Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz?

Müslüm Üzülmez

23-06-2020 13:16

Kronovirüs günlerinin hayatımıza getirdiği bir değişiklikte evlerde rakı yapa işinin çok ileri boyutlara ulaşması oldu. Son yıllarda her tür alkollü içkiye yapılan yüksek oranda zamlar sonucu evlerde rakı yapımının yaygınlaşması; yazılı, görsel medyada bu konuya sıkça yer verilmesi, sosyal medyada rakı yapım tariflerine yer verilmesi evlerde rakı yapımına değinmeme neden oldu.

Çok eskiden, 1988-1989 yıllarında iki yıl gibi çok kısa bir dönem Diyarbakır Tekel İçki (Rakı) Fabrikasında Kimya Mühendisi olarak çalıştım. Fabrika o zaman Dağkapı’danFiskaya’ya giden cadde üzerindeydi. Ben fabrikanın tek mühendisiydim ve 11 kısmın şefiydim. Yaklaşık 300 işçi çalışırdı. Fabrika vardiya halinde çalışmasına rağmen yoğun talep olması nedeniyle siparişler zor karşılanıyordu. Fabrikada çalışanların çoğu bal tutan parmak yalar misali, yasak olmasına karşın taslarla, kadehlerle sek ya da sulandırılmış rakı içerdi. Paydos zili çaldığında da elbiselerinden, bedenlerinden anason kokusunu yayarak çıkış kapısından sallana sallana kahvenin ya da evlerinin yolunu tutarlardı. O günlere ait güzel anılarım var.

Kimya Mühendisi olmam ve rakı fabrikasında çalışmam nedeniyle birkaç yıldır dost meclislerinde “Abi evde rakı yapıyor musun ya da rakı nasıl yapılır” sorularına sıkça muhatap oluyordum, son bir yıldır tanıdıklar ya da tanıdıkların tanıdıkları telefonla, e-postayla rakı yapım tarifleri istemeye başladı. Bir Kimya Mühendisi olarak şunu net söyleyebilirim: Evde yapılan rakılar bizim bildiğimiz Rakı değildir ve olamazda. Neden mi, anlatayım.

Benim çalıştığım dönemde Rakı Fabrikası 1930’lardan gelen bir üretim teknolojisi ve anlayışıyla çalışıyordu. Kuru üzüm Antep Tariş’ten, şişeler Mersin Cam Sanayi’nden, anason Ege bölgesinden, ispirto (tarımsal etil alkol ya da melas) Elazığ’dan gelirdi. İş akım şemasına göre bir anlatımla; kuru üzümler önce kıyma makinalarında kıyılır ve içerisine sıcak su ilave edilerek oluşan şerbet mayalanma kuyularına gönderilirdi. (Rakamlarda yanılabilirim, çünkü aradan çok uzun bir zaman geçti.) mayalanan şerbet yaklaşık üç hafta sonra fermantasyona uğrayıp çıkan karbondioksit gazı havaya, üzümün küspesi kanala, geriye kalan etil alkol ve su karışımı damıtılırdı. Elde edilen alkole Suma derdik. Sonra suma pompa yardımıyla bakır rakı kazanlarına gönderilirdi. Bakır kazanlara belirlenmiş oranda çuvallardan anason tohumlarını eklenirdi. Suma/etil alkol anason esansını, yani yağını absorbe edince (özümseyince) damıtılarak meşe fıçılara gönderilirdi. Burada içimi ve hazmı kolaylaştırmak için 1000 litreye 6-7 kg beyaz toz şeker, 2-3 kg toz halinde yemek sodası katılırdı. Meşe fıçılara gönderilip sıcakken %12, soğuduktan sonra bir %12 daha Elazığ’dan gelen ispirto dediğimiz tarımsal melas katılırdı. Rakı meşe fıçılarda dinlendirilip zaman zaman da karıştırıcılar çalıştırılarak karıştırılırdı. En az 3 hafta rakı meşe fıçılarında bekletilirdi. Fıçının yapıldığı meşe ağacının gözeneklerinden füzel yağlar dışarı sızarak fıçı tahtası beyazlaşırdı, fıçı içindeki rakı böylece güzelleşirdi. Elde edilen rakının alkol derecesi yaklaşık 90 derece olduğu için hesaplama sonucu su katılıp seyreltilerek 45 dereceye düşürülürdü. Sonra fiziksel ve kimyasal kontroller yapılarak filtrelerden geçirilip şişelemeye gönderilirdi. Şimdi zaman ve zamana bağlı olarak üretim teknolojileri ve anlayış elbette değişti. Ama işin esası değişmedi. İşin esası da şu:

Önce rakının tanım ve özelliklerinden başlayalım. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Distile Alkollü İçkiler Tebliği (Tebliğ No: 2005/11) bu konuda bize yol gösterici olsun. Tebliğ’in 6. Maddesine göre: “Rakı; yalnızca suma veya tarımsal kökenli etil alkol ile karıştırılmış sumanın, 5 000 litre veya daha küçük hacimli geleneksel bakır imbiklerde, anason tohumu ile ikinci kez distile edilmesi ile üretilen alkollü içkidir”. Ve:
“Rakının;
- Üretiminde ikinci kez distilasyona alınan toplam alkolün en az % 65’i suma olmalıdır.
- Hazırlanmasında rafine beyaz şeker kullanılmalı, şeker miktarı ürün litresinde en fazla 10 gram olmalıdır.
- Uçucu madde içeriği, hacmen %100 alkolün hektolitresinde 100 grama eşit veya daha fazla olmalıdır.
- Metil alkol içeriği, hacmen %100 alkolün hektolitresinde 150 gramdan fazla olmamalıdır.
- Anason tohumdan gelen uçucu yağın anetol miktarı, ürünün litresinde en az 800 miligram olmalıdır.
- Hacmen alkol miktarı en az % 40 olmalıdır.
- Dolum öncesi en az bir ay dinlendirilmelidir.”

Gelelim evlerde yapılan rakılara. Evde yapılan rakılar tarımsal etil alkolle yapılmaktadır. Tarımsal etil alkol şeker pancarı, buğday ve mısırdan elde edilmektedir. Yurt dışından da şeker kamışı menşeili tarımsal etil alkol ithal edilmektedir. Türk Gıda Kodeksi Distile Alkollü İçkiler Tebliği bir tablo sunarak (rakam ve kimyasal kavramlara girmek istemediğim için tabloyu buraya almadım) tarımsal etil alkolün özelliğini belirlemiş ve tanımını yapmıştır: “tabloda tanımlanan özellikleri taşıyan ve tarımsal ürünlerin alkol fermantasyonundan sonra distile edilmesiyle elde edilen distile alkollü içkiler hariç, etil alkolü ifade eder” demektedir.

Şimdi yazı başlığındaki sorumuza dönebiliriz. Yukardaki açıklamalardan da anlaşıldığı gibi bir içkinin rakı sayılabilmesi için “en az %65’inin suma olma”sı gerekir. Oysa evlerde yapılan rakı tarımsal etil alkol üzüm harici tarımsal ürünlerden elde edilmektedir. Tamamı bu tür alkolden oluşan bir içkiye rakı demek ne kadar doğrudur, bilmiyorum. Bildiğim; bu rakı değil başka bir tür içkidir ve buna ancak “Çakma Rakı” diyebiliriz. Marketlerden ya da başka yerlerden temin edilen alkolün içine sentetik anason yağı/esansı katılarak şipşak elde edilen bu içki rakı harici bir içkidir. Önemli bir nokta da evde yapılan rakılarda kullanılan alkol Türk Gıda Kodeksi Distile Alkollü İçkiler Tebliği’ne göre üretilmiş tarımsal etil alkol ise sağlık açısından bir sorun yaratmaz, ama alkol güvenli yerlerden temin edilmediğinde metil alkol karışımı olabilme durumundan dolayı sağlık açısından risk taşıma durumu oluşturabilir. Ayrıca alkolün içine konulan sentetik anason yağı petrokimya kökenli gliserin olduğundan dolayı uzun vadede sağlık sorunlarına neden de olabilir.
***
İnsanlar neden içki içer? Birincisi, sarhoş olmak için; ikincisi, yaşama renk katmak için.
Sarhoş olmak için içenlere bir diyeceğim yok. Onlar gerçek yaşamdan kopmak, dertleri unutmak, sanal bir dünyada yaşamak; ruhlarını, duygularını, sevgi ve nefretlerini, bedenlerini bir anlığına olsa da alkolün etkisiyle dondurmak veya daha doğru bir tanımlamayla uyutmak isterler. Yaşama renk katmak isteyenler ise, hakiki içkiyle birlikte güzel yemekler tatmak, dostlarıyla çokça muhabbet etmek ve azıcık da kafayı bulmak için içerler. Efkâr dağıtmak, günün yorgunluğunu atıp dinlenmek, sinirlerini yatıştırmak için insan bazen yalnızken de içebilir. Yalnız, tek başına içerken, en iyisi ölçüyü kaçırmadan hafif bir müzik eşliğinde ya anılarda yolculuğa çıkılmalı ya da geleceğe dair düşler kurulmalıdır. İçki, uygun koşullarda ölçülü içildiğinde bellekteki fırtınaları çoğaltmaya ya da dindirmeye yarar. Saygılarmla.

 

Müslüm Üzülmez

muslum.uzulmez@gmail.com

DİĞER YAZILARI Cep Telefonları Tespihlerin Pabucunu Dama mı Atıyor? 01-01-1970 03:00 Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Gül, Gulan, Anam 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül? 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır 01-01-1970 03:00 Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00