Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır

Müslüm Üzülmez

03-05-2018 22:34

“Anadilim benim derim ve diğer diller ise giysilerimdir. İnsan ne zaman isterse kendi isteklerine göre giysilerini değiştirebilir ama derisini değiştiremez.” –Antti Jalava

Baskın Oran hoca bir röportajında; “dil haklarını yasaklama başta olmak üzere vahim bir asimilasyon politikası uygulandı ve bu da Kürt azınlık bilincini diri tuttu” tespitinde bulunur (https://www.demokrathaber.org/ 26.03. 2018).

Eğer “Kürt azınlık bilincini diri” tutan etmenlerin başında Kürt Dili üzerindeki yasak geliyorsa, o zaman dilin ne kadar çok önemli olduğu da kendiliğinden anlaşılmış oluyor. Çünkü:

Dil, doğuştan gelen bir haktır, insan yaşamında hayati bir fonksiyona sahiptir ve iletişimdeki en temel araçlardan biridir. İnsan evladının hayatta kalma mücadelesinde kullandığı başlıca yöntemdir.

Dil, belirli kurallara göre bir araya getirilmiş sesleri ve işaretleri kullanarak gerçekleştirilen simgesel iletişim sistemidir. İnsanların kullandıkları dil (Türkçe, Kürtçe, Farsça, Arapça, Ermenice, İngilizce, Rusça, Çince...) bilgiyi iletmenin, bireysel ve ortaklaşa yaşanan deneyimleri paylaşmanın aracıdır.

Alman matematikçi ve filozof Gottfried Wilhelm Leibniz, “dil, zihnin aynasıdır” der. Bence “zihnin aynası”ndan çok daha fazlasıdır, bir ulusun varoluşunun bizatihi kendisidir. Ulusu ulus yapan etmenlerin en başında dil gelir. Dil, kültürlerin yapıtaşıdır. Doğrudan bireyin kimliğiyle alakalıdır. Her uluslar kendi diliyle birlikte gelişip ilerler...

Ortaçağda Hıristiyan ümmetinin ortak kültür dili Latinceydi. Rönesans’la birlikte, Avrupa’da Hıristiyan ümmetinin birleştiriciliği çözülmeye başladı. Uluslar kendilerine has özelliklerini, kendi dillerini geliştirmeye giriştiler ve Latince ikinci sıraya düşmek zorunda kaldı. Ulusal diller halkların günlük anlaşma dili olmalarının yanında birer düşünme ve bilim dili oldu. Ulusal benliğin uyandığı toplumlarda yabancı öğelerden arınıp toplumun tarih içinde oluşmuş kendi öz değerlerini ortaya çıkarma eğilimi belirdi. Bu eğilim doğrultusunda ulusal kültür dilini kurmada gerekli olan gereçleri elde etmek için halk dilinden derlemeler, eski metinlerden taramalar yapıldı. Bu işleri düzenli olarak yürütmek için, Batı’da hükümetlerin desteklediği dil dernekleri ya da akademiler kuruldu.

İslam ümmetinin ortak kültür dili Kur’an dili Arapçaydı. Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte Türk Dili’ne yönelim oldu. “Türkçülüğün Esasları” (1923) kitabını yazan Ziya Gökalp’in bilim terimlerinde Arapçaya başvurulması gerektiğini bildirmesine rağmen bizzat Atatürk’ün emir ve çok yönlü katkısıyla 12 Temmuz 1932’de kurulan Türk Dil Kurumu vasıtasıyla Batı’nın kavramlar sistematiğini karşılayacak bir dil oluşturulması için, yani Türk Dili için yoğun bir çalışma başlatıldı. Tabi bundan önce 1924’te Öğretim Birliği yasası çıkartıldı. 1928’de Türkçe resmi dil olarak ilan edildi. 1929’un ilk günü de Latin harfleri kabul edildi.

Türkçe için bunlar yapılırken; sosyal gelişmenin doğasına aykırı olarak, Cumhuriyet’in kuruluş aşamasında Türklerle birlikte hareket eden Kürtlerin kendi ana dilleri için yasaklama getirildi ve Kürt Dili’ni yok sayma yolu seçildi. Yaşama hakkından sonra en temel insani hak olan ana dilinde, Kürtçe konuşma ve yazma yasaklandı. Sonrasında da “eğitimin temel ilkesi olan kara bilgisizliğin giderilmesi” ve “ülkemiz içinde uygar düşüncelerin, çağdaş ileriliklerin vakit yitirmeksizin yayılması ve gelişmesi” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Türk İnkılap Tarih Enstitüsü. Cilt II, s. 44) beklenmeye başlandı.

Peki, olacak şey mi bu? Mümkün değil, 100 yıl içerisinde sorunlar sürekli katlanarak hep büyüdü ve neticede bugün “parlamenter rejim”in var olup olmayacağı noktasına gelip dayandığı kaotik ortamı yaşar durumu geldik. Yaklaşık bir asırdır “tek devlet, tek millet, tek dil ve tek bayrak” tekerlemesi devletin en üst düzeydeki yetkili ve etkili yöneticileri tarafından sürekli tekrarlanıyor. Oysa “adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş uluslararası bir kuruluş” olan Birleşmiş Milletler’e üye 35 ülkede (toplam üye sayısı 193 tür) çok uluslu, çok cumhuriyetli, çok eyaletli, çok otonomlu, çok başkentli, çok bayraklı, çok dilli, çok lehçeli ve çok alfabeli halklar bir arada yaşamaktadır. (Bkz. Amed Tigris, Anadili Eğitimi ve Birden Fazla Resmi Dil, Weşanen Apec, Stockholm, 2009.)

Bir insana yapılacak en büyük kötülük dilini yasaklamaktır. Bir dilin yok sayılması, o dili konuşan etnik topluluğun varlığının inkârını da peşinden getirir. Bu nedenle dillerin korunması ve geliştirilmesi sadece bir “dil” ve “insan hakları” sorunu değil, aynı zamanda özgürlük ve demokrasi sorunudur. Türkiye’de yıllarca Kürtlerin yok, Kürtçe diye bir dilin de var olmadığı söylenerek kültürel soykırım uygulandı. Peki, ne oldu? Türkiye binlerce insanını, moral değerlerini, servet ve enerjisini boş yere inkâr politikasına kurban etmiş oldu.

Bu yanlış politika bugün hâlâ değişik boyutlarda devam etmektedir. Bu yanlıştan artık dönülmelidir. Bunca yaşanmışlıktan sonra öğrenmiş olmalıyız: “Kürt halkının varlığı yadsındığı, diline ve kültürüne ambargo konulduğu, iktisadî ve sosyal bakımdan ‘mahrumiyet’ içinde tutulduğu, yurttaşlık hakları tanınmadığı, özümlemeci ırk ayrımı politikalarıyla ezildiği ve sömürüldüğü sürece, Türkiye’de tek bir aydın, tek bir sanatçı ve tek bir bilim adamı ‘özgürüm’ diyemez.” (Prof. Dr. Server Tanilli, Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz?, Amaç Yayıncılık, 1987, İstanbul, s.184-185.)

muslum.uzulmez@gmail.com

 

 

 

 

 

 

 

DİĞER YAZILARI Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Gül, Gulan, Anam 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül? 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00