Siyaset teorisinin liyakat şartları arasında “bilgi, ahlak ve yeterlik bakımında mevcutların en iyisi” olma şartı vardır. En iyisi var iken az iyisinin veya ehliyetsiz olanın vazife yapması asla meşru değildir. Emanete ve kul hakkına tecavüzdür resmen. Aynanın karşısına geçip kendini adilane değerlendirenlerin, “ben bu işe ehil miyim, daha ehil olanı var mı, var iken ben talip olursam bunun vebali yok mudur…” diyenlerin devede kulak olduğu ne yazık ki görüyoruz ve çok acıdır ki müdahale edemiyoruz. Ehil ve layık olmadığı halde bir görevine talip olanlara “niçin böyle yapıyorsunuz, bu talebiniz meşru ve caiz değil” dendiği zaman cevapları şu oluyor: “Benim filandan kalır yerim, eksiğim nedir ki…” Onun filan dediği de eksikli; demek oluyor ki, ölçüt layık ve ehil olanlar değil, eksikli olanlardan seçiliyor.
Demokrasi doğruyu yanlıştan ayırabilme yeteneği olan, vicdanını satmayan insanların varlığını ve bir kültür altyapısını zorunlu kılan yüce bir siyaset anlayışının adıdır. Amacı toplumun bireylerine güvenli, sağlıklı, huzur dolu bir yaşam sunmaktır. Yarın korkusunun demokrasilerde yeri olmaması gerekir. İnsanların, yaşadıkları ülkenin kim tarafından, nasıl yönetilmesi gerektiği hususunda az ya da çok söyleyecek sözleri vardır. Toplumlarda yöneten ve yönetilenler olduğu müddetçe yönetilenlerin, kendilerini yönetenler ve yönetim biçimi hakkında konuşmaları, beğendiklerini övmeleri, beğenmediklerini yermeleri doğaldır. Bu anlamda, asıl amacı topluma hizmet olan ve aynı zamanda toplumun bir aynası olan siyaset kurumu, her zaman eleştirilerin merkezindedir. Varlığını ve devamlılığını halka borçlu olan siyaset kurumu, toplumdan bağımsız olamaz. Bu nedenle toplumun beklentileri, talepleri ve ihtiyaçları da siyasetin yönünü ve yapısını belirlemede etkilidir.
Hâlbuki biz, yağlı ballı makamlara insancıkların sinekler gibi hücum ettiklerini, rakiplerine karşı ahlak ve insaf dışı davrandıklarını, makamlarını etkilemek için aracılara başvurduklarını da görüyoruz ve çoğumuz biliyoruz. Bir makama layık olanı var iken layık olmayanı, hak edeni var iken hak etmeyeni getirmek üzere aracılık eden kimse ahlak ve hukuk bakımlarından sınır dışına çıkmış, kötülüğe ortak olmuş demektir. Sevgiyle Kalın. Esenlikte Yaşayın.
Mustafa Mızrak / Gazeteci / Yazar