HÜNERLİ KALEM ERBAPLARINA
Misbah HİCRİ

HÜNERLİ KALEM ERBAPLARINA

Bu içerik 894 kez okundu.

Sosyal medyanın sevilmesiyle birlikte tiwitler çoğaldı. Feys denilen ya da youtube de boy gösteren gösterene. Watsap  (WhatsApp), istegram (instagram) yetmez bir de durum çıkmış. Eskiden bir kızın resmini çekmek, çıkan olaylar neticeyi en kötü yere vardırırdı. Şimdi herkes verdikleri pozlarla kendi kendilerinin reklamını yapma peşinde. 

Herkes kendi takipçilerinin çokluğundan bahseder oldu. Birde youtube fenomenleri de kendilerine yer açınca gel de çık işin içinden. Herkes doğru-yanlış, topluma vereceği zararı düşünmeden kendi yeteneklerini internet ortamına taşımaktadırlar.

Yazdıkları birkaç satır ve gösterdikleri yetenekleriyle kendilerini dev aynasına koymaktadırlar. Hep takipçilerinden bahsederler. Eskiden beri söylenir “söz uçar yazı kalır.” Bu sosyal medya geçici, uçucudur ama yazı her döneme hitap eder. Onun için gazete sayfalarında varlığını şekillendirmek ayrıcalıktır.  

Aslında yazı yazmak hünerli ellerin, yetkin yüreklerin (şarz) şarj eden beyinlerin işidir. Basmakalıp sözlerden kendini kurtarmayanlar kendilerini yenilemedikçe yazılarına yenilik getiremezler. Yaşamın gereği her kalem başlayıp sürdürdükçe yeniliklerin paylaşmasına neden olduğu gibi samimiyetin, dürüstlüğün ve gerçeklerin sesi olmaya gayret hepimizindir.

Başarılı kalemleri gördükçe haset ve kıskançlık krizine girerek sağa sola dalaşmaktan duramayanlarda daima bulunur. Biz inandığımız doğru yoldan ayrılmaz, bir menfaat için kimseye eğilip bükülmediğimiz gibi sırtımızı da kimseye dayamış değiliz.

Kötü koşulları hiçleyip evrensel düşünceye hizmet etmek her yazarın görevi olmalı. Düşünce tarzını istediği şekilde yazıda şekillendirebilir bu onun takdiridir. İrade ve duruş sahibi kimseler hasetlik onların yanından bile geçmez.   

Kalemimizi kalem olarak kullanıyoruz. Aba altından sopa gösterip kalemin gölgesine sığınan ve kalemini “kalem kılıçtan keskindir” sözünden hareket edenleri hiç mi hiç hoş karşılamam. Hünerinizi gösterin, gücünüzü kelimelerle ortaya koyun, tevessül ve tenezzül etmek sizin literatürümüzde olmaladır.

Zaman zaman bazı mankafalılar yazıları ile sapla samanı karıştırdığına tanık oluyoruz. Eğer önerilerimizi kabul ederlerse halkımızın dediği gibi  “baş göz üstüne.”  Yoksa ne kimse bizim hedefimizde ne “Tart tahtası” yapıp ok salıyoruz. Yazımız bilgi içerikli ve ortayadır. Kasıt olmayınca yarası olan gocunur.  

Hala yazdıklarımı okuyup bu yeteneğimi, bu başarımı neye borçlu diye bazı yeteneksiz kişiler nerede ise bir karalama içersine girecekler, kendi başarılarına inanmadıkları için kendi öfkelerinin mağlubu olmaktadırlar. Eksen kaymasındaki kimi kimseler, ezber bozacaklarına karanlıklarda kayboldukları gerçeğinin farkında değiller.

Biri, gazetenin abonesini iptal edeceğini söyleyince gazeteden ona uygun cevap verilir. Bir başkası reklamımı keseceğim deyince gazete tehdit ve şantajlara boyun eğmiyor. Buda gazetenin ciddiyetini tarafsız ve insan haklarına saygılı, adalete ve özgürlükleri savunmasından kaynaklandığının ifadesidir.  Gazetenin samimi adım atmalarını ve vakarlığını takdir ediyorum.

Benim elime gelen kitabın düşüncesi, fikri beni ilgilendirmez. Onun o kitaba verdiği emek benim için önemlidir. Eleştirisini yapar, önerilerimi sıralarım. Başarısızlığı yetersizliği onun kendini geliştirmesiyle başaracağına inanıyorum. Bir yazar benim bir kitabımın eleştirisini yapınca ışıltıya hasret bazı beyinler o dostumuzu arıyor; “bu kitabın eleştirisini niçin yaptın?” diye bir nevi sorgular. Halkımızın arasında yaygın bir deyim var. “bizi çekemediler halatları kırılsın.”

İdeolojik ve milliyetçilik akımları ile içselleşip kendilerini radikal söylem ve rijit düşüncelerden kurtaramayanlar, absürt davrananlar “at gözlüğü takıp” yürümektedirler. Baş döndürücü bir uğraş vererek düşüncelerimizi kalemle seslendirme çabasındayız. Medeniyetin beşiği olan kültürlerin harmanlandığı bu şehirde seslerin bastırılmasına, kalemlerin kınına saklanması çabasında olanlar bunu başaramazlar.  Biz bu gün varız, yarın yokuz, peşimizden gelen ve yarını sahiplenecek kalemlere saygı önceliğimiz olmalıdır.

Oysa birlik ve beraberlik ruhu edinme, eşit şekilde yaşamayı bir yaşam şekline dönüştürme, dillere ve kültürlere saygılı olma insanlığın erdemindendir. İnananlar için ayetlerin özümsenmesi, bilimden, sosyal yaşamdan dil biliminden nasiplenenlerin ders alanlar mutlu insanlardır.  

  

 

 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Özel: Biz bu seçimlerde, gençlere bu ülkede hayal kurmaları için bir teklif yaptık
Özel: Biz bu seçimlerde, gençlere bu ülkede hayal kurmaları için bir teklif yaptık
Özdağ: Zafer Partisi, Atatürk’e ihanet etmeyecek, edenleri affetmeyecek
Özdağ: Zafer Partisi, Atatürk’e ihanet etmeyecek, edenleri affetmeyecek