Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni

Müslüm Üzülmez

23-04-2018 20:24

Hefaystos (veya Hephaistos) Eski Yunan mitolojisinin önemli tanrılardan biridir.

“Tanrılar ülkesi” Olympos’ta oturan “yüceler yücesi” baştanrı Zeus, karısı baştanrıça Hera’nın katkısı olmadan, anasız, tanrıça Atena’yı doğurur. Hera buna çok içerlenir; kıskançlığından, inat olsun diye, o da tek başına, Zeus’un katkısı olmadan, babasız, tanrı Hefaystos’u bir ayağı kısa, topal olarak doğurur.

Hefaystos özürlü olduğundan, Hera çok üzülür ve de çok utanır. Dayanamayıp onu bir gün bacaklarından tutup Olympos’taki baştanrılık sarayının penceresinden dünyaya doğru fırlatır. Hefaystos, Ege Denizi’ne, Lemnos adasına düşer. Deniz tanrıçalarından Tetis ve denizkızı Eurinome onu korumaları altına alır. O da burada boş durmaz, düştüğü adada ve denizin dibindeki kızgın volkan yataklarında dokuz yıl, gece gündüz demeden ter döker, bulunduğu mağarayı demirci işliğine çevirir. Çekiciyle örs üstünde demir, tunç gibi metalleri döverek demircilik zanaatında ustalaşır.

Hefaystos, işçilerin, emekçilerin tanrısıydı.

O, tanrılar ülkesinde hiç oturmadı. İşsiz güçsüz ölümsüz tanrıların haz dolu ve şatafatlı yaşamlarından hep uzak durdu. Dünyada, ölümlüler arasında oldu. Demir işliğinde çalışıp aşkla ateş, demir ve alınterini harmanladı.

O, doğuştan topal olmasına karşın tanrıçaların en güzeli Afrodit’le evlendi. Karısı kendisini beğenmeyip diğer tanrılarla kaçamaklar yapıp aldatmasına rağmen, yine de çamurdan yoğurup şekillendirdiği Pandora ile bütün güzelliği ve becerikliliğiyle ilk kadını o yarattı. Bazen arada sırada kaçamaklar yapıp, hovardalıklar da yaptı.

O, dünyayı değiştirecek ve dönüştürecek tek evrensel gücün çalışma olduğunu söyleyip, Çalışma Dinini yaymaya çalıştı. Ona göre en iyi ibadet çalışmaydı. Savaş yerine çalışmayı, yıkım yerine yaşamı güzelleştirecek şeylerin üretilmesini istedi.

O, bütün dünyanın horlanmış emekçilerine; örs üstünde dövdükleri demirle, işledikleri madenle, içlerindeki ateş ve ışıkla neler yapabileceklerini gösterdi. Bu yüzden Antikçağın bütün emekçileri ve köleleri, demirci Hefaystos’a taparlardı. Zaten onlar da bu tanrıyı kendilerinden biri saydıkları için ona “Emekçi Tanrı” adını vermişlerdi.

Emekçiler, peşkiri önünde, örs üstünde çekiciyle demir döven bir tanrı olarak algıladılar hep onu. Bu yüzden, bu dost tanrı onuruna büyük tapınaklar yaptılar. Bütün işçiler bu tapınakların çevresindeki meydanlarda her yıl toplanıp şarkılı türkülü oyunlu şölenler düzenlediler. Hem Hefaystos, hem de Atena haklarını isteyen emekçilerin bu şölenlerine katılarak onları onurlandırıp ve yüreklendirdiler. Günümüzde kutlanan 1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI’nın menşei olan bu şölenlerde, coşkuyla meydanları dolduran kadınlı erkekli kalabalıklar, bu emekçi tanrı ve tanrıçasına sevgilerini göstermekle kalmaz, istenmedikçe verilmeyen haklarını da dillendirirlerdi.

Demirci Hefaystos ve “Ergane Atena”, yani “İşçi Atena” da “İşçi Bayramı”nda işçilerle birlikte oyunlar oynar, türküler söyler; okyanuslar gibi dalgalanan emekçi yığınlarını egemenlerin sömürüsünden, şer güçlerin şerrinden korurlardı. Ve coşkularına ortak olmak için her daim yanlarında olurdular.

***

Demirci Hefaystos’un ateşi yüzyıllar sonra gün gelecek tek bir halkın değil, bütün halkların adil ve kardeşçe bölüşüp ısındıkları tek bir ocağın ateşine dönüşecektir. Bir gün dünyanın en batı ucundan ta en doğu ucuna kadar, bütün halklar bu ocağın çevresinde toplanıp savaşsız ve sömürüsüz bir dünyanın, barış içinde çalışıp üretmenin ve adilce paylaşımın mutlu düşünü gerçekleştireceklerdir. Buna inanın!..

***

Grekler, tanrıçaları Atena’ya “İşçi Atena” anlamında “Ergane Atena” diyorlardı. (Yaşar Atan, Akdeniz Tanrıları, Evrensel Basım Yayın, s. 83-91.)

Peki, Greklerin “İşçi” anlamında kullandıkları “Ergane” sözcüğünün Diyarbakır’ın Ergani (Kürtçesi Erxenî) ilçesinin ismiyle bir ilişkisi olabilir mi?

Ergani/Erxenî, “Ergane”nin Türkçe veya Kürtçenin fonetiğine uydurulmuş hali olamaz mı?

Ergani/Erxenî’nin tarihî süreç içerisinde birçok isim aldığı biliniyor. Çivi yazılı kaynaklarda Arkania, Peutinger’in tabletlerinde Arsinia, Ermeni eserlerinde Arganı diye anılıyor. Ayrıca birçok kaynakta da Argın, Argıni, Akranya, Arkania, Arseni, Arghana, Arghini, Aşot, Arkanîn, Erkenin, Ekanina, Erğıni, Erğani... olarak adlandırılmıştır.

Maden, ateş, demir işliği ve işçi sözcükleri Ergani/Erxenî’ye hiç de yabancı sözcükler değil. Ergani/Erxenî sözcüğünün kökeninin “Ergane”den geldiğini ve anlamının da işçi olduğunu söyleyebiliriz diye düşünüyorum. Çünkü bunu doğrulayacak tarihsel nedenler var elimizde:

1. Ergani bakır madeni ocakları dünyada bilinen en eski maden ocaklarından biridir. Ergani’ye bağlı Hilar Çayönü/QotéBerÇem’de daha taş devrinde, dünyanın başka yerlerinden 2 bin yıl önce madenciliğe geçilmiştir. Tüm tarihî çağlarda da önemini hep korumuştur.(Max-Planck Insititute, Çayönü andthe Beginnings of Metallurg) Birçok araştırmacı, arg kelimesinin özellikle gümüş, geniş anlamda maden ve diğer metaller karşılığında kullanıldığını belirtikten sonra, bugünkü Ergani/Erxenî adına temel teşkil eden Arghini yer adının, maden yeri anlamına geldiğini belirtmektedirler. Ergani sınırları içinde, çok eski bir yerleşim yeri olan Kalhana (yeni ismi Yolköprü) köyü de bu savı doğrulamaktadır. Bilindiği gibi eski bakır atölyelerine “kalhana” denilmektedir. Bu nedenle; Ergani/Erxenî adı, madenden değil, madenlerde çalışan işçi anlamına gelen “Ergane” sözcüğünden gelmiş olabilir.

2. Uygarlık önce Kuzey Mezopotamya’da gelişmiş, sonra güneye ve batıya yönelmiştir. Doğudan batıya doğru uygarlığın ilerleyişi sonucu savaş ve üretim araçları, tanrı ve tanrıçalar, yani kültür ve yaşama dair her şey batıda, batı uygarlığıyla yeniden harmanlanıp biçimlendirildi, adlandırıldı. Tanrı ve tanrıçalar hem yeni adlar aldı ve hem de bu tanrı ve tanrıçalara yeni görev ve sorumluluklar verildi. Eski Yunan mitolojisindeki tanrı ve tanrıçalarının birçoğu doğunun tanrı ve tanrıçalarının birer türevidir. “Ergane (İşçi) Atena” ve “İşçilerin Tanrısı Hefaystos” da doğu orijinli olabilir! Ve yine Zağros ve Kuzey Mezopotamya halkları ateş ve ocağı hep kutsal bilmişlerdir. Bugün dahi ateşin kutsallığına inananlar var. Buna en güzel örnek Zerdüşt’lerdir. Zerdüşt dininde “İyi” gücü temsil eden Hürmüz, Atena ve Hefaystos gibi, hep “Kötü” gücü temsil eden Ehrimen’e karşı savaşır. Ateş ve ocağın yanına Ehrimen denen “Şeytan” uğrayamaz!

Ateşin ve madenin olduğu bir yerde “Ergane”, yani işçilerin olması gerekir. İşçiler varsa, onların bir de “Ergane (İşçi) Atena” ve “İşçilerin Tanrısı Hefaystos” gibi tanrıça ve tanrıları olmalıdır. Sonrasında tanrı ve tanrıçalar yetmez. Demirci Kawa gibi kahramanlar da olmalıdır! Engels’in dediği gibi, demir çağı “kahramanlar çağıdır”.

Kısacası ateş, ocak, maden ve Ergane/Erxenî/Ergani (İşçi) sözcükleri doğudan batıya gitmiş olabilir!

3. Veya tam tersi olmuştur. Unutmayalım; MÖ. 331-323 yılları arasında Makedonlar, MÖ. 323-140 yılları arasında Selevkoslar (Selefkoslar), MÖ. 69-MS. 53 yılları arasında Romalılar, MS. 395-639 yılları arasında Bizanslar Ergani’de hüküm sürmüştür. Bunlar geldiklerinde inanç ve yaşam biçimlerini de birlikte getirmişlerdir. Ve bunlar kaleler, burçlar, tapınaklar, okullar yaptıkları gibi birçok dağa, taşa, ırmağa, köye, kente isimler vermişlerdir. Bu nedenle, Ergani/Erxenî/Ergane (İşçi) sözcüğü batıdan da gelmiş olabilir.

Ergani/Erxenî ve Ergane (İşçi) ilişkisi ilginç ve aynı zamanda önemli bir konu. Araştırıldığında çok önemli bulgulara erişileceğine inanıyorum.

***

1 Mayıs İşçi Bayramı vesilesiyle bilgi üreten, düşünce üreten, hizmet üreten, mal üreten tüm üreticilere selam olsun!..   (Berfin Bahar Dergisi, Sayı: 123, Mayıs 2008)

 

muslum.uzulmez@gmail.com

 

 

 

DİĞER YAZILARI Cep Telefonları Tespihlerin Pabucunu Dama mı Atıyor? 01-01-1970 03:00 Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Gül, Gulan, Anam 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül? 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00