Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi

Müslüm Üzülmez

29-04-2019 21:12

Müslüm Üzülmez Yazdı: Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi

Ölüm; hayatın ötesi, ayrılığın ebediliğidir. Sevgili Dayım Nurettin Değirmenci ardındaiz bırakarak aramızdan ayrılıpgökyüzündeki yıldızlara katıldı.

Ölenin ardından yazı yazmak zor. Ölen yakın bir tanıdığın, hele bir de çok sevdiğin biri olunca bu daha da zor. Ama zoru aşıp dayımı yâd etmeye çalışacağım.

8 Martta kendisiyle yaptığım telefon görüşmede nasıl olduğunu sormuş ve “İyiyim desem yalan söylemiş olurum yeğenim” cevabını almıştım. Doktorların kemoterapi önerdiğini, kendisinin ise kabul etmediğini söylemişti. Çok sürmedi, 28 Mart 2019 günü amansız dert onu hayattan koparıp aldı.

Vefatını duyunca kardeşim Ali Haydar’la birlikte hemen İstanbul’dan Mersin’e hareket ettik. Mersin’e vardığımızda Mezitli’deDayımın evinin bulunduğu sitenin içerisinde yer alan cafe’de birçok il ve ilçeden gelen akraba ve tanıdıklarla buluştuk.Karşılıklı başsağlığı dileklerinde bulunduk. Acılarımızı paylaştık. Öğlen vakti sitenin yakınındaki camide cenaze namazı kılındı. Kadın erkek hep birlikte saf tutuldu. Ardından cenaze arabasıyla mezarlığa varılıp omuzlarda çiseleyen yağmur altında sevenlerinin gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurladı. Mezarına iki kürek toprak atmaktan başka elimizden bir şey gelmedi. Hayatın ötesine gidişinin burukluğu karşısında çaresiz kaldık. Taziyesinde kadın erkek hep birlikte cafe’deoturup yasını tuttuk.

Nurettin Değirmenci resmi kayıtlara göre 1951’de “tarihin hüküm sürdüğü, zamanın durduğu, tabiatın konuştuğu yer”Çermik (Diyarbakır)’tedoğdu. İlk ve ortaokulu Çermik’te okudu. Dicle Köy Enstitüsü mezunlarından olan öğretmeni Aydın Önal’ın iyi bir okulda okuması gerektiğini aile büyüklerine önermesi üzerine Ankara’da kahvecilik yapan ağabeyi Veyis’in yanına giderek Gazi Lisesi’ne kayıt yaptırdı. Devamında İTÜ Elektrik Fakültesi’nde okumaya başladı. 12 Mart 1971 askeri darbesi sonrası devrimci düşüncelerinden dolayı bir dönem Selimiye Kışlasında tutuklu kaldı. Ben Ankara’da okurken, tutuklu kaldığı bu dönemde Niyazı Dayımla Şevkiye Nenemin kendisini ziyarete gittiklerini dün gibi hatırlıyorum. Bırakıldıktan bir süre sonra birlikte 1972 yılıyazında Çermik’e gidişimizi, üç dört gün Çermikli öğretmen ve gençlerle işçi köylü iktidarı, ulusal kurtuluş hareketleri, emperyalizm ve sosyalizm üzerine yaptığımız sohbetleri de çok iyi hatırlıyorum. Gidişimiz o zaman Çermik’te var olan devrimci hareketliliğe hız kazandırmıştı, çünkü o yüksekokul okumada ve devrimcilikte Çermik’te idoldü. Bu gidişimizin o günkü tanığı Kamil Sümbül vefatının ardından yazığı anma yazısında: “1972 yaz ayları böylece Çermikte gençlik, öğretmenler ve memurlar arasında sol ve sosyalizmle tanışma dönemi olmuştu” diye yazmaktadır.

Nurettin Dayım 1975’te okulu bitirdikten sonra 1976’te Elektrik Yüksek Mühendisi olarak İsmail Cem’in Genel Müdür olduğu dönemde TRT’deVericiler Dairesi’nde (Ankara) üç yıl görev yaptı. Daha sonra buradan ayrılıp birçok yerli ve yabancı firmada çalıştı ve son olarak kendi firmasını kurdu,taşeron firma olarak çalışmalarını yürüttü. 1990’lı yıllarda çatışmalar nedeniyle çoğu firmanın çalışmayı göze alamadığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da dağlarda gece gündüz çalışarak GSM operatörlerinin baz istasyonlarını ve televizyon verici kulelerini dikme işlerini yaptı.

Nurettin Değirmenci TRT’de teknik eleman arkadaşlarıyla.Ankara, Yıl 1976

Bazı insanların dünyası “paranın patron olup insanları köle ettiği bir dünyadır.” Dayım her şeyin parayla ölçüldüğü böylesi bir dünyanın renksiz, kıskanç ve bencil fertlerinden olmadı. 2000 yılında oğlum Ozan’la birlikte taşeron firma olarak Türkmenistan’a gittiğinde yüklenici firma yetkilisi kendisinden rüşvet isteyince vermeyip, iflas pahasına geri döndü. Paraya köle olmadı, rüşvet verip dünyalığını arttırmadığı gibi, kalktı sayılarla, yüzdelerle Rüşvetin Adı Matematiğin Diliadında birkitap yazdı (Bulut Yayınları, 2001, İstanbul).Sonrasında rüşvetin boyut ve biçimlerini sürekli dile getirmeye çalıştı hep. Bir yıl önce bana yazdığıbir mektubunda: “Günümüz Türkiye’sinde, haraç, örgütlü biçim almıştır. Her yönetici, kendisini ilgilendiren konuda toplanan haraçtan payını bekliyor” diye yazmıştı. (19/5/2018)

Türkmenistan’ın ardından sarsılan maddi durumunu birazcık düzeltmek için 15/7/2005 tarihinde ABD’nin işgali altında bulunan Felluce ve Ramadi’de elektrik santrallarını yeniden kurmak için Irak’a gitti. Irak’tan döndükten sonra yaptığımız sohbetlerde; “Amerikalı askerlere asker demek için bin şahit ister; bunların hepsi, bir mühendis, bir sağlıkçı, bir öğretmen, her türlü yetenekleri var” deyip, ABD’yi iyi tanımadan ona karşı verilen mücadelenin başarı şansının olmadığını söylüyordu.

Irak’ta bulunduğu zaman diliminde yaşadığı ve gördüğü şeyleri günlük tutarak kayıt altına aldı ve bu günlüklerin bir kısmını da internet üzerinden benimle paylaştı. Irak’tan bana gönderdiği ilk günlüğünde:“Saat 13’de rehberim geldi. Kendisi, insanlarla barışık güler yüzlü kibar bir insan. Onunla Bağdat’ı dolaşmaya çıktık. Rehberim, ‘Amerikan devriyeleri geliyor’ dedi, kenara çekildi ve yavaşladı. ‘Devriyeler, 100 metre yaklaşanı vururlar’ diye açıklama yaptı. Önce, Saddam’ın, görkemli törenler düzenlediği alanı ve tesislerini izledik. Kocaman çapraz kılıçlar gözüküyor. Bu çapraz kılıçlar altından önce kahraman, yenilmez ve ortalıkta gözükmez Cumhuriyet Muhafızları geçerdi. Hey gidi günler hey! Sonra, yapay göller ortasına kondurulmuş Saddam saraylarını uzaktan izledik. Ne görkemli saraylar! Saddam’ın, şu anda bu saraylardan birinin mahzeninde turşusu kuruluyor. Saddam, bu dünyadaki lüks saltanatı ve sarayları kaybetti, benzerlerine öte dünyada sahip olsun!”(16/7/2005)

Dayım, okuma ve yazmayı seven biriydi. Gezdiği, gördüğü yerleri, karşılaştığı önemli olay ve şeyleri günlük notlar tutarak hep yazıya dökerdi. Gezerken çantasından kitabını ve bilgisayarını hiç eksik etmezdi. 15/72005-6/12/2005 tarihleri arasında tuttuğu Irak Günlükleri ilginç ve esaslı bilgiler içermektedir. Bu günlüklerin kitap olarak basılması halinde Ortadoğu üzerineyazılmış çok önemli bir kaynak eser gün yüzüne çıkmış olacaktır. Cem ve Ceren’e bu kitap olayını düşünmelerini öneririm.

Günümüzde, “ezber” olayı Batı’da bilinmeyen; İslam ülkelerinde ise tartışılmayan bir konu olduğu için, bilimsel, sağlam bir temele oturtulmadan anlaşılacağına da pek inanmadığından bu konuda yaptığı bir çalışmayı 1996 yılında kendi imkânlarıyla Eleştirel Düşünce ve İslam adıyla kitaplaştırdı.Kitap basılmadan önce dosyayı okumuş ve düşüncelerimi bir mektupla kendisine iletmiştim. O mektubunum bir yerinde şunu yazmışım: “Dinlerin ortaya çıkışı, evrimi ele alındığında; insani değerlerin oluşturulması, toplumsal yaşamın kurallarının belirlenmesi gibi önemli işlevlerinin de olduğunu unutmamalıyız. Bunları ‘yok’ saymak bizleri yanılgıya götürür. Dinlerin tarihinde kan, gözyaşı, acı, savaş, talan, yıkım, vahşet vs. olayın bir yanı. Tamam. Ama diğer yanında da insan hümanizmi yok mu? ‘Tanrı zalimler için vardır’ sözü boşuna mı söylenmiştir.”(27/07/1995)

Yerel tarih ve yaşadığımız bölgenin sosyolojik durumu hakkında araştırma yapmamı isterdi benden. Kendisi bu istemine uygun davranarak; “İnsanların, yaşadıkları topraklardaki nesne ve hareketleri kaleme almaları gerekir” deyip, 1960’lı Yıllardan Bir Kesit: ÇERMİK adlı kitabını yazdı (Bulut Yayınları, 2002, İstanbul). Ardından da,2002’de Gördüklerim Düşündüklerimadlı kitaba imza attı (Bulut Yayınları, 2002, İstanbul).

Kitaplarının bazılarının düzeltme işini ben yaptım. Kitapları yayınlanmadan önce içerik ve biçimine dair tartışmalarımız ve yazışmalarımız da oldu. Örneğin, kitaplarında eski Yunan düşünürlerinden fazla alıntı yaptığını, bunun yerine kendi özgün düşüncelerinin yazmasının daha iyi olacağını söylerdim. Dayım, “Müslüman ülkelerden düşünür çıkmaz” düşüncesindeydi ve Müslüman ülkelerin geri kalışının nedeni de “ezber” bilgilerden ve dinden kaynaklandığını düşünürdü. Ben, bu düşüncelerine katılmaz, geri kalmışlık olayının çok boyutlu bir olay olduğunu söylemeye çalışırdım. Hatta tartıştığımız bu konu ile ilgili düşüncelerimi özetleyen “Müslüman Ülkelerden Neden Düşünür Çıkmıyor?” başlıklı bir yazımı sonradan Bilim ve Gelecek Dergisine gönderdim (Ocak 2006, Sayı:23).

Nurettin Değirmenci-Müslüm Üzülmez “Rüşvetin Adı Matematiğin Dili” dosyası üzerine sohbet ederken.

Yıl: 2001. Güngören-İstanbul

Dayım kendisine özgü bir insandı. Yetenekleri ölçüsünde doğayı, insanları anlamaya ve anladıklarını da anlatmaya çalıştı hep. Davranışları ölçülü ve tutarlıydı. Bir mühendis olarak sayılarla ifade edilmeyen şeylerin tartışmaya açık olduğunu, tanımlı kavramlarla düşünülmesi gerektiğini, topluma doğrudan bir yararı dokunmayan şeylerle uğraşmanın faydasız şeyler olduğunu söylerdi. İyi bir mühendisti. Çalışkandı. Evrimci bir devrimciydi. Bilgi, üretim araçlarının gelişimi ve buna paralel üretimin artışı ile sermayenin oluşumuna önem verirdi. Az yer çok okur, az konuşur çok düşünürdü. Şimdi hepsi yalan oldu. Herkes ömrünce yaşar, herkes kendi acısını taşır, herkes kendi yasını tutar demekten başka ne diyebilirim ki… Ben sevgili Dayımı, Türkiye önemli bir değerini yitirdi.

Sevgili Süreyya, Ceren ve Cem başta olmak üzere tüm akrabaların, dostlarının, sevenlerinin başı sağ olsun. Başımız sağ olsun. Dayım, Kutup yıldızına yoldaş olsun.

 

*www.ruhanews.com’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar RuhaNews Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

 

 

 

 

 

 

DİĞER YAZILARI Cep Telefonları Tespihlerin Pabucunu Dama mı Atıyor? 01-01-1970 03:00 Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Gül, Gulan, Anam 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül? 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır 01-01-1970 03:00 Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00