Stresin ölüme neden olduğuna dair birçok geçmiş görüş olmasına rağmen son araştırmalar bu durumun sanıldığı gibi olmadığını ortaya koydu. Buna göre aslında stres bir ölüm veya hastalık nedeni değildir.Araştırmaya katılan yaklaşık 1 milyon 60 yaş civarı kadından, belirli aralıklarla sağlıklarını, ve stres seviyelerini derecelendirmeleri istendi. Fiziksel sağlık ve sigara gibi faktörler dışarıda bırakıldığında,araştırmaya katılanların mutlu ya da mutsuz olmalarının, ölüm riski üzerinde bir etkisi olmadığı görüldü.Harvard Üniversitesi tarafından yapılan ve 75 yıl süren bir araştırmadan çıkan 3 hayat dersi herkesi şaşırttı.
Yapılan bu araştırmaya göre; Eğer bugün size bir teleskop vereceğiz, bununla geleceğinizi göreceksiniz deseler, ne görmek istersiniz.Sağlıklı olduğunuzu mu.Mutlu olduğunuzu mu.Yoksa zengin ve ünlü olduğunuzu mu.Yakın zaman önce yapılan bir genç yetişkinlere hayatta en önemli hedefleri sorulmuş. %80’i zengin, %50’si ünlü olmak istediklerini söylemiş! Belki de çoğumuz farkında bile olmadan bu hedeflerle sevmediğimiz işlerde gece yarılarına kadar çalışıp, hoşlanmadığımız insanlarla iyi geçinmek için kendimizden ödün veriyoruz. Peki, zenginlik ve ün mutluluk getirir mi. İyi bir hayat yaşamak için …Genellikle sakin bir yapınız vardır ama her insan gibi siz de sinirlenebilirsiniz tabii ki ama bu siniriniz de sıcacık bir kahve ile geçer. Beyin yorgunluğu, beynin işleyişinin aksaması gibi durumlar, kişilerin özel ve iş yaşamlarında sıkıntılar yaşamasına neden oluyor.
İyileşeceğine gerçekten inanan ve bu düşünceyi sevgiye getiren kişi iyileşir. Nice ölümlerden dönenler, ölümle burun buruna gelip en amansız hastalıklardan zaferle sıyrılanlar var… Günlük hayatta buna kimileri beyin gücü der, kimileri moral, kimileriyse inanç der.Ben inanç diyorum.Ve kendimi bu inancın zaferiyle kurtulanlara canlı örnek olarak gösteriyorum. İsmi her ne konulursa konulsun çoğu zaman kişi bir neden inancını yüksek tutmaya. Kendisini iyi edecek bir neden. Bir ilaç. Peki ya bu ilaç sadece sevgiden ibaretse.
Bugün herhangi bir hastalığın tedavisi sırasında moral ya da olumlu beklentilerin bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek süreci hızlandırabildiği biliniyor. Gerek tedavi süreci sırasında doktor ve hemşirelerden gördüğü ilgi ve sevgi.Kişi, fiziksel olarak çok uzakta gerçekleşmiş ve kültürel olarak kendisiyle ilişkilendirmediği taraflar arasında gerçekleşen eylemlerde ilgilenmeme tavrını benimseyebilir. Diğer yandan, olay fiziksel olarak kendisine uzak bir yerde gerçekleşse de, taraflardan biriyle sembolik ya da kültürel olarak özdeşleşmesi gibi durumlarda söz konusu tarafla empati/sempati de kurabilir. Olaya hem kültürel hem de fiziksel yakınlık olması durumunda …
Öncelikle bellekteki bilgileri kategorize etmek gerekir. Çünkü bellekteki bilgi kirliliği ve fazlalığı, beynin verimliliğine zarar verir. Bu anlamda belleğe kalıcı bilgiler göndermek için, önce dikkatinizi o konuya yöneltip yoğunlaşmanız gerekir. Bu amaçla, öğrenmek istenilen şeyin imgesel kopyasını , zihne gönderilmelidir. Öğrenilenler geçmişte oluşturulan albümlere eklenir, böylelikle hem bilgiler birbiriyle birleştirip bağlantılar kurulabilir hem de daha kolay hatırlama sağlanır. Sevgiyle kalın çünkü sevginiz yoksa içi boş çınlayan bir bakır kaptan farkınız olmayacaktır.
Gazeteci / Yazar
Mustafa Mızrak