Bir baba ve oğlu birlikte yürüyüşe çıkar.
Yolda giderken, karşı kaldırımdaki iki insanın birbirlerine bağırarak kavga ettiklerini görürler.
Çocuk babasına sorar:
"Baba, neden insanlar birbirlerine bağırır?"
Baba düşünür ve cevaplar:
"Çünkü öfkelendiklerinde kalpleri birbirinden uzaklaşır. Kalpler uzaklaşınca seslerini duyurmak için bağırmak zorunda kalırlar."
Çocuk tekrar sorar:
"Ama aynı odada bile olsalar bağırıyorlar bazen?"
Baba gülümseyerek şöyle der:
"Kalpler yan yana değilse, bedenleri yan yana olsa da sesler ulaşmaz birbirine. O yüzden daha çok bağırırlar."
Ve sonra ekler:
"Saygılı insanlar birbirlerini severken fısıldar. Çünkü kalpleri yakındır. Ve bazen sadece gözlerine bakmak bile yeterlidir."
Aynen öyle değil midir?
Hatta günümüzde çoğu zaman kendi içimizde bile kendimize bağırdığımız zamanlarımız olmuyor mu? Oluyor. Biz istemesek de birileri, hem kendimizden hem insanlardan hatta mümkünse tüm canlılardan uzaklaşmamızı istiyor. Neden mi?
Daha çok para kazanmak, daha çok zengin olmak, maddi olarak daha çok büyümek için…
Peki bunu neden istiyorlar?
Bunu istiyorlar çünkü iletişimlerimize ne kadar az zaman ayırırsak o kadar tüketici olacağımızı biliyorlar. Zira birbirimizde bulamadıklarımızı AVM’lerde, alışveriş sitelerinde, sosyal medya platformlarında, çarşı-pazarda bulmaya çalışıyoruz. Mutlu olmak için daha çok tüketiyoruz, daha çok tükettikçe buna paralel olarak daha çok tükeniyoruz. Biz tükendikçe onlar üretiyor, bir üretmedikçe bu kısır döngü tekrar bizi içerisine alıyor.
Harward Mutluluk Çalışması
Harward Üniversitesi öncülüğünde 1938 yılında başlatılan ve halen devam eden 87 yıllık bir araştırma var.
2000 kişiden fazla öğrenci ve gencin dahil olduğu bu çalışma şu sorunun cevabını arıyor:
İnsanları sağlıklı ve mutlu kılan şey nedir?
Araştırmanın Ana Bulguları:
1. Mutluluğun en güçlü belirleyicisi: SAĞLIKLI İLİŞKİLER
Ne zenginlik, ne şöhret, ne de başarı...
İnsanların yaşam kalitesini belirleyen en güçlü etken: yakın, güvenilir, saygılı ilişkiler.
- Anlamlı ilişkiler, hem fiziksel sağlığı hem zihinsel sağlığı koruyor.
- Yalnızlık, sigara içmek veya alkol kullanmak kadar zararlı bulunmuş.
- Saygılı iletişim, beyin sağlığını bile koruyor.
2. İlişkilerin Kalitesi, Süresi Kadar Önemli
“Yalnız olmamak yetmez; çevrendeki insanlarla nasıl bir ilişki kurduğun belirleyicidir.”
Tartışmalı ama saygılı ilişkiler bile, ilgisizlik içeren sessiz ilişkilerden daha sağlıklı.
3. Duygusal Zekâ > IQ
Yüksek duygusal farkındalık, daha sağlıklı bağlar, daha uzun yaşam ve daha yüksek mutluluk getiriyor.
4. Kariyer ve Para Sınırlı Etkili
Başarı mutluluk getirir gibi görünüyor ancak bu başarı ilişkilere zarar veriyorsa tam tersi bir etki yaratıyor.
Araştırmanın başındaki isimlerden Harvard Psikiyatri Profesörü Dr. Robert Waldinger, bu çalışmayı şu sözle özetliyor:
"Hayattaki en iyi yatırım, insan ilişkileridir."
Çünkü mutluluk; yalnızca bir duygu değil, bir bağlantı hâlidir.
Tüm bunlar bize ne söylüyor?
Aslında her şey bir çığlık atıyor:
“Beni gör, beni duy, beni hisset, bana dokun.”
Her geçen gün saygıdan uzaklaşan kalpler, bu çağrıyı fısıltıdan haykırışa çeviriyor.
Birbirinizi görün, duyun, hissedin, konuşun, paylaşın.
Ama en önemlisi: kendinize zaman ayırın. Çünkü kendini bilmeyen, kimseyi bilemez. Kendine saygı duymayan biri, başkasına da saygı duyamaz.
Bu insanlardan duyulan ses genellikle sadece öfkedir, kızgınlıktır, gerginliktir, kibirdir, bağırıştır.
Çünkü kendi iç seslerini bile bastırmışlardır.
Ne Yapmalı?
Saygı, iletişimin ilk adımıdır.
Saygıyla başlayan bir iletişimde kelimeler daha az yorulur, insanlar daha çok yakınlaşır.
Sessizlik ses olur, bir bakış bin kelime anlatır.
Sesi değil sessizliği duy.
Görünmeyeni gör.
Karşındaki varlığın değerini hisset.
Bunların adı: Saygı İksiri
Bugün bu iksirden bir yudum al.
Sonra dinle…
Gör…
Kalbinle hisset…Kalbinle işit…
Ve iyileştiğini, iyileştirdiğini fark et.
Arif Vural
Danışman - Yazar