saha dışına atmak için çok önemli bir fırsat yakaladı. Bu fırsatı çok şimdiye kadar çok iyi kullandı, bundan sonra da çok iyi kullanmaya devam edecektir. Benim okumam böyle. Bu savaşta kimin haklı kimin haksız olduğuna, küreselleşmenin iyi mi kötü mü olduğuna girmiyorum. Savaşın öncesi ve sonrasındaki gelişmeleri, sahadaki diplomatik manevraları, savaş sırasında yaşananları ve olguları değerlendirerek bu savaştan kendimce çıkardığım bir sonucu paylaşmak istiyorum: Küresel dünya ile, daha doğrusu “Amerikan Enternasyonalizmi” ile uyum içinde olmayanların kazanma veya başarma şansları hiç yok ya da çok zor. Bu nedenle, devletleri yönetenler ya da yönetmeye aday olanlar, siyasi partilerde çalışma yapanlar, düşünce bazında politika üretenler, ekonomik ve ticari işlerle uğraşan girişimciler bu mevcut duruma göre adımlarını atmalı, plan ve programlarını ona göre yapmalıdırlar, diyorum.

Müslüm Üzülmez

 

DİĞER YAZILARI Cep Telefonları Tespihlerin Pabucunu Dama mı Atıyor? 01-01-1970 03:00 Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Gül, Gulan, Anam 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül? 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır 01-01-1970 03:00 Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00