Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri

Müslüm Üzülmez

03-12-2018 18:50

Sevgili okurlarım; bildiğiniz gibi soğan bugünlerde gündemin baş sıralarında. Cumhurbaşkanı, bakanlar, siyasi partiler, belediye başkan ve zabıtaları, meslek örgütleri, köşe yazarları…habire soğanı konuşuyor, açıklamada bulunuyor ve hakkında yazılar yazıyor. Soğan böyle gündeme oturunca yaklaşık on bir yıl önce yazdığım “Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri” başlıklı yazımı hatırladım. Hoşgörünüze sığınarak bu yazımı yeniden paylaşmak istiyorum. Saygılarımla. M. Üzülmez

Başlığı okuyunca diyeceksiniz ki, bu “Amerikan soğanı” da nereden çıktı?

Hiç sormayın, vallahi başımıza taş yağacak! Amerika’dan soğan, yani bildiğimiz pîvaz gelmiş marketlerde satılıyor deselerdi inanmazdım, ama kendi gözlerimle gördüm. Görünce saflığımdan olacak ki hayrete düştüm.

Anlatayım efendim. Alışveriş yapmak için oturduğum evin yakınında bulunan markete gittim. Market içinde gezinirken, sebze ve meyve reyonunun önüne geldiğimde, baktım kiloluk fileler içerisinde bizim soğanlardan azıcık daha büyük, açık kahverengi kuru soğanların üzerinde “Amerikan Soğanı” yazıyor. Market çalışanlarına sordum: “Bu soğanlar gerçekten Amerikan soğanı mı?” Çalışan eleman: “Evet” diye yanıtladı.Ne diyeyim: “Allah bizi beterinden saklasın!”

Soğanlarımızın acı oluşundan mı, yoksa çok çabuk çürüyüp ezilmesinden mi Amerikan soğanı gelmiş, bilemiyorum. Bildiğim, Amerikan soğanının artık soğanlarımızın saltanatını sarsıyor oluşudur; ABD’nin sadece Dolar, Coca-Cola, McDonald’s, bombalar, öldürücü silahlar, bilgisayar, bilgisayar donanımı gibi ürün ve nesneleriyle yetinmeyip soğanıyla da artık evlerimize ve mutfaklarımıza giriyor oluşudur. Birde yetkililerimizin “dış ticaret açığı 44,5 milyar dolar...  ithalat ve ihracat arasında bir dengesizlik var” diye nutuk atışıdır.Soğan cenneti bir ülkede Amerikan soğanı yenirse, ithalat ve ihracat arasında tabi ki dengesizlik olur!

Amerikan Soğanı’nı markette görmem, soğan konusunda kısa bir araştırma yapmama neden oldu. Mutfaklarımızın bu vazgeçilmezini, her çeşit yemekte garnitür ve lezzet verici olarak kullanılan soğanı edindiğim bilgiler ışığında isterseniz gelin yakından tanıyalım.

Soğan, şişkin toprakaltı bölümleri sebze olarak kullanılan iki yıllık otsu bir bitkidir. Güneybatı Asya kökenli olduğu sanılmaktadır. Günümüz soğanı Batı Asya kökenli yaz soğanı ve Güney Sibirya kökenli kış soğanı olarak tanımlanan iki ayrı türün karışımından türetilmiştir. Latince ismi Allium cepa’dır. Sarmısakla yakın akrabalığı vardır. Zambakgiller (Liliaceae) familyasında sınıflandırılır. Kürtçe ismi Pîvaz’dir. Türkçedeki soğan sözcüğünün kökeni hakkında, Bedros Keresteciyan, Sanskritçe sukanda ile Farsça sukh ve Ermenice soh sözcükleri arasında benzerliklere dikkat çeker.

Hindistan’da, Çin’de ve Mezopotamya’da tarihöncesi çağlarda bile soğan yetiştirildiği söylenmektedir. Hatta Eski Mısırlılarca yuvarlak biçimli soğanlar evrenin simgesi olarak kabul edilirmiş. Antikçağda hüküm sürmüş Hatti Kralı Tudhalya IV’e ait bir kil tabletten, Zabata tapınağında Soğan Bayramı’nın bile yapıldığını öğrenmekteyiz. Hititlerin Sümer dilinde yazılmış dini ayinlerinde okunan bir duada; “Bak, nasıl soğan yapraklarla sarılmış ve birbirini bırakmazsa kötülük, tanrı yemini, lanet ve kirlilik o mabet etrafında soğanınki gibi bir araya sarılmış olsun. Bak. Şimdi bu soğanı soydum. Şimdi onu çıplak bir sap bıraktım. Kötü sözü, tanrı yemini lâneti ve kirliliği mabedinden böyle ayırsın. Tanrı ve kurban sahibi bu sözden temizlenmiş olsunlar” diye niyazda bulunulmaktadır.

Soğan, 75–150 cm arasında boy atabilir. Yeni ekilen soğan (ki bu soğana arpacık/kıhsa/kixs denir) toprağın üstünde yeşil yapraklar boy atarken, toprağın altındaki baş kısım şişkinleşip büyür. Dış kabukları kurur. Günlük dilde kuru soğan denen bu ürün biçimi, büyüklüğü, rengi ve tadı yetiştirilen çeşit ve bölgeye göre değişir; yuvarlak, yassı yuvarlak, silindirik ve topaç biçimli gibi. Dış kabuklarını rengi çoğunlukla sarı, beyaz, yeşil, mor ya da kırmızıdır. Soğanların özgün yakıcı lezzeti bileşimindeki bol kükürtlü uçucu yağdan ileri gelir. Soğanın soyulma ve doğranması esnasında gözlerin yanması, sulanması da açığa çıkan bu yağdandır. Kör bıçakla doğrandığında gözlerden çok daha fazla yaş gelir.

Çin, ABD, Rusya, Japonya, İspanya ve Türkiye dünya soğan üretiminde başta gelen ülkelerdir. İspanya Avrupa’nın en büyük soğan üreticisidir. Türkiye’de soğan üretimi, büyük kentlerin çevresi ile Orta Karadeniz bölgesinin iç kısımlarında yoğunlaşmıştır. En çok soğan üretimi yapan iller Bursa, Çorum, Hatay ve Tokat’tır. En çok yetiştirilen soğan çeşitleri İmralı kırması ve kantar topu gibi dayanıklı soğanlar ile tatlı soğan ve sarı soğan gibi dayanıksız soğanlardır.

Soğan, şifa kaynağıdır. Soğan, bedene güç ve sağlık, yemeklere lezzet ve tat vermesi bakımından yeşili ve kurusuyla mutfağımızda eksik olmayan bir sebzedir. Metabolizma düzenleyici ve mikrobik hastalıklara karşı bağışıklık sistemini düzenleyici olması nedeniyle sağlık açısından çok önemlidir. Uzmanların dediğine göre, soğanda bol miktarda A, B ve C vitamini; fosfor, iyot, silis, kükürt gibi vücuda çok yararlı maddeler; antibiyotik görevi gören esanslar ve hazım arttırıcı fermentler bulunmaktadır.Bu nedenle soğan, çağlar boyunca da şifalı bir bitki olarak değerlendirilmiştir. Başta soğuk algınlığı olmak üzere kulak ağrısı, larenjit, böcek sokması, barut yanığı ve siğil tedavisinde kullanılmıştır.

Soğan sevgilileri ayırma gibi bir uğursuzlukta da kullanılmaktadır. Bunun için, Ay’ın 15 inci gecesi filizlenmiş büyük bir soğan alınır, soğanın bir tarafına kızın, diğer tarafına da erkeğin isimleri iğne ile kırkbir defa yazılır. Soğanın filizlerinden tutup, Ay’a bakılarak iki parça edilir: “Sen şahit ol benim bu soğanı ayırdığım gibi onlarda ayrılsın” denilir. Her iki tarafın sevgisinin son bulması için de toprağa tuz gömülür. Bu tuz toprakta eridikçe sevgililerin birbirilerinden soğuduklarına inanılır. Ama ne olur, siz siz olun sevenleri bir birinde ayırmayın: Günahtır.

Tüm acılarımız soğan acısı kadar hafif olsun; soframızdan bolluk, mutfağımızdan soğan eksik olmasın! (23 Mart 2007)

 

 

 

DİĞER YAZILARI Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Gül, Gulan, Anam 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül? 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır 01-01-1970 03:00 Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00