Dünyada ciddi bir kaos ve bunalım dönemi yaşanıyor yer yok ki çatışma olmasın
irili ufaklı her alanda bir çatışma ve bunalım yaşanıyor.bu hem toplumsal düzeyde hem yönetimsel anlamda devam etmektedir.Bu durum dünya genelinde yaşanırken sistemler ve yönetimler bu gelişmeleri ve çatışmaları farklı durumlara ve olaylara bağlayarak açıklamaya ve izaha çalışıyorlar oysa çatırdayan sistemin kendisidir yani tarihsel ve toplumsal olarak nicel birikimlerin nitel değişimleri dayatmasından kaynaklanmaktadır.Yani asıl bunalım Kapitalizmin yapısal sömürü sistemindir..Kapitalist sistemin devamı için her türlü yol ve yöntem kullanılırken bir türlü düzen tutmamıştır..Bunun için milliyetçi motiflere Dinsel araçlara başvurulmasına rağmen istenilen sonuç alınamamıştır.yani giderek kaos derinleşmekte sosyal bunalım işsizlik toplumsal savrulma ve her türlü sapkınlık ortaya çıkmaktadır.bütün bu yaşananların özünde Kapitalizmin bunalımı çıkmazı kendini yeniden üretememesi toplumun sosyal ihtiyaçlarına cevap olamaması ve tam tersi her gün yeni bir bunalım alanı ve çatışma ortamı yaratmasına yol açmaktadır.Şuna inanmak lazım Kapitalizm kendini ayakta tutabilmek için her yola ve yönteme başvurur.ve vuruyor.
Peki o zaman çıkış yolu nedir?yani toplum kendini öğüte öğüte tarihsel sürecini tamamlayacakmı? yoksa yeni bir değişim sürecine girerek kendini yeniden varetmeyemi evrilecek ?temel sorun budur şimdiye kadar Kapitalizm ve hiçbir versiyonu çare olamamıştır.Öyle ise çare sosyalizmde yani üretim istendiği kadar toplumsal iken sömürüyü ortadan kaldırarak paylaşım da toplumsal olmak zorundadır.insanlık ancak o zaman toplumsal bunalımdan ve kaos ortamından kurtulabilir.ancak o zaman Dinsel çatışmalardan Mesepsel kavgalardan toplumsal ayrışmalardan uzak durabilir.ve ancak o zaman milliyetçi ayrışmaların hiç bir anlamının olmadığını anlayabilir.Çünkü en başta bütün ihtiyaçlarını toplumsal olarak karşılandığını anlayacak başta inançsal hiçbir engeli olmayacak her türlü inancını özgürce yaşayacak hiç bir sömürüye maruz kalmadan.Yani toplum sosyal siyasal kültürel ve ekonomik bunalım yaşamadan kendi dengesini bularak tarihsel yolculuğuna devam edecektir toplum hiç bir baskıya maruz kalmadan bütün sorunlarını demokratik bir tarzda tartışarak çözüm bulacaktır.Demokrasi toplum yararına sorunlarını çözme gücü olarak amaca hizmet eden bir toplumsal güç olarak ortaya çıkacak toplum özgür bir şekilde kendini kontrol edecektir.Toplum sömürüye maruz kalmadıkça hiç bir hukuksuzluk adaletsizlik ve haksızlık yaşanmayacaktır.Zira bütün kötülüklerin anası sömürüdür.Her türlü sömürü haksız kazanç yaratarak her türlü toplumsal hastalığa yol açmaktadır.Sömürü olmadan Kapitalizm de olamaz öyle ise insanlığın her türlü hastalıktan toplumsal bunalımdan savaştan ve çatışmalardan kurtulabilmesinin tek yolu kapitalist sömürüden kurtulmasından geçmektedir.