Mustafa Mızrak şimdilerde kendini sevgi sarmalına teslim eden, karanlık vadilerde yetişip kirli sulardan yüzerek temiz berrak sulara sevgi tarafından ulaştırılmış bir adam.Babası Şanlı Urfalı annesi İstanbul asıllı bir fabrika işçisinin en büyük oğlu.Babası terzilik mesleğinin yanı sıra büyük bir fabrikada tam yirmi yedi yıl çalışıp emekli olmuş kendi halinde zamanın orta okul mezunu,okuma meraklısı bir adam.Bir yaşında yani bin dokuz altmış bir yılında taşınmışlar Urfa’dan Adana’ya.
Varoş bir mahallede okul olmadığından on iki yaşında başlamış ilk okula. Daha o yaşlarda çevre mahalle ve sokakları gezerek Eskimo’dan tutunda kaynamış nohut ve ayakkabı boyacılığına kadar her işi yapmış.Yani hayatı okuyup çalışmakla geçmiş. Sol bacağında iğneden oluşan bir felçlikten dolayı sokaklarda çocuklar takılmış peşine.Topal geliyor diye alay etmişler.Taşlayıp dalga geçmişler.Yılmamış Mustafa .Zorluklara inat daha çok çalışmış,çöplüklerden gazete parçaları toplayarak okumuş.Daha ilk okul yıllarında annesi babasının dayağına dayanamayarak terk etmiş evi ve başka bir adamla evlenmiş.
Ve en acı yıllar.Üvey annenin her gün babasına şikayetinden dolayı çok dayaklar yemiş aynı mahalledeki mezarlıkta gecelerce aç susuz sabahlamış.On altı yaşında evi terk edip İstanbul’a Kaçmış.Bin dokuz yüz yetmişli yılların İstanbul’unda üç yıl çalışıp orta okulu bitirmiş.
Adana’ya döndüğünde kazandığı paraları son kuruşuna kadar babasına teslim ederek yine çalışmaya başlamış.Ve bir süre sonra babasının emekli olduğu fabrikaya işçi olarak girmiş.Sonrasında muhasebe bölümünde memurluk yapmış.Çevreninde etkisi ile Sosyalizm dalgasına kapılıp solculuk şövalyeliği yapmış birkaç yıl.Bu yıllarda dört yıllık Adana akşam ticaret lisesini bitirerek Adana ticari ilimler akademisine girmiş mezun olmuş.Aynı yıllarda evlenip üçü kız tam beş çocuk yedi torun sahibi olmuş.
On iki eylül darbesi ile birlikte işten çıkarılmış ve aynı mahallede ayakkabı mağazası açarak esnaflığa başlamış.Yine bin dokuz yüz doksanlı yıllarda Adana’yı terk ederek Mersin’e yerleşmiş. İdealim buydu dediği basın yayın hayatına başlamış.Allahın varlığına ve birliğine mersin’de iman ederek gömlek değiştirmiş.Aslında bu gömleği kendisi değil sevgi girdirmiş ona.
Yerel radyo sahipliği yapmış,yerel radyolarda çalışmış ,bir çok ulusal gazete ve dergilere köşe yazıları yazmış bir gariban adam Mustafa Mızrak.
İki bin on dört yılında şiddetli bir kalp krizi geçirerek belli aralıklarda kalbi tam üç kez durmuş.Bir süre sonra ölümüne ramak kala İzmir’e gidip kalp ameliyatı olmuş ve boynuna bir yapay kalp takmışlar.İzmir’de geçirdiği iki perişan yılın ardından tekrar boynundaki yapay kalple birlikte gelip çocuklarının yanına Mersine yerleşmiş.Halen yazıp okumaktan bıkmayan, hayattan bağlarını sevgi sayesinde asla koparmayan bir yazar Mustafa Mızrak.Özetlemeye çalıştığım zorlu hayatımı çok kısa kesitlerle okuyucularımla paylaşmak istedim.Ben sizleri seviyorum.Sizde beni sevin.
Sevgiyle kalın. Ve her şeyden önce birbirinizi candan sevin. Çünkü sevgi birçok kötülüğü örter.
Gazeteci / Yazar Mustafa Mızrak