Empatinin aşırısı da yokluğu da bireysel ve toplumsal birtakım sorunlar doğurur. Her insan hayatında bunu sayısız kere deneyimlemiştir mutlaka. Örneğin işinizi kaybettiğiniz gün dost bildiğiniz birisi terfi aldım diye sizi, zaferini kutlamaya davet edebilir veya evinizin yandığına ağlarken karşınızdaki, yeni aldığı villayı ballandıra ballandıra anlatabilir. Bu durumlar karşı tarafın empati yoksunluğundan kaynaklanır. Bu tip insanlar hep kendi doğrularını kabul ettirme eğilimindedirler. Başkalarının duyguları ve hissettikleri onları ilgilendirmez.
Empati azlığı veya yoksunluğu; doyumsamazlık, vicdansızlık, egoizm, iletişim sorunları hatta arsızlık gibi hiç tasvip edilmeyen olgulara da neden olur. Kendini tek ve mükemmel gören ve başkalarının istek, arzularına gereken saygıyı göstermeyen ayrıca bu davranışında bir sorun olduğunu düşünmeyen kişilerin içinde bulunduğu kişilik bozukluğu türüdür empati yoksunluğu.
Bir insan bu tür davranışları planlayarak yapmaz, onun kişiliğinin dünyayı algılayış ve bu algıya göre cevaplama şekli budur.Kendini bir başkasının yerine koyup dünyayı onun gözünden görebilmek olarak tanımlanan empati neredeyse hiç gelişmemiştir bazı kişilerde. Bu sebeple başkalarının da kişisel arzu ve istekleri olduğunu anlamakta zorluk çekerler.
Sevgisiz insan sanki her şeyin kendisi için var olduğuna inanır. Çevresindeki insanların ihtiyaçları kendinin de ihtiyacına hitap ediyorsa destek verir. Bu ihtiyaç ortadan kalktığında desteğini çeker.
Bu kişiler eleştiriye karşı öfke, utanç ve aşağılanma hissi duyarlar
Kendi çıkarları için başkalarını kullanırlar.
Bu tür kileri yeteneklerini ve başarılarını abartırlar.Başkalarının kendisine farklı davranması gerektiğine dair beklentileri vardır.Sürekli insanların dikkatinin ve beğenisinin üzerlerinde olmasını isterler.Aşırı gururludurlar ve mükemmel olduklarına inanırlar
Fedakârlık ya da iyilik yapmaz ama gösteriş için küçük davranışlarda bulunabilir. Empati kuramazlar. Her şeye hakkı olduğuna inanır.
Sürekli şöhret, zenginlik ve başarı hayalleri kurarlar. Ve daha neler neler.Başkalarının acılarından adeta kendilerininmiş gibi etkilenirler bazı duyarlı insanlar.
Bir film izlerken, bir şarkı dinlerken duygulanırlar; o filmi ve şarkıyı adeta yaşarlar hatta bazen gözyaşlarına boğulurlar.. Aslında bu bir anlamda zayıflıktır çünkü bu insanlar pek çok üstün özelliğe ve yeteneğe sahip olmalarına rağmen kendi öz varlıklarını gerçek anlamda koruyamazlar. Enerjilerini, yeteneklerini başkaları için harcamaktan kendilerine bir şey bırakmazlar ve erken yıpranırlar.
Sevgiyle kalın. Ve her şeyden önce birbirinizi candan sevin. Çünkü sevgi birçok kötülüğü örter.
Mustafa Mızrak Gazeteci / Yazar