Zihin algıladığı her şeyi bir süreye kadar sabitler algılanan her şey bir zamana kadar zihnin işene yaradığı sürece kullanır.Bir süre sonra bu algılar artık işe yaramaz giderek zihni
bulandırır zihinsel gelişmenin önünde engel olur.İşte bu andan itibaren zihinsel değişim yaşanmak zorunda.Yoksa çürüme dağılma önünü görememe dönemi başlar Artık zihinsel değişim kendini dayatır.Zihinsel değişim yada dönüşüm var olan halden çıkıp yeni bir hale geçme eski alışkanlıklarını ve yaşam biçimini değiştirip yeni bir yaşam biçimine geçmeyi esas alır En büyük değişim önce düşüncede yaşanır.Bakış açısı değişir yaşam biçimi farklılaşır.Zihinsel değişim en zor olanıdır.Tabi her şeyin bir tarihsel geçmişi vardır.Her şey Bir anda olup bitmez yaşamla üretimle toplumsal ilişkilerle iç içe gelişir Edinilen alışkanlıklar yaşanan süreçler insan da bir bilinç yaratır.Ve giderek bir zihniyete dönüşür.Her dönem kendine göre bir zihniyet oluşturur.Bu dönemler bitiği zaman o dönem de sonlanır.Yeni bir dönem yeni ilişki biçimi yeni üretim tarzı oluşturur buda yeni bir zihniyetin önünü açar Örneğin köleci toplumdaki zihniyet daha çok köle ile efendi arasındaki ilişki biçimidir bu dönemin zihniyeti kölenin efendisine itiatat etmesi üzerine kuruludur köle efendisine karşı çıkamaz mülk edinme hakkı yoktur her şeyi ile efendisinindir.ve ona göre bir zihniyet oluşmuştur.Feodal dönemde köylü toprağa bağlıdır toprağı işler ölmeyecek kadar ihtiyacı karşılanır ürünün tümü feodal beyindir.Köylünün yaşamı topraktan elde edilen ürüne bağlıdır.Burada feodal bir zihniyet geçerlidir.Daha sonra kapitalist üretim tarzı hakim olur burada her şey değişmiştir.O ana kadar mülkiyet hakkı yoktur ilk defa insanlar daha özgürdür.mülkiyet hakkı vardır birikim sahibi olabilir anacak emeğini satabildiği oranda karşılığında bir ücret alabilmektedir.Bu ücretle karnını doyurmak çocuklarına ve ailesine bakmak zorundadır.Burada ki zihniyet nedir emek ve sermaye ilişkisi sonucu ortaya çıkan zihniyettir.Bu zihniyet kapitalist ilişki biçimi aşama.aşama devam etmektedir kapitalizmin liberal dönemi tekelci dönemi emperyalist dönemi faşizm dönemi olarak devam eder ve her aşama kendine göre bir zihniyet oluştururken değişmeyen bir zihniyet vardır oda egemenlerin sömürü zihniyetir.Tabi bunun karşısında oluşan bir direnme zihniyeti de oluşmaktadır.Bu durum tarih boyunca böyle devam ederek gelmiştir.Gelinen aşamada Kapitalist modrnite ile Demokratik modernite arasında kıyasıya bir mücadele alanının oluşmasıdır.Kapitalist modernite insanını baştan çıkaran soyup soğana çeviren doğayı talan eden bireyci bencil insan tipini ön plana çıkaran sosyaliteyi yok eden toplum dayanışmasını ortadan kaldıran her şeyi alıp satan ve bir pazar ilişkisine indirgeyen bir zihniyet oluşturur bunun karşısında demokratik modernite ekonomiden ekolojiye insan ilişkisinden yaşama kadar her şeyi demokratik tarzda oluşturamayı esas alan daha demokratik daha paylaşımcı eko sistemi koruyan bir zihniyeti esas alır.
Görülüyor ki insanın tarihsel süreci aslında bir zihniyet mücadelesidir .Tabi bu zihniyet yaşamdan üretimden kopuk değil tek başına oluşan bir şey de değildir yani soyut değildir..bizati yaşamdan kaynağın alan ve oluşumu bunula meydana gelen bir yaşam tarzıdır.yaşam değitikçe zihniyet te beraberinde değişir.Değişmeyen zihniyet zaman içinde çürür ve çözülür yeni zihniyetin alt yapısı oluşur esas olan değişim ve dönüşümdür.Zihin değişmedikçe yaşam değişmez