Bir bilim adamı pirelerle deney yapıyor. Pireye "Sıçra" diyor. Pire sıçrıyor Pirenin kanatlarını
koparıyor ve "Sıçra" diyor, pire yine sıçrıyor!.. Raporunu şöyle yazıyor; "Pire kanatlarını
kopmuş olarak zıpladı."
Ayaklarını koparıyor ve "Sıçra" diyor, pire zıplayamayınca 2. raporu şöyle yazıyor; "Pirenin ayakları kopunca kulakları duymuyor."
Uğradığın haksızlık karşısında öfkeden deliye döndüğün anlarda, nefretin seni yakıp kavurduğunda karşı tarafa beddua edeceğin anda kendini durdur. Dinle kendi vicdanının ve geleceğinin sesini dinle.
Öfkemize hâkim olmak ve olumsuz davranışlardan uzak durabilmek büyük bir meziyettir. Üzüntülerimizi, sıkıntılarımızı veya korkularımızı birileriyle paylaşmamız bizi rahatlatır ve iyi hissetmemizi sağlar. Bu yüzden kendimizi kötü hissettiğimiz zaman bunu kardeşlerimize, , annemize, babamıza anlatarak onlardan yardım isteyebiliriz. Unutmayalım öfkeler, korkular dinleyip paylaştıkça azalır.
Anlamadan anlaşılmaya çalışıyoruz. O halde bu durum bizim gerçek ve içten iletişimler kurmamıza engel değil mi. İşitmek ile dinlemeyi karıştırmadan dinlemek gerekir. İşitmek, çevredeki sesleri duymak ama dinlemek bu duyulanlarını analiz etmek demektir. İşimize geldiği gibi dinlemekten vazgeçelim, yalnızca duymak istediklerimizi duymaktan vazgeçelim. Pek çoğumuz karşımızdakini dinlerken başka şeylerle ilgileniyoruz, onu önemsemiyoruz ya da dinlediğimizi hissettiremiyoruz.
Öfke genellikle düşmanca düşünceler ve uyumsuz davranışlar ile ilişkili olumsuz bir duygu durumudur. Genellikle, aşağılayıcı, tehdit edici ya da ihmalkâr olarak algılanan başka bir kişinin istenmeyen eylemlerine yanıt olarak gelişir. Öfke genellikle üstünlük ve kontrol isteği arzularını yansıtır. İşte tamda o anda geleceğin sevgi ile seslenen sesini dinlemesini öğrenmek gerekir kanaatindeyim.
Dünyada yapılmış her şey, sevgi sayesinde yapılmıştır. Değişmek ve değiştirmek istiyorsanız okuyun ve elinize kaleminizi alıp yazmaya başlayın.
Mustafa Mızrak / Gazeteci Yazar