Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül?

Müslüm Üzülmez

20-12-2019 22:27

Müslüm Üzülmez

“Gece gül bahçesinde ararken seni
Gülden gelen kokun sarhoş etti beni
Seni anlatmaya başlayınca güle
Baktım kuşlar da dinliyor hikâyemi.” Ömer Hayyam

Çocukluğum ve gençliğimin geçtiği mekân akrabalara ait bağ ve bahçelerin içerisinde bulunan yeşil ortak bir mekândı. Bu mekândan şimdi geriye bir şey kalmadı sayılır. Yaşlılar öte dünyaya, kalanlar ise başka başka şehirlere şu veya bu nedenle göç etti. Gidenleri temsilen geride bir tek anam kaldı. Bağ ve bahçelerden ise kala kala evimizin yanında bulunan ufacık iki dönümlük bir bahçe kaldı. Bahçeyle kardeşim Şadan ilgileniyor.

Bu küçük bahçede nar, elma, armut, ayva, erik, kayısı, ceviz, kiraz, dut gibi bildiğimiz sıradan birçok ağaç var. Bahçe sınırlarını badem ağaçları, böğürtlen, kuşburnu, iğde ve çalılıklar korur. Ağaçların tümüne iki kuyu suyu hayat verir. Bu ağaçların yanında bir de Şadan’ın yetiştirdiği güzelliğine doyum olmayan her renkten güller var: Beyaz, sarı, turuncu, pembe, kırmızı çeşit çeşit. Şadan’ın gül ağaçlarının köklerini kazması, zamanında makasla onları budaması, aralarında oluşan ayrık otlarını ayıklaması, zararlı bit ve böceklere karşı ilaçlaması, köklerine yağmurlama sistemiyle su vermesi tam bir törensel gösteridir. Çalışırken güllerle konuşur, bütünleşir sanki. Derdi tasayı unutur, sadece gülleri düşünür. Bir insan bu kadar mı gülleri sever? Güllüğü baharın gördüğümüzde ve gül kokularını tenimizin her hücresinde hissettiğimizde ancak bu sevgiyi anlayabiliriz diye düşünüyorum. Gül dallarında ilkbahar, yaz, sonbahar güller hiç eksilmez. Gül dallarında kuşların ötüşmesi, polenlerinde arıların gezinmesi, üzerlerinde renk renk narin kelebeklerin uçuşması doğanın bahşettiği, insanın duygularını derinden etkileyen, yerçekimini unutturan büyülü bir güzelliği oluşturur. Aşk ve sevginin sıcaklığı bedenleri sarar. Gençler ne yapsın? Bazen sevgililerine vermek için Şadan’dan, Şadan olmadığında anamdan izin alarak, kimse olmadığında da izinsiz topladıkları gül demetlerini sevgiyle göğüslerine basıp yarınlara dair renkli güzel hayallerini kurmanın sevincini yaşarlar.

Gül her zaman bizleri derinden etkileyen bir görüngü olmuştur. Güzele ve sevgiliye her daim gül ile bezenmiş nice anlamlı tanımlamalarda bulunmuşuzdur. “Gülü tarife ne hacet”, nasıl güzel olduğunu ancak biz biliriz: Bizim için sevgilinin gezdiği bahçe gülistan; gül toplayan gülçin; masal kadını gülşah; gül vücutlu gülten; gülfidanı gibi ince, nazik, hoş endamlı olan gülendam; narçiçeği dalı gibi ince boylu olan gülnar; fidan boylu gülnihal; gülden gömleği olan gülpirehen; gül örtülü olan gülpus; gül benzeri gülce; güzelliğiyle gül saçana gülefşan; gül tatlısı gibi güzel olan gülşeker; gül güzelliğinde olan gülcemal; gül yanaklı olan gülizar; pembe yüzlü olan gülnikap; gül goncası gibi güzel olan gülgonca; gül renkli olan gülgün; narin ve nazlı olan gülnaz; gül ağızlı olan gülfem; öpüşü gül duygusu veren ise gülbuse’dir.

Gülün olduğu yerde bülbül olmasa olmaz. Makam, Makam Çiçeği ve Bülbül kitabımda yer alan aynı başlıklı yazımda biraz yerel ve farklı olsa da meramı esastan anlatarak şunları yazmışım: “Makam’ın bülbülleri susmak nedir bilmez. Bu bülbüller, dut yiyen bülbüllerden değildir. Yaz kış, her mevsim öterler. Ben bunu Makam’da, bu kutsal topraklarda, bu dağ ve dağın eteklerinde güllerin olmayışına yoruyorum. O, sevdasını anlatacak gül, üzerine konacak gül dalı aramaktadır. O, sevgilisini kaybetmiş aşk-ı perişandır. Böyle olmasa, bu bülbüller bu kadar yanık ve de üstelik her mevsim neden ötsünler?” (Titiz Yayınları, 2010 İstanbul, s. 295.

Gül ve bülbülün aşkı yüzyıllardır anlatıla gelen bir gerçeğimizdir bizim. Ne eskir ne de eksilir, anlatıldıkça aşkları daha da yüceleşir: Bülbül aşka susamış efsanevi bir ruh, gül sevgi kokan iffet olur. Gül renk değişmelerini bu aşktan alır. “Efsaneye göre bir zamanlar bülbül güle vurulmuş ve ona şarkılar söylerken, gül titrek dalları üzerinde doğrulmuş. Beyaz bir gülmüş bu, hoş, o vakitler bütün güller beyazmış zaten. Beyaz, masum, saffet ve iffet doluymuş güller. Bülbülün şarkısına kulak verince o gül kalbinin bir yerinde bir sızı duymuş. Sonra bülbül titrek güle iyice yaklaşıp öyle sözler fısıldamaya başlamış ki dinlemeye karşı koyamamış gül: ‘Ben severim seni gül gül diye.’ Bu aşk sözlerini duyan gülün minik kalbi kızarıvermış, işte o anda pembe güller yaratılmış. Bülbül daha da yaklaşmış; Allah dünyayı yaratırken, canlılar içinde bir tek gülün dünyevi aşkı hiçbir zaman tanımamasına karar vermiş, fakat gül, bülbüle karşı koyamayıp taç yapraklarını açmış ona. Bülbül de gülün bekâretini çalıvermiş. Ertesi sabah utancından kırmızıya dönmüş gül ve minik kırmızı güller gelmiş dünyaya. Ve o gündür bu gündür bülbül her gece gelip bu ilahi aşkı bir daha tatmak ister, fakat gül reddedermiş; çünkü Allah, gülü bir kuşa eş olsun diye yaratmamış. Artık gül, bülbülün sesini duyduğunda ne kadar titrese de, taçyaprakları kapalı kalıyormuş.” (Demetra Vaka, Haremlik, Boyner Holding Yayınları, 1999 İstanbul, s.88.)

Efsanenin sonu ise hazindir. Bülbülün şarkısının en yürek paralayan, en ihtiraslı nağmelerle semaya yükseldiği böylesi gecelerde gül yine de reddederse, bülbül ölür. O minicik ceset asla bulunamadığı için de ötekilerin, sessiz kalan bülbüllerin gül ağacının dibinde ona bir mezar yaptığına inanılır. (s.95)

***
Bir yılı geride bırakıp yeni bir yıla giriyoruz.

Aşka, sevgiye, barışa sarılalım. Savaş yıkım ve ölüm, mezarların çoğalmasından başka bir şey değildir.

Hasretimiz olan barıştır, yürekleri daha fazla kanatmayalım. Karşılıklı güler vererek sevgiyle kucaklaşıp gönül yaralarını saralım. Yeni yılımız Barış yılı olsun..!

Bu duygularla tüm okurlarımın ve güzel insanların yeni yılını en içten duygularımla kutluyorum.

Saygılarımla…

DİĞER YAZILARI Cep Telefonları Tespihlerin Pabucunu Dama mı Atıyor? 01-01-1970 03:00 Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Gül, Gulan, Anam 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır 01-01-1970 03:00 Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00