Gül, Gulan, Anam

Müslüm Üzülmez

01-05-2022 13:37

 “Bülbül konuştu yine: Buydu ilk kezki kısmetim

Âşık olmuştum güllere, kırmızı güldür sevdiğim

Yaram kangrenleşti, bundandır acı çektiğim” -Feqîyê Teyran

Gulan ayına girdik. Şimdi doğanın güzellik bakımından en zengin mevsimini yaşadığı zamandır. Hava, toprak, su, her şey gül kokuyordur. Ben, Diyarbakır Ergani’de anamın bahçesindeki güllükten çok uzakta olsam da, gençliğimin mekânında yaşananlar hayâlimde canlıdır. Gündüzleri bağ, bahçe ve tarlalarında insanlar bereket tohumu alın terlerini ekiyor; iğde ağaçlarında kuşlar şarkılarını söyleyip cilveleşiyor; arılar kendi kanatlarından yayılan müziğin ritminde gezinerek bal özü ve polen alacakları çiçekleri arıyordur. Makam Dağı’ndan esen çiçek kokulu rüzgâr tatlı şarkılarını söylüyor; gül fidanları yaprak, tomurcuk ve açmış gülleriyle gökyüzüne görünmez bir biçimde gönderdikleri renk ve kokularıyla güneşe sevgi ve şükranlarını sunuyordur. Belki “tanrı gözlü” bir yılan da bir gül fidanının yanında güneşin kudretine sığınmış ısınmanın tadını çıkarıyordur. Geceleri ise aşk ateşiyle yanan yıldızlar muhakkak güllere çapkınca göz kırpıyordur. Daha neler, neler…

Gulan ayına girdik. Şimdi güle duyulan hasretin tam giderileceği zamandır. Ama ben ve kardeşlerim bizim bahçedeki güllerden çok uzaktayız. Ne güllere dokunabilir, ne rengini görebilir ve ne de koklayabiliriz. Sosyal gelişmeye paralel tespih taneleri gibi dört bir yana dağıldık, doğduğumuz topraklardan koptuk/ koparıldık. Her şey gibi güller de çok uzaklarda kaldı. Bulunduğum kentte bir başkasının evinde yaşıyormuş gibi hissediyorum kendimi.

Gulan ayına girdik. Şimdi güllerin gönüllerde açtığı zamandır. Hava Anam olsaydı, gülleri seyrederek sevinç ve hüznü birlikte yaşardı. Anam yok artık, güllerin en çok açtığı bu güzelim gül ayında, 2 Mayıs 2021’de gülleri ve bizleri bırakıp öte dünyaya, Cuma babamın yanına gitti: Güller, bahçe, ben, kardeşlerim ve gençler yetim kaldık. Cesare Pavese sanki anamın bahçesini anlatır dizelerinde: “Her ağacın kendi soğuk teri var gölgede/ ve tek bir tarla var artık, hiç kimse için ve herkes için.”

Gulan ayına girdik. Şimdi güllerin güzelliğinin en aşikâr olduğu zamandır. Ama güllerin bu mucizevi güzelliklerini sürdürebilmesi, aşk duyguları yaratabilmesi için bakımı gerekir. Yoksa güllük dikenlik olur. Bizim güllük şimdilik dikenlik değil ama emanet ellerde, ne Hava Anam var bakacak ne de (görev yeri değiştiği için) kardeşim Şadan. Ata yadigârı evimizin kapısı bile kapalı şu an.

Gulan ayına girdik. Şimdi gül kokusundan sarhoş olunacak zamandır. Ben ve kardeşlerim bu kokudan mahrumuz, çok uzaklardayız. Şadan uzaktan güllerin kokusunu alabiliyor mu, bilemiyorum. Bildiğim, gülleri içimizde en çok seven ve bakımlarını hevesle yapanın Şadan olduğudur. Herkes bu nedenle güllüğe “Şadan’ın Gülleri” derdi. Gülün müridi kardeşim şimdi gurbet elde görev yapıyor. Şayet Ergani’de olmuş olsaydı; içleri arı sesli güllerin içinden çıkmaz, köklerini kazar ve temizler, ayrık otlarını ayıklar, zararlı böcek ve hastalıklara karşı ilaçlamasını yapar ve gübrelerini verir, budamalarını yapar, kurumuş ya da fazlalık oluşturan dalları keser, damlama sistemindeki su borularını kontrol eder ve su akışlarını ayarlardı. Şadan da benim gibi şimdi çok uzaklarda… Güller sahipsiz gibi… Tanıdıkların bakımına muhtaçlar…

Gulan ayına girdik. Şimdi aşk ve şiirin gülle bezeneceği zamandır. Aşk ve şiir gülsüz olmaz. Ehmedê Xanî, Mem û Zîn adlı ünlü divanında “aşkın etkisinin niteliğini” açıklarken: “Gül hiç güllere olur mu âşık!” diye iki güle (Zîn ve Sitî’ye) sorar. Ve bu sorudan önce de, Dadı’nın ağzından, eril bülbülleri hatırlatırcasına, “Beşerin meyli için elbet beşer gerek/ Ama siz kızlar için genç erkekler gerek” diyerek, olması gerekeni açıklar. İranlı şair Ferûğ Ferruhzâd ise, aşkın güzelliğini ve yıkıcılığını bir kadın olarak hem yaşar ve hem de cesaretle bunu şiirlerinde anlatır. Sevgilisiyle buluşmasını, hamile kalış hikâyesini anlattığı “kırmızı gül” şiirinde şunları yazar: “o beni kırmızı gül bahçesine götürdü/ ve karanlıkta ıstırap dolu saçlarıma kırmızı bir gül/ taktı/ ve sonunda/ kırmızı bir gül yaprağı üzerinde benimle uyudu”.

Gulan ayına girdik. Şimdi güllerin ellerde bayrak olacağı zamandır. Gül ayının ilk günü, yani Yek Gulan/ Bir Mayıs, İşçi ve Emekçinin Bayramı’dır. Meydanlarda hak ve özgürlük taleplerinin yükseltildiği, yasak ve baskılara başkaldırış günüdür. İşçi sınıfının nicelik ve nitelik olarak güç kaybetmiş olması, emek örgütlerinin günün koşullarına uygun bir programlarının olmayışı, sınıf bilincinden yoksun ve bölünmüş olunması, pandemi, kötülük ittifakının hükmettiği merkezi yönetimin otoriter baskıları bu güzel günün bir şenlik havasında kutlanmamasının bahanesi olamaz. Gül ayındayız çünkü. Bir Mayıs/ Yek Gulan, doğanın canlandığı; çalışan, üreten ve düşünen insanların yeniye ve güzelliğe olan inancının tazelendiği, mavi damarlarda kırmızı kanının kaynadığı gündür. Emeğe saygı duyan biri olarak, Bir Mayıs/Yek Gulan Bayramı vesilesiyle, akıl ve emeğe inanan, özgürlük ve bilginin peşinden giden, demokrasi ve adalet mücadelesini şiar edinen tüm güzel insanların bayramını en içten duygularımla kutluyorum.

Gulan ayına girdik. Şimdi güllerin devrim renginde olduğu zamandır. Yürüyüşlerde, mitinglerde, cenazelerde, mezarlıklarda, sevgililerin buluşmasında, nişan ve evliliklerde, şarkılarda, türkülerde, şiirlerde bizim için gül hep baş sıradadır. Gül aşk, sevgi ve devrimin imgesidir. Hava Anam belki de bu nedenle kırmızı gülleri ve devrimcileri seviyordu; gençleri kendi çocukları gibi sahipleniyordu. Ana yüreği hep genişti, yıllar ruhunu söndürmemişti. Herkese kapısı daima açıktı: Kaymakama da, devrimcilere de, delilere de… Çok insan ekmeğini yemiş, çayını içmiştir onun. Mehmet Şah Yıldız’ın deyişiyle; “O bir Ana Gorki idi.” Vefatının birinci yıl dönümünde anamı saygı, sevgi ve özlemle anarken, Hilmi Yavuz’un “devrim” adlı şiirini sanki mezarı başındaymışım gibi anısına hürmetle dua niyetine okumak istiyorum:

Bir gülün açılması devrimdir

Bildiğin anladığın bir devrim

Kimbilir nereye varmışlığımız

Bir av sonu ağırlayan gözlerim

Seni anmak öyle kolay değildir

Denizler: biraz çocuk kalmışlığımız

Bir gülün açılması devrimdir

Bildiğin anladığın bir devrim

Gecede bir bozkır kalmışlığımız

Bakışları ağırlayan seslerim

Sana bakmak öyle kolay değildir

Simgeler: en çocuk yanlışlığımız

 

 Müslüm Üzülmez

 

DİĞER YAZILARI Her Düşüşte Direnerek Yerden Kalkıştır Yaşamak 01-01-1970 03:00 Teknolojik Devrim, Değişim ve Örgütler 01-01-1970 03:00 İnsanca Yaşama Bir Çağrı: Genetik Öfke 01-01-1970 03:00 Cep Telefonları Tespihlerin Pabucunu Dama mı Atıyor? 01-01-1970 03:00 Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül? 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır 01-01-1970 03:00 Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00