İnsan ne geçmiş ne an nede geleciği düşünmeden yaşayamaz Geçmiş AN ve Gelecek insan yaşamının çizgisel kaderini belirleyen bir süreçtir.Bu durum aynı zamanda Toplumlarında tarihsel sürecini belirleyen bir çizgidir.İnsanlar yaşamları boyunca bir çok duygusal an ve karmaşık süreç yaşar.bu süreçte pişmanlıklar suçluluklar şikayetler üzüntüler ve kırılganlıklar kaybedilen umutlar süreci denilebilir.Bu yaşananlar insan hayatında belli dönemlerinde izler bırakır.Belirleyici olabilir ve hatta dönüm noktasıdır denilebilir.Bütün bunlara rağmen insan ne yaşadığı anın özgürlüğünü neşesini ve hafifliğini nede güzelliğini öteleyemez An olarak içinden geçtiği süreçte yaşadıklarından belli sonuçlar çıkarır ve yaşamına katar.Bütün bunlara rağmen geleceğini elden bırakmaz onu bir şekilde planlar ve tasarımını kurar gelecek insan için korku belirsizlik ve endişelerle doluda olsa yaşamı yani geleceği düşünmeden yaşama ve umuda yürümek mümkün değildir.

      Aslında yaşam bir bütündür.Geçmişle anla ve gelecekle bir diyalektik bağ içersindedir.Bu durum insanın yaşam çizgisini oluşturur.Önemli olan yaşamın her döneminde hem geçmiş açısından hem an itibarıyla hem de gelecek açısından insanlık için yaşamın güzelliğini gerçekleştirmek bu diyalektik birlikteliği kurmaktır.Geçmişten doğru sonuçlar çıkarmak anı doya doya yaşamak geleceği insanlık ve toplum için düşünmek gerekir.yaşam ne geçmişsiz       nede anı doğru yakalamadan ve geleceği yaşam açısından düşünmeden birleştirmek mümkün değildir.Yani insan yaşamı geçmiş an ve gelecek üçgeninde şekil alır mesele bu üçgeni oluştururken ne kadar insanlık için yararlı çabalar gösterildiği ne kadar insanlığa hizmet edildiği dikkate alınarak her insan bu anlamda bir muhasebe yapabilir ve yapmalıdır.Yaşam her canlı için olduğu gibi insan içinde ölümlüdür.

      İşte yaşamı anlamlı kılmak doğru yaşamak yaşamdan doğru sonuçlar çıkarmak geçmişi doğru analiz etmekten geçerken içinde bulunduğu anı doğru yaşamak ve geleceğe doğru bir rol biçmek insan olmanın en temel özelliğidir.Bu temel özelliklerden vazgeçmemek yaşamı anlamlı kılmanın biricik yoludur.yaşam ne geçmişsiz ne ansız nede geleceksiz şekillenemez.

      İnsan yaptığı hatalardan yanlışlarından en doğru sonuçları çıkarma yeteneğine sahip bir varlıktır.Ve yine ne kadar umutsuzluğa düşse de yeniden umut yaratma yeteneğine sahip en yetenekli varlıktır.Yeter ki hem anın hem geçmişin iyileştirici ve güzelleştirici yanını görerek geleciği anlamlı kılmanın çabasını ve mücadelesini vererek yaşama yeniden hazırlanmak umudu elden bırakmamaktır.Yaşam o zaman insan için daha umutlu ve anlamlı hale gelir.Ve ancak o zaman geçmiş an ve gelecek bir anlam kazanır.