Süleyman Turan Yazdı: Bugün Gazze için sessiz kalanlar, zulmün karşısında susanlar, yarın hesap soracak yüz bulamayacak. Sessizlik, masumiyetin değil, suçun işaretidir.

Gazze’de yağmurun sesi artık bir rahmet değil; çadırları yutan, umutları boğan bir felaketin habercisi. Küçücük bir kız çocuğu… Su altında kalan çadırlarının içinde, soğuktan titreyerek dedesine sarılıyor. Dünyanın en büyük utançlarından biri işte bu karede gizli: Yeniden inşa malzemelerinin sokulmadığı, çadırların su aldığı, insanların soğukla mücadele ettiği bir coğrafyada hayat, her damlada biraz daha ağırlaşıyor.

Gazze Şeridi’nde bir çadırın yağmurun etkisiyle batma anı sadece bir görüntü değil; yorgunluğun, sabrın ve her şeye rağmen var olmaya çalışan bir halkın hikâyesi. Orta bölgedeki kamplarda yerinden edilmiş insanlar, çıplak elleriyle çadırlarını kapatmaya çalışıyor. Ama yağmur, onların çaresizliğini bile sollayacak kadar hızlı ve acımasız yağıyor.

Her bir damlada bir annenin duası, bir çocuğun korkusu, bir dedenin çaresizliği saklı… Ve tüm bunların karşısında, kendini “medeniyet” diye pazarlayan dünyanın çürümüş vicdanı var.

Siyonistler ve onların destekçileri, Gazze’deki bu acıyı görmezden geliyor. İşlerine geldiğinde insan haklarından bahsedenler, sıra mazlumlara geldiğinde sağır, dilsiz ve kör kesiliyor.

Hamas, anlaşmanın garantörlerini, Birleşmiş Milletler’i, Arap Birliği’ni ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nı göreve çağırıyor; “Gazze’ye acil insani, tıbbi ve barınma yardımı ulaştırın” diye haykırıyor. Ama bu çağrı, 57 İslam ülkesinin sessiz koridorlarında yankılanmadan kayboluyor.

Dünyada Müslüman nüfus 3 milyar… İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye 57 ülke…
Ama Gazze’ye gönderilen sadece 25 kilo un, bir çadır, birkaç battaniye.
Orta Doğu’nun yer altı ve yer üstü zenginlikleri Amerika’yı ve Avrupa’yı beslerken, bu coğrafyanın mazlumları açlık ve soğukla imtihan ediliyor.

57 ülkenin bu sessizliği, bu korkaklığı tarih sayfalarına bir utanç lekesi olarak yazılacak. Zenginlik içinde yüzen ülkelerin, bir avuç mazluma sahip çıkamaması mı güçsüzlük, yoksa yüreksizlik mi?

Gazze yanarken, Ortadoğu’nun başkentleri neon ışıklarıyla parlıyor.
Gazze üşürken, petrol kulelerinin gölgeleri daha da uzuyor.
Gazze ağlarken, dünya “strateji” ve “denge” hesaplarıyla uğraşıyor.

Siyonist zulmü ağır basıyor çünkü karşısında dik duran bir dünya yok.
Siyonist zulmü güç buluyor çünkü 57 ülkenin suskunluğu onu cesaretlendiriyor.

Ve bugün Gazze’de batan sadece çadırlar değil; insanlığın en temel değerleri.
Titreyen o küçük kızın gözlerindeki korku, dünya düzeninin gerçek yüzünü ortaya seriyor.

Mazlumun duası, zalimin sarayından daha güçlüdür.
Ve tarih, her zaman olduğu gibi, zalimlerin değil; mazlumların yanında yazılır.

Bugün Gazze için konuşmayanlar, yarın konuşacak yüzü bulamayacaklar.

Süleyman Turan