İnsan ve teknik modernize olurken kapitalizm ise buna mukabil daha da vahşileşerek insanı toplumu ve yarattığı değerleri tahrip ederek ayakta kalmaya ve sömürü düzenini sürdürmeye çalışmaktadır.şu net olarak anlaşılmalıdır ki bütün sapkınlıkların kaynağında yatan kapitalizmin yaratığı doyumsuzluk hırs ve iktidar olmak için içine girilen arayışlardır.bu durumuyla kapitalizm dünyayı bir cambaz gibi oynatmakta supaklasyon ve faiz yöntemiyle bir gecede halkın ve emekçi kesimin cebinden milyon dolarları alıp götürmektedir,Halk ve emekçi kesim adeta ekmeğin peşinde koşarak yorgun hale getirilmekte kendine geldiğinde yeni bir ekmek kazanma maratonuna hazırlanmaktadır.klasik kapitalizm döneminde daha çok üretim daha çok sömürü sistemi hakim iken şimdi ise daha çok tüketim daha çok süpaklasiyon daha çok faiz sarmalında sömürü daha katmerli hale getirilmektedir.

        Kapitalistler ellerinde tutukları milyon dolarları istedikleri zaman piyasaya sürüp istedikleri zaman ise piyasadan çekerek borsa oyunları ile halkları yıllarca emekleri ile birikimlerini alt üst edebilmektedirler.borsa oyunları ile elde edilen  sıcak paraları üretime yatırmak yerine elde tutarak toplum işsiz bırakılmakta buda toplumda çatışmalara yoksulluğa ve çeşitli savaşlara yol açmaktadır .

       Denilebilir ki kapitalizmin bu çağı insanlığın gördüğü ve yaşadığı en acımasız sömürü çağıdır.bu çağda yaşananlara bakıldığında faşizm başta olmak üzere milyonlarca insanın katledilmesi doğanın tahribatı açlık yoksulluk sefalet her türlü hastalık darbeler bu çağın ürünü olarak ortaya çıkmıştır.ve bunlar gerçekleştirilirken her türlü modern tekniğe ve yönteme başvurulmaktadır.her türlü iletişim aracı en modern silahlar kullanılmaktadır.bu yöntemlerle insanlığın özgürlüğü demokratik talepleri gasp edilmekte modern bir köle haline getirilmektedir.

      İnsanlık kapitalizmin bu vahşi ve çıldırmış haliyle eninde sonunda baş edecektir.her çağın kendine göre bir yükselişi birde yıkılış süreci vardır.bu tarihin şaşmaz hükmüdür.bu hüküm insanlığın mücadelesi ile yerine getirilecektir.insanlık yaşadığı bu kötü kabustan uyanıp özgürlüğe uyandığında ne acımasızlıklara katlandığını görecek ve bu yaşadıklarının asıl sorumlusunun kapitalist sistemin doymaz bilmeyen sömürü sistemi olduğunu anlayacaktır.

       İnsanlık için asıl olan sömürüsüz ve egemenliksiz bir dünyada demokratik bir sistemde üretimin toplumsallaştığı bölüşümün ise eşit olduğu ekonomik bir düzende demokratik ve özgür bir yaşamın hakim olduğu bir dünyadır.ve ancak insanlık kendi elleriyle yarattığı araçlara kurban edilmeden yaşamını özgür bir ortamda yaşatabilir bu insanın sadece hayali değil hak ettiği gerçek yaşam biçimdir.