En son uçak düşürme olayında yapılan restleşmelerle ilişkiler gerilmişti. Rusya’nın gözünü intikam hırsı bürümüş intikam almak ya da zarar vermek için fırsat kolluyordu. Haklılık değil ortada büyük bir yanlışlık vardı. Rusya Türkün gücünü gördü deyip Rusya ne ki deyip celallenmeler, küçümsemeler, umursamayanlar, meydanı boş bulup atıp tutmaları herkesi rahatsız etmişti. Siyasetçiler bu tür konular da daha dikkatli olmalıdırlar
Yaşanan olayı gazete köşelerine yansıtanların karıştırıcılıktan başka bir şey yapmadıkları, sadece yaranmaktan öte bir şey olmadığını gördük. Uçağın düşürülmesinin bir kahramanlık örneği olduğunu söyleyenler, “fırsat bu fırsat” deyip meydan okumalar, böbürlenmeler… Aslında işin içinde bir pişmanlık vardı, ama bunu kimse açıklayamıyordu.
Krize nokta konuldu. Bu krizin başlangıcı iki ülke ilişkilerini zedelemişti. Nedense aklımız gözümüzde, hemen her işin içine aklımızı kullanmadan içine dalanları görüyoruz. Uçağın düşürülmesini kahramanlık gösterisine dönüştürdüğümüz gibi pilotun öldürülmesini bir yiğitlik şovuna dönüştürdük.
Şimdi bu işin müsebbipleri meydana çıktı. O zaman yapanlar tutuklansaydı sanırım bu gün Rusya’ya gitmektense ortak bir ülkede bir arabulucunun aracılığıyla bir araya gelinirdi. Komşularımıza karşı ne kadar ihtiyatlı davranırsak bizim lehimize olacaktır. Din, mezhep ya da milliyetleri bahane edip hakaret edici davranışlara girersek biz zarar ederiz.
İki ülkenin ilişkisinin normalleşmesi her iki ülkenin menfaatinedir. Keşkemler fayda vermiyor. Bizim Rusya’yı test etme şansımız olamaz. İlk adım bir mektupla başladı. Başlatılan süreç sevindirici oldu. İki ülke ilişkileri toplumsal yaşayış ilişkilerine en iyi örnektir. Bunu bir mecburiyet olarak görünler de haklı komşuluk ilişkilerinde aranın çok açılmaması gerektiğini söyleyenlerde…
Uzlaşma ve normalleşmenin sadece iki ülke arasında değil Ortadoğu coğrafyasına barış ve istikrar getirmesi beklenmektedir. Ülkemizin Rusya ile barışı kadar Suriye savaşının sonlandırılması önemlidir. İşıd ve benzeri örgütler bu topraklardan sökülüp atılması bu uzlaşının sonucu olarak resmedilmelidir.
Günümüz dünyası komşu devletlerle ekonomik bağımlılık içindedir. Bu süreci iyi değerlendirmek elzemdir. Küreselleşen bir dünyada, ülkelerin kalkınma yolunda ilerleyebilmesi ve dünya refahından daha fazla pay alabilmesi, süreci doğru algılaması iyi değerlendirmesi dünya devletleri ile başarılı ilişkilerden geçer.
Yalnız Rusya ile değil tüm komşu ülkelerle hatta sesimizin gittiği yere kadar ilişkileri sürdürecek kadar makul bir davranış olamaz. Kimileri bunu bir eksen kayması olarak değerlendirse de işin gerçeği yarım kalmış bir işin kaydığı yerden devam etmesidir.
Nefse boğulmamak gerekir. İki ülkenin karşılıklı menfaati varsa ilk adımı atan daima kârlıdır. Gelinen noktada uluslar arası arenada varlığını dünya ülkelerine kabul ettirmedir. Ticari ilişkilerin gelişmesi, ticari hacmin artırılması, ithalat ve ihracatın ülke gelişmesinde ki rolünü anlatmaya gerek yok. Bacasız fabrika olan turizm ülkemizin bel kemiğidir. Turizm omurgasını dik tutanların başında Rus halkı geldiği gerçeğini inkâr edemeyiz.
Şimdi yeni komplo teorileri ortaya atılıyor. Rusya ile olan ilişkiler söz de ABD ve AB yi tedirgin etmiş. Kim ne üretirse üretsin. Kimsenin ağzına fermuar çekecek halimiz yok. Ağzı olan konuşur, kalemi olan yazar. Ülke insanımızın ayırımcılık yapması yadırganır. Yazılar okuyucunun kafasını bulandırmamalı. Sular duruladığında gerçekleri görüp yazılırsa daha etkili olur. Bu vesileyle televizyonlara köle edilmeye fırsat verilmemelidir.
Nato paktı ile ortaklığımız devam etmektedir. AB ile ilişkilerimizin samimi ve ciddiyetini onaylayacak veya küskün durmamızı önerecek ne bir merci var, ne kimsenin buna gücü yeter. ABD ile ilişkilerimize gelince öyle yoğun ki başka bir ülke ile ilişki geliştirmek konusu kimseyi tedirgin edecek bir durum olamaz.
Dolaylı dolaysız dünya ülkeleri ile ilişki içinde olmak ülkenin menfaatinedir. Bu gün Suriye ile kanlı bıçaklıyız. Yarın böyle süreceğini veya ne olacağını kimse kestiremez. AB de ile gerginlik ve sataşmaya yine ülkenin zararına ve Avrupa’da yaşayan binlerce Türkiyelinin zararınadır. Dünya devletleri ile diyalog kurma, iyi geçinme, itidalli davranma, ülke olmanın, saygın olmanın gereğidir.