Her Düşüşte Direnerek Yerden Kalkıştır Yaşamak

Müslüm Üzülmez

21-07-2025 12:38

Müslüm Üzülmez

Saat dokuzu gösteriyordu, hava kapalı ve yağmur yağacağının sinyallerini verircesine bulutlar kuzey doğudan hafiften rüzgârın etkisiyle şekilden şekille bürünüyor, zeytin ağaçlarının aralarında ve binaların çatılarında kargalar kalkıp konuyorlardı. Kumrular elektrik tellerine dizilmiş gagalarıyla teleklerinin bakımını yapıyor ya da yiyecek bulma umuduyla yol kenarlarında geziniyorlardı. Hava fazla soğuk değildi, yetmiş yaşını devirmiş ve biraz da sağlık sorunları yaşayan Miran her gün yaptığı sabah yürüyüşüne hazırlanırken balkona çıkıp mavi denize, bulutlu gökyüzüne ve yeşil zeytin ağaçlarına bakarak derin bir nefes alıp: “Haydi çık, yürüyüşünü yap!” diye kendine katı buyruğunu verdi. Kahvaltısını yaptı ve çıktı.

Yürüyüşünü yaptığı İğdeli Plajı ile oturduğu ev arası yaklaşık on beş dakikalık yürüyüş mesafesinde. Serçe, kumru ve kargaların sesini ve çöp konteynerlerinin çevresinde karınlarını doyurma telaşı içinde olan kedi ve köpeklerin hırlaşmalarını saymasak sokak ve caddeler sessizdi. Gezinen insan, gelip geçen araba yoktu.

Miran evden çıkarak kendini yormadan yavaş yavaş denize doğru yürüdü. Şubat ayı olmasına rağmen hâlâ bazı zeytin ağaçlarının üzerinde tek tük kalmış siyahlaşmış zeytin tanelerine gözü ilişti; sevgiyle onlara baktı ve aklından bazı şeyler geçse de istiridye gibi kendi iç dünyasına kapanıp yürüdü. Eller cepte sahile vardı. Denizin üzerinde siyah bir kartal açık kanatlarını hiç çırpmadan süzülerek uçuyordu. Deniz hafiften esen rüzgârın etkisiyle kıyıyı dalgalarıyla yalıyor, dalgalar yorulmaksızın gidip geliyordu. Miran engin denizi seyrederken birden özlemin yalnızlığını içinde hissetti ve geçmişte yaşadıkları aklına geldi, hüzünlendi. Sonra içten gelen bir özlemle dans eden dalgaların şarkısını dinleyerek denizin mavisinde gözlerinin ve gönlünün pasını sildi, martıların uçuşunu izledi. Fazla beklemeyip derin bir nefes alıp yürüyüşüne devam etti. Sahilde sağa sola atılmış su, meşrubat ve bira pet ve kutularını; şarap, rakı, bira ve daha birçok içeceklerin şişelerini görünce biraz canı sıkıldı. Kent kültüründen yoksun, doğa ve insan sevgisinden nasibini almamış sorumsuz insanların çirkin davranışına öfkelenip masum küfürlerini savurarak yürüyüşüne devam etti.

Yaklaşık kırk beş dakikadır yürüyordu. Yoruldu. Evden çıkalı yaklaşık bir saat olmuştu. İğde ağaçlarının altında (L) şeklinde bırakılmış iki tane denize yönelik bankı görünce oturup biraz dinlenmek ve sonra da bir sigara içmek için banklara yöneldi. Bankın yanına varıp tam oturacağı an, denize yönelik olan bankın üzerinde çift ağızlı 30-35 cm uzunluğunda bir hançer gördü. Parmak izi hikayesi aklına gelince ellemeden bıçağı yakından inceledi. Eski, siyah plastik saplı, her iki ağzı da keskin ve testere gibiydi. Bıçağın incelemesini yaparken bankın önünde yerde siyah bir bere ve denize dikey duran bankın üzerinde ise dibinde bir iki parmak şarap kalmış kırmızı sek şarap şişesini ve yanında da beyaz plastik bardağın yarıya kadar şarapla dolu olduğunu gördü. Geceleyin ya da sabahın köründe erkenden birileri gelip iyice içip kafayı bulunca bunları unutup gitmiş diye düşündü. Başını çevirip denize taraf bakınca, seviye olarak aşağıda bulunan yığma taşlarla örülmüş duvar gibi duran tümseğe bir adamın sırtı denize dönük ayakta işediğini gördü. Seslendi:

-Bu bıçak ve bere senin mi?

-Evet, onlar benim, onlar benim, karışma diye karşılık verdi.

İşini bitirince ses veren yukarı çıkmaya başladı, tümseğe vardığında aniden yere yığıldı. Anne rahmindeki cenin pozisyonunu aldı. Derinden gelen kısık hırıltının dışında sesi çıkmaz oldu. Miran, iğde ağaçlarının yanında yukardan sessizce onu izliyordu. İzlerken, yardım edip etmeme konusunda aklı ve duyguları çatışmaya başladı. Aklı neyin nesidir bilmiyorsun, başına iş açma; bıçaklı, sarhoş, ayakta işeyen bir insanla uğraşma… Duyguları ise, insan insana elini uzatmalı, ne olursa olsun insan insana sevgiyle yaklaşmalı diyordu. Sonuçta yüreği dayanamadı, vicdani duyguları kabarıp merhamet ağır basınca tümsekten yavaşça aşağı inip yardıma gitti.

Yanına vardığında yerde kıvrılmış inleyen sarhoşu yakından incelemeye başladı. 70 yaşlarında, beyaz teni içkiden kızarmış, yüzündeki hatlar hayatın ağır yükü veya bakımsızlıktan derinleşmiş; saçlar kırlaşmış, seyrek ve ensede toplanmıştı. Üzerinde hâkî renkte bir kaban, gri bir keten pantolon, ayaklarda ucuzundan lacivert spor ayakkabı vardı. Sanki birileri yanlış zamanda yanlış hayatı yaşıyor gibiydi.

Miran yerde yatanı koltuk altlarından kavrayıp kaldırmaya çalıştı ama kaldıramaya gücü yetmedi. Yerde yatan da hiç kalkmaya niyeti yokmuş gibi hareketsiz kaldı; yatık vaziyete, konuşamıyor, zor derinden kesik kesik nefes alıyordu. Birkaç kez denedi, kaldırmada başarılı olamayınca:

-Ben seni sırtıma alıp taşıyamam, zaten kendimi zor taşıyorum. Yüzün tümseğe gelecek şekilde çevireceğim seni. Kendin kedi gibi tırmanıp tümseği çıkacaksın, ben de seni çekeceğim. Anlaştık mı?

Yerde yatan olur anlamında başını salladı. Miran dediklerini uygulayarak kumsaldan adamı zor bela ter içinde kalarak yukarı çıkardı ve ardından da iş yaşamında ve siyasi çalışmalarında hep yöneticilik yapmış olmasının vermiş olduğu bir alışkanlıkla farkında olmadan talimatı yağdırdı:

-Burada otur, ayaklarını iyice uzat ve sırtını da güzelce ağacının gövdesine yasla. Tam dik otur. Derin derin burnundan nefes al, ağzından nefesini ver. Burnundan nefes al, ağzından nefesini ver, diye bir çırpıda yapması gerekenleri sıraladı.

Adamcağız başını sallayıp yavaş yavaş söylenen şekilde nefes alıp vermeye başladı. Biraz sonra kendine gelir gibi oldu. Yağmurun eli kulağında olduğunu ve artık bulunduğu yerden uzaklaşma vaktinin geldiğini düşünen Miran, kendine söylemek istediği şeyi sanki sarhoşa söyler gibi seslenerek:

-Unutma iki gözüm: Her düşüşte direnerek yerden kalkıştır yaşamak, dedi ve ardından da duygu yoğunluğunda evinin yolunu tuttu. (25 Şubat 2025/Ayvalık)

DİĞER YAZILARI Teknolojik Devrim, Değişim ve Örgütler 01-01-1970 03:00 İnsanca Yaşama Bir Çağrı: Genetik Öfke 01-01-1970 03:00 Cep Telefonları Tespihlerin Pabucunu Dama mı Atıyor? 01-01-1970 03:00 Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Gül, Gulan, Anam 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül? 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır 01-01-1970 03:00 Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00