Bazı sözler vardır; ilk duyduğunda kulağa hoş gelir ama zamanla anlamı büyür, derinleşir.
Jim Rohn’un şu cümlesi de onlardan biridir:
“Bizler, en çok vakit geçirdiğimiz beş kişinin ortalamasıyız.”
İlk başta sıradan bir kişisel gelişim sözü gibi görünür.
Fakat yıllar geçtikçe anlarsın ki, insan gerçekten çevresinin enerjisine dönüşür.
Kiminle konuştuğumuz, kiminle aynı ortamı paylaştığımız, kiminle güldüğümüz…
Hepsi bir süre sonra bizi şekillendirir.
Ve bazen bu dönüşüm o kadar yavaş olur ki, farkına bile varmayız.
İş Yerlerindeki Görünmez Enerji
İş hayatı bu gerçeğin en somut örneğidir.
Çünkü çoğumuz, ailemizden çok iş arkadaşlarımızla vakit geçiririz.
Günümüz onlarla başlar, onlarla biter.
Bazı insanlar bulundukları ortama huzur ve umut getirir;
bir tebessümüyle moral verir, bir sözüyle içimizi ısıtır.
Bazılarıysa sürekli şikâyet eder, hiçbir şeyden memnun olmaz
ve fark ettirmeden ortamın enerjisini emer.
Uzun süre bu insanların yanında kalırsan, önce sabrın azalır.
Sonra motivasyonun düşer.
Ve bir gün fark edersin ki, sen de onlar gibi konuşmaya başlamışsın:
“Ne yapsak değişmiyor.”
“Burada kimse mutlu değil.”
“Bu işin bir anlamı kalmadı.”
Negatif enerji bulaşıcıdır.
Ve çoğu zaman, bu bulaşmayı çok geç fark ederiz.
Okullarda da Aynı Hikâye
Bu durum yalnızca ofislerle sınırlı değil.
Aynı şey öğrenciler için de geçerli.
Günün büyük kısmını okulda geçiriyorlar;
en çok kimlerle oldukları, neye inandıklarını ve nasıl düşündüklerini belirliyor.
Eğer çevrende sürekli yakınan, derslerden kaçan, hedef koymayan arkadaşlar varsa,
bir süre sonra sen de onların haline bürünüyorsun.
Ama seni motive eden, hayalleri olan, gelişmeye açık insanlarla vakit geçiriyorsan,
onların enerjisi seni de yukarı çekiyor.
Hayat bu anlamda çok adil:
“Kiminle yürürsen, ona benzersin.”
Arkadaş seçimi, sadece “kiminle vakit geçireyim” meselesi değildir;
kiminle zamanının enerjisini paylaştığın meselesidir.
Bir öğrencinin başarısı çoğu zaman ders notlarından değil,
çevresindeki insanların tutumundan başlar.
Sosyal Çevrenin Görünmez Etkisi
Artık yalnızca okul ya da iş değil, sosyal çevre de enerjimizi belirliyor.
Günün sonunda kimlerle oturup sohbet ettiğimiz, hangi gruplarda bulunduğumuz,
hatta sosyal medyada kimleri takip ettiğimiz bile ruh hâlimizi şekillendiriyor.
Çevremizde öyle insanlar vardır ki,
her şeyin kötü yanını görür, sürekli eleştirir, her gelişmede bir kusur bulur.
Bir süre sonra onların dili senin dilin olur;
şikâyet etmek, memnuniyetsizliği paylaşmak neredeyse bir alışkanlığa dönüşür.
Ama farkında ol:
Bu insanlar seni beslemez, sadece yavaşça tükenmene neden olurlar.
Oysa hayat, “bardağın dolu tarafını” görebilenlerle güzelleşir.
Pozitif insanlar sadece mutlu değildir;
hayata güç katan, moral aşılayan, çevresine nefes veren insanlardır.
Bu yüzden sosyal çevrende kiminle zaman geçirdiğine,
hangi sohbetlere dâhil olduğuna, hangi enerjiyi içine çektiğine dikkat et.
Enerji alışverişi her ortamda olur; mesele,
hangi enerjiyi kabul ettiğini bilmektir.
Kendini Korumak İçin Ne Yapmalı?
Birincisi, sınır koymayı öğren.
Her şikâyeti dinlemek zorunda değilsin.
Bazı insanlar konuşmak için değil, ilgini çekmek için söylenir.
Kibarca yön değiştir; gerekirse sessiz kal.
Sessizlik bazen en güçlü koruma yöntemidir.
İkincisi, niyetini sabah belirle.
Kendine küçük bir hatırlatma yap:
“Bugün iyi hissetmeyi seçiyorum.”
Bu cümle, hem okulda hem işte hem de sosyal çevrende görünmez bir kalkan gibidir.
Üçüncüsü, iyi enerjili insanlarla vakit geçir.
Seni güldüren, üreten, paylaşmayı bilen insanlarla aynı ortamda bulun.
Birlikte gülmek, birlikte üretmek ruhu tazeler.
İyi enerji de kötü enerji gibi bulaşıcıdır;
hangisini yayacağına sen karar verirsin.
Ve son olarak, kendini seç.
Bu bencillik değil, özsaygıdır.
Bazı insanlardan uzak durmak küslük değil, ruhsal hijyendir.
Son Söz
Belki bu yazıyı okurken aklına bir iki kişi geldi.
Ofiste sürekli şikâyet eden biri…
Okulda seni aşağı çeken bir arkadaş…
Ya da sosyal çevrende, bardağın hep boş tarafını gören o insanlar…
Onlara kızma, ama izin de verme.
Enerjini koru; çünkü o senin en değerli sermayendir.
Unutma:
Kiminle vakit geçiriyorsan, bir süre sonra onun aynasına dönüşüyorsun.
O yüzden seç;
seni büyütenleri, içini aydınlatanları, kalbine iyi gelenleri.
Ve hatırla:
Işığını koruyamayan, kimseye yol gösteremez.
Arif Vural
Eğitmen & Yazar