Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı”

Müslüm Üzülmez

28-01-2023 10:03

Müslüm Üzülmez

Okuduğumuz bir kitap bazen hafızamızda kayıtlı yaşanmışlıkları anımsatıp anlatmamıza neden olabilir. Robert Darnton’un Eski Rejimde Yeraltı Edebiyatı(*) isimli kitabını elime alıp okumaya başlayınca illegal yayınlarla tanışmam geldi aklıma ve sayfaları çevirdikçe de zihnimde kendi yaşadıklarımla 1789 öncesi Fransa’sındaki yaşanmışlıklar çakışıp beni çok eskilere götürüp bu yazıyı yazmaya yöneltti.

1970’li yılların başlarında Ankara’da yüksekokul okurken yeraltı, yani illegal/gizli yayınlarla tanıştım. Bunlar, sol siyasi örgütlerin veya öğrenci gruplarının belli konularda yayınladıkları bildiri ve broşür benzeri yayınlardı. Okul ve işyerlerindeki mevcut sorunlarının giderilmesine, direniş ve grevlere veya bazı siyasi taleplerin duyurulmasına yönelik ya da sol devrimci siyasi oluşumların sıkıyönetim mahkemelerinde yaptıkları savunmalara, gözaltlarında yapılan işkencelere ilişkin açıklamalardı çoğunlukla. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarının durdurulmasına yönelik dağıtılan bildirileri örnek verebilirim.

Sonra Türkiye Komünist Partisi saflarında çalışmaya başlayınca illegal yayınlardan başta TKP’nin merkez yayın organı aylık Atılım gazetesi ve yurtdışından gönderilen bazı broşürlerle tanıştım, ama “edebi türden” hiç bir yayınla karşılaşmadım. Bizden önceki komünist kuşakların anı ve romanlarında anlattıkları gibi edebi eserlerin, Nazım Hikmet’in şiirlerinin elle veya daktiloyla çoğaltıp gizlice elden ele dolaştırılması artık çok gerilerde kalmıştı. Nazım Hikmet’in şiirleri de dâhil “sakıncalı” olarak nitelendirilen edebi eserlerin birçoğu artık yasal olarak yayınevlerince basılıp kitapçılarda satılıyordu. Ama değişik Avrupa ülkelerinde TKP’ye yakın faaliyet gösteren işçi ve öğrenci örgütlerinin çıkarmış oldukları sakıncalı gözüyle bakılan birçok gazete, dergi, bülten ve kitapçık farklı kanallardan Türkiye’ye yaygın bir şekilde geliyordu. Bu gelen yayınlarda çoğu kez şiirlere, öykülere yer verilse de bunlar edebi türden yayınlar değildiler; siyasi içerikte belli talepleri dile getiren veya bazı uygulamaları/ olayları eleştiren ya da protesto eden ajitasyon ağırlıklı propaganda nitelikli yayınlardı. Parti üyesi olarak illegal faaliyette bulunduğum dönemde “örgütsel doküman” haricinde ne biz TKP’lilerin ne de diğer sol sosyalist ve devrimci Kürt hareketlerinin Türkçe yazılı edebi türden yayınlara yönelik herhangi bir yeraltı çalışması veya yayın dağıtım faaliyetleri olduğuna dair bir şey hatırlamıyorum, olmuşsa da görmedim ve duymadım.

Ama Diyarbakır’da 1970’li yıllarda Balıkçılarbaşı’nda Vakıflar İşhanı ve çevresinde faaliyet gösteren birçok işyerinde ve seyyar satıcıda el altından Suriye başta olmak üzere farklı ülkelerde kaydedilmiş Kürtçe kasetler; Latin ve Arap harfleriyle basılmış Kürtlerle ilgili her türden Kürtçe ve Türkçe kitap ve broşürler dağıtılıyor ve satılıyordu. Ankara’da aynı okulda aynı bölümü birlikte okuduğum arkadaşım Hanili Ekrem A. ile 1975’te bir yaz günü Vakıflara ait çarşıda gezinirken bana Suriye’de Türkçe basılmış Dr. Nuri Dêrsimi’nin Kürdistan Tarihinde Dêrsim kitabını alıp hediye etmiş ve o zaman, başta Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn eseri olmak üzere Kürt edebiyatı ve tarihine ilişkin birçok yayının gizlice satış ve dağıtımının yapıldığını açıklamıştı. O zaman, bu yayınların nerelerde basıldığı, hangi dilde basıldığı, nasıl dağıtıldığı ya da satıldığı, yazım türü ve nitelikleri hakkında gerekli bilgileri not alma aklımdan geçmediği için, şimdi bunların Robert Darnton’un tanımladığı türden “yeraltı edebiyatı” kapsamında olup olmadıkları konusunda bir şey söyleyemiyorum.

Diyarbakır’da tezgâh altından yapılan bu dağıtım ve satışlar da zaten fazla uzun sürmedi, 12 Eylül 1980’de Silahlı Kuvvetler yönetime el koyunca Türkiye genelinde basım-yayım tümden hüsrana uğradı: Karabulutlar gökyüzümüzü kapladı. Bu karanlık günlerde sadece illegal yayınlara değil, sol içerikli ve Kürtlere dair tüm yayınlara el konuldu, toplatıldı, bulunduranlar gözaltına alındı ve yargılandı. Korku düşüncesinin uyandırdığı kaygı nedeniyle kitap bulunduranların birçoğu da kendilerine veya tanıdıklarına ait kitapların çoğunu sakladı, yaktı, imha etti: Soba ve kalorifer kazanlarında yakılan kitap, dergi, bildiri, afiş ve fotoğrafların kara dumanları 12 Eylül’ün karanlık yüzünü gösterircesine bacalardan yükselerek kentleri nefessiz, dönemin yöneticilerinin yüzlerinde kara leke bıraktı.

Sözü daha fazla uzatmayıp yazıya konu olan kitaba gelelim. Amerikalı akademisyen Robert Darnton, Eski Rejimde Yeraltı Edebiyatı adlı kitabında 1789 Fransız Devrimi öncesindeki “yeraltı edebiyatı”nı anlatıyor. Kitapta anlatılan “yeraltı edebiyatı”, benim yukarıda anlatmaya çalıştığım siyasi içerikli “illegal yayın”lar ve 19. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlayan ve alkolizmin, cinselliğin, sıradışılığın, küfrün dışa vurumu olan, Henry Miller, Oğuz Atay ve Metin Kaçan gibi yazarların da içinde yer aldıkları “yeraltı edebiyat akımı”na ait eserlerle hem tarihsel dönem hem de mahiyeti itibariyle çok farklı şeyler, ama yine de bazı ortak yanlarının var olduğuna inanıyorum. Robert Darnton önsöz’de kitabına dair şunları yazıyor: “Edebi yeraltını işgal eden barok karakterleri araştırırken bazı klasik tarihsel sorunlarla karşılaştım. Aydınlanma Fransız toplumuna ne kadar derinden nüfuz etmişti? Radikal fikirler Eski Rejim’in yıkımına ne ölçüde katkı sağlamıştı? Fransa’da Aydınlanma ile Devrim arasındaki bağlantılar nelerdi? Yayıncı arşivleri üzerinden tekrar ele alındığında, bu sorular ders kitaplarındaki formülasyonlara kıyasla daha elle tutulur ve ayakları yere basar görünüyor. Kesin olarak yanıtlanamasalar bile, yönetilebilir parçalara indirgenmeleri ve bir dizi vaka çalışması olarak anlatı biçimde ele alınmaları mümkün. Elinizdeki kitap işte bu vakaları sunuyor.” (s.10)

Kısacası, Robert Darnton bu çalışmasında tarih yazım yöntemine farklı bir açıdan yaklaşıyor ve bilinenin tersine, Fransız Devrimi’nin yaratıcılarının Voltaire, J. Jacques Rousseau, Diderot gibi büyük filozoflar olmadığını, “yeraltı edebiyatı” yazarları olduğunu ileri sürüyor. Kitabında, arşivlerdeki “vakaları” inceleyip 1789 Fransız Devrimi öncesinde sınır ötesinde basılan ve kaçak yollarla başta Paris olmak üzere Fransa’nın çeşitli şehirlerinde dağıtılan, el altından satılan kitapları, kitap türlerini ve bu kitapların yazar ve okurlarını ve bu sektörden para kazananları anlatıyor. Devrim öncesi dönemde birçok aristokrat aile çocuğunun felsefeci ve yazar olmak için Paris yollarına düştüğünü, ama çoğunun umduklarını bulamadıklarını ve “edebiyatın ayaktakımı” olduklarını, hatta bunlardan birkaçının casusluk, polise çalışma ve dolandırıcılık gibi hoş olmayan durumlara bile savrulduğunu belirtiyor.

Ne olurlarsa olsunlar, yazmanın şeytani kudretinin baştan çıkardığı bu “edebi eşkıyalar” engin çeşitlilikteki eserleri durmadan kaleme alırlar. Dudak ısırtan cinsten saray entrikalarını, kralların cinsel yetersizliklerini ya da fantezilerini; özgürlük, eşitlik, adalet ve tarihe dair metinler, hikâyeler, romanlar, ansiklopediler yazarak Eski rejimin altını oymada çok büyük bir rol oynarlar. Kendi adlarıyla ya da başka adlarla yazdıklarını veya başka yazarların kitaplarını değiştirerek, korsan baskılarını yaparak okuyuculara ulaştırmanın yollarını ararlar. Tüm engellemelere karşın elden ele dolaşan ve korsan dağıtılan bu metinler öfkelilerin öfkesini dile getirir. Günü saati geldiğinde de öfkelilerin yarattığı ihtilalci öfke dalgası Saray’ı sallar, Devrim’in sarsıntısı sadece Fransa ile sınırlı kalmaz tüm dünyayı etkiler. Felsefeci olmanın hayaliyle yola çıkanlar farkında olmadan büyük kahramanlıklar yaparlar ve yine farkında olmadan devrimin halk yığınlarınca sahiplenilmesine neden olurlar. Günümüzde bunların çoğunun adları pek bilinmiyor, ama o döneme ait polis ve hapishane arşivlerinde gerçek ya da takma adlarıyla tozlu dosyalar arasında kayıtları öylece duruyor.

Devrimin harlı ocağına bir zamanlar sayfalar dolusu ateşli sözcük taşıyanların bugün adlarının bilinmemesi yürek burkucu acı bir gerçek, buna karşılık gezegenimizde ilkokulu bitirmiş her insanın dünyanın kaderini değiştiren 1789 Fransız Devrimi’ni bugün biliyor oluşu da bir başka gerçek. Böylesi tarihsel acılar karşısında her zaman menzile odaklanıp Furûğ Ferruhzâd’in dizelerini hatırlarım:

“Kuş ölür, sen uçuşu hatırla”.

(*) Robert Darnton, Eski Rejimde Yeraltı Edebiyatı, Çev: Suat Başar Çağlan, zoomkitap, İstanbul, Ekim 2022.

 

DİĞER YAZILARI Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Gül, Gulan, Anam 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül? 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır 01-01-1970 03:00 Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00