Süleyman Turan Yazdı:
Bir ömrü çalışarak geçiren emeklilerimiz, yıllarca devlete, millete hizmet ettikten sonra rahat bir yaşam sürmeyi hak ediyor. Ancak ne yazık ki, günümüz Türkiye’sinde emeklilik bir huzur dönemi değil, adeta bir sefalet dönemi hâline gelmiş durumda. Aldıkları maaş, maaş olmaktan çıkmış, bir tür harçlık seviyesine inmiş durumda. Peki, bu harçlık bir emekliyi ne kadar ileri götürebilir? Gerçek şu ki, bırakın ilerlemeyi, emeklilerimiz her geçen gün daha da geri gidiyor.
Emekli Maaşı ile Geçinmek Mümkün mü?
Bugün bir emekli, aldığı maaşla temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Kira, faturalar, gıda, sağlık harcamaları derken maaş daha cüzdana girmeden tükeniyor. Geçmişte emekli olmak, bir ev sahibi olmak için bir fırsatken, bugün emekliler kiralarını bile ödeyemez hâle geldi. Kaldı ki, torunlarına bayram harçlığı vermek gibi geleneksel bir mutluluğu yaşamak bile onlar için bir lüks hâline dönüştü.
Emeklilik mi? Sefalet mi?
Bir ömrü çalışarak geçiren emeklilerimiz, yıllarca devlete, millete hizmet ettikten sonra rahat bir yaşam sürmeyi hak ediyor. Ancak ne yazık ki, günümüz Türkiye’sinde emeklilik bir huzur dönemi değil, adeta bir sefalet dönemi hâline gelmiş durumda. Aldıkları maaş, maaş olmaktan çıkmış, bir tür harçlık seviyesine inmiş durumda. Peki, bu harçlık bir emekliyi ne kadar ileri götürebilir? Gerçek şu ki, bırakın ilerlemeyi, emeklilerimiz her geçen gün daha da geri gidiyor.
Emekli Maaşı ile Geçinmek Mümkün mü?
Bugün bir emekli, aldığı maaşla temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Kira, faturalar, gıda, sağlık harcamaları derken maaş daha cüzdana girmeden tükeniyor. Geçmişte emekli olmak, bir ev sahibi olmak için bir fırsatken, bugün emekliler kiralarını bile ödeyemez hâle geldi. Kaldı ki, torunlarına bayram harçlığı vermek gibi geleneksel bir mutluluğu yaşamak bile onlar için bir lüks hâline dönüştü.
Emekli Maaşı Yetmiyor, Peki Çözüm Ne?
Birçok emekli, geçimini sağlayabilmek için ek iş yapmak zorunda kalıyor. Kimisi pazarlarda meyve sebze satıyor, kimisi özel sektörde asgari ücretle çalışıyor. Emekli olduğu hâlde çalışmak zorunda kalan bir insanın, emekliliğin tadını çıkarması mümkün mü? Elbette değil. Oysa ki, yıllarca çalışmış, prim ödemiş ve devlete katkıda bulunmuş bu insanların hak ettikleri refahı yaşamaları gerekmez mi?
Emeklilerimiz Dilenci Değil, Onlar Bu Ülkenin Emektarlarıdır!
Ne yazık ki, bugünün şartlarında emeklilerimiz adeta birer dilenci durumuna düşmüş durumda. Sokakta, otobüste, markette, her yerde ekonomik sıkıntının izlerini taşıyorlar. Yaşam standartları her geçen gün daha da düşüyor ve devletin sunduğu maaşla hayatlarını sürdüremiyorlar.
Bu noktada yapılması gereken şey çok açık: Emekli maaşları insanca yaşanabilir bir seviyeye çıkarılmalı, sosyal yardımlar artırılmalı ve emeklilerin hayatlarını kolaylaştıracak düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Unutmayalım ki, bugün emeklilerimizin yaşadığı bu zorluklar, yarının çalışanlarının da kaderi olabilir. Eğer bizler, yaşlılarımıza hak ettikleri değeri vermezsek, gelecekte aynı sıkıntıları bizler de yaşayacağız.
Emeklilik bir sefalet dönemi değil, huzur dönemi olmalıdır. Yetkililer, emeklilerin çığlığını duymalı ve bir an önce harekete geçmelidir!
İşte köşe yazınız hazır! Eklemek veya değiştirmek istediğiniz bir şey var mı?Birçok emekli, geçimini sağlayabilmek için ek iş yapmak zorunda kalıyor. Kimisi pazarlarda meyve sebze satıyor, kimisi özel sektörde asgari ücretle çalışıyor. Emekli olduğu hâlde çalışmak zorunda kalan bir insanın, emekliliğin tadını çıkarması mümkün mü? Elbette değil. Oysa ki, yıllarca çalışmış, prim ödemiş ve devlete katkıda bulunmuş bu insanların hak ettikleri refahı yaşamaları gerekmez mi?
Emeklilerimiz Dilenci Değil, Onlar Bu Ülkenin Emektarlarıdır!
Ne yazık ki, bugünün şartlarında emeklilerimiz adeta birer dilenci durumuna düşmüş durumda. Sokakta, otobüste, markette, her yerde ekonomik sıkıntının izlerini taşıyorlar. Yaşam standartları her geçen gün daha da düşüyor ve devletin sunduğu maaşla hayatlarını sürdüremiyorlar.
Bu noktada yapılması gereken şey çok açık: Emekli maaşları insanca yaşanabilir bir seviyeye çıkarılmalı, sosyal yardımlar artırılmalı ve emeklilerin hayatlarını kolaylaştıracak düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Unutmayalım ki, bugün emeklilerimizin yaşadığı bu zorluklar, yarının çalışanlarının da kaderi olabilir. Eğer bizler, yaşlılarımıza hak ettikleri değeri vermezsek, gelecekte aynı sıkıntıları bizler de yaşayacağız.
Emeklilik bir sefalet dönemi değil, huzur dönemi olmalıdır. Yetkililer, emeklilerin çığlığını duymalı ve bir an önce harekete geçmelidir!