Konuşurken ifademizi kuvvetlendirmek, konuşmayı ve yazmayı daha renkli ve okuduklarımızı daha okunur bir hale getirmek için toplumda, bilinen ve topluma mal olmuş sözleri hatırlatarak bazen gülmek, bazen düşündürmek, bazen yol göstermek için yazar konuşuruz. Bu sözler yazının önemini kavrattığı gibi, yazının kemeri, konuşmanın bel bağıdır aynı zamanda… Bu sözler bazen bir atasözü, bazen tarihin derinliğinden günümüze nakış gibi işlenmiş, fıkradır, hikâyedir. Bu girizgâhtan sonra birkaç örnekle hafızanızda yer etsin isterim.
&&&&&
Hani bir iş için veya bir sorunun giderilmesi anlamında hep torpil ararız ya... İş torpil meselesine gelmişken; Torpil denizde gemiden gemiye atılan bir çeşit top... Düşmanların birbirlerine karşı kullandığı düşmanı yok etmeye yönelik bir savaş aracı.
Fakat biz bu torpil olmak, ya da torpil bulmak sözünü halk arasında aracı olmak, yardımcı olmak anlamında kullanırız. Nasıl bir bağlantıysa bilemiyorum. Belki ortak nokta zorluk çıkaran hedefi dağıtmak yok etmeye yöneliktir. İşte torpil de denizde aynı görevi görmekte olduğundan dolayı günlük yaşamımızda kullanılmaktadır.
İnsan olarak sevgi ve barış, gönülden birliktelikten yana olacağımıza işimizi zorla yaptırmayı bir hüner addederiz. İşte onun içindir ki yeryüzünden zulüm bitmiyor.
&&&
Halkımız arasında yaygın bir söylem olarak kullanılır. Ziftlendin mi? diye Ziftleme nedir bilir misiniz? Demişken sizlerle paylaşayım.
|
Eski zaman paşalarından biri; güneşten çatlayan teknesinin ziftlenmesi için uşağına yirmi mecidiye vermiş. Birkaç gün sonra, uşak; paşanın huzuruna çıkıp tekneyi ziftlediğini söylemiş. Mecidiyelerin hepsini tükettiğini gören paşa öfkelenir. “Bu nedir be adam? Bir teknenin ziftlenmesi için çok değil mi bu para?” Diyerek uşağına çıkışmış. |
&&&&
Hayli ilimize atanan valileri tanıştık, zaman zaman sohbet ettik, dinledik, konuştuk, düşüncelerimizi paylaştık... Kimi valiler yazılarımıza ve çalışmalarımıza ilgi gösterip bizimle fikir teatisinde bulunurken, bazıları sıra gecelerini, davetten davete gitmeyi marifet saydılar.
Vali beyle ilin sorunlarını, önerileri, yapılmışları ve yapılacakları köşe yazarları ile sohbet ortamı yaratma fırsatını bulamadık. Şehrin öyle çok sorunları var ki vali bey bu sorunlarla yakından ilgilendiğinin farkındayız. Zaman ve fırsat doğduğunda yazarlarla bir araya gelip memleketin havalinin ahvalini paylaşması konuşmaktan çok hizmet anlayışı ön plana çıkardığı anlaşılıyor.
kadıköy escort
escort
masaj
ataşehir escort
ümraniye eskort
kartal escort
istanbul spa
istanbul masaj
kadıköy escort
masaj
ataşehir escort
masöz
maltepe escort
ataşehir escort
anadolu yakası escort
kadıköy escort
anadolu yakası escort
ümraniye escort
şerifali escort
üsküdar escort
erenköy escort
ataşehir escort
ümraniye escort
şerifali escort
samandıra escort
pendik escort
kurtköy escort
kartal escort
gebze escort
tuzla escort
bostancı escort
göztepe escort
beykoz escort
suadiye escort
escort bayan
seks hikaye
ankara escort
izmir escort
maltepe escort
escort bayan
anadolu yakası escort
kadıköy escort
maltepe escort
kadıköy escort
pendik escort
ataşehir escort
kadıköy escort
göztepe escort
maltepe escort
bostancı escort
ankara escort
kocaeli escort
Şunu açık ve net yazmada fayda umuyorum. Valiler görevleri gereği kaldığı süre zarfında mülki amir olarak o şehri sahiplenirler. Tayin sonrası önemli izler bıraktığını ve takdir edildiklerini bildiklerinde tekrar ziyaretlerde bulunurlar. Tatlı anılar ve hizmet onları yaşadığı sürece saygıyla anılmalarına neden olurlar. Ne zaman bir Urfalının yolu vali beyin atandığı ile düşerse keyfi veya mecburi ziyaret eder ahde vefa anlamında görevini yerine getirir.
Bu fıkrada geçmişte burada görev ifa etmiş bir validen; İşte günlerden bir gün Urfa’ya yeni bir vali gelmiştir. Ticaret odasında bir toplantı düzenlenmiş. Ortaya bir soru atılır en iyi vali kimdir. Bir der ki en iyi vali Urfa’nın girişi olan Akaba'dan geri dönen Urfa'ya girmeyen validir. Vali bu konuşanı soruşturur ve avukat olduğunu öğrenir. Vali konuşmaya başlayınca der ki sözlerimi bir fıkra ile bağlamak istiyorum. Allah’ın evliyasından biri rüya âleminde cennete gitmiş ve oradaki hayvanları görmüş. Yedi uyurların Kıtmiri, Hz. Ali'nin Düldülü, Hz. Süleyman'ın Hüdhüd kuşu, Hz peygamberin Burak’ını görmüş bu arada bir de bir ayı görmüş. "Bu ayının burada işi ne" deyince oradaki meleğin verdiği cevap; "bu ayı sağlığında bir avukat parçalamış onun için o da cennete" kabul edilmiş.